hesabın var mı? giriş yap

  • lan çayı şekersiz içmenin kaloriyle alakası yok yok. çayı şekersiz içtin mi tadını daha iyi alıyorsun. şekerlisi şerbet gibim bir şey oluyor.

  • -boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
    + değerlendiren zaman boş zaman değildir. (yaşanmıştır, işi alamadım o ayrı)

  • izlerken utandım.

    bazen sana kızıyorum ama beni utandırdın ekrem abi.

    helal olsun sana. sesin ve konuşman hâlâ aynı. daha çok güvendim şimdi sana.

  • prajina; cinsiyet: erkek; yaş: 31; il: istanbul
    konuşmaya 5, ilkokula 8 yaşında başladım. okumayı 10 yaşında söktüm. orta 1'de sınıfta kaldım. lise 2'ye kadar her zaman sınıfın en tembeli, en sorunlu öğrencisi oldum. ancak lise 2 ve lise 3'te takdir aldım. gece gündüz çalıştım. öys'de 56'cı olup boğaziçi üniversitesi'ne girdim. mezun olduktan sonra yüksek lisans için abd'ye burslu gittim. yl bitince tekrar bü'ye döndüm. doktoramı bitirmek üzereyim. lise 2'de ne mi oldu? şu anda karım olan sınıfın en çalışkan kızına aşık oldum. kendimi ona ispatlamam gerekiyordu.

    meali: karım biraz daha güzel olsa şimdi nasa'daydım.

  • ders: ilköğretim fen bilgisi

    soru: kurbağaların dolaşım sistemi nasıldır?
    cevap: zıplaya zıplaya dolaşırlar.

    (bu cevap birebir gerçektir ve fen bilgisi öğretmeni olan babamın yaptığı bir yazılıda verilmiştir. babam gösterdiydi de altıma sıçtıydım gülmekten.)

  • henüz 23 yaşımda aşık olmuştum. onun doğru insan olduğuna emindim. gördüğümde avuç içlerim terliyor, kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyordu.

    ilk buluşmamızda evli ve 2 yaşında bir kızı olduğunu, boşanma davası açtığını söyledi. yani ben onu tanıdığımda boşanma davası açılmıştı. ona şunu söyledim.

    "boşanma davan bitene kadar görüşmeyelim. belki evliliğine bir şans daha tanımak istersin. çocuğun için bir arada olma kararı verirsin. bu süreçte ben yanında olmak istemiyorum. söyleyeceğim en ufak bir söz, yapacağım bir davranış belki kararını etkiyleyebilir. boşanman ya da boşanmamana hiçbir şekilde dahil olmak istemiyorum. ne karar verirsen ver asla seni yargılamam. davan tamamen bittip yolunu çizdikten sonra tekrar konuşuruz"

    üst düzey ve sanat eğitimi almadan söyleyebilmiştim bunu üstelik. davası bitene kadar asla görmedim, konuşmadım. aradan 18 sene geçti. ve ben 18 yıldır kafamı yastığa koyar koymaz uyuyabiliyorum. huzurlu bir uykuyu, galaksinin en muhteşem aşkına değişmem.

    aşk denen şey bir gün biter. ancak vicdan toprağa gireceğimiz güne kadar bir azap kolyesi gibi sallanır durur boğazımızda.

  • bu katliam, 2011 yılında 8'i bombalama, 69'u ise ateşli silahlarla olmak üzere toplamda 77 kişinin korkunç bir şekilde ölümüne yol açan norveç katliamı yaşanana dek dünya çapında en çok insanın ölümüne sebep olan bireysel olarak işlenmiş katliamdır. 27 yaşındaki woo bum-kon ismindeki koreli polis memuru 1982 yılında, nisan ayının 26'sını 27'sine bağlayan tek gecede toplamda 56 kişiyi öldürmüş ve yaklaşık 37 kişiyi de yaralamıştır. bu korkunç katliam kayıtlara şu şekilde geçmiştir:

    polis memuru woo, anlatılanlara göre katliam gününün sabahında kız arkadaşıyla kavga eder. kavganın sebebi, uyurken woo'nun göğsüne konan sineği kaçırmaya çalışan kız arkadaşının woo'yu uyandırmasıdır. uyandıktan sonra woo dışarı çıkar ve içki içer. anlatılanlara göre woo eve döndüğünde sarhoştur. bu halde kız arkadaşını dövdükten ve evdeki eşyaları parçaladıktan sonra katliamını gerçekleştirirken kullanacağı silahları tedarik etmeye koyulur. polis merkezinden çaldığı silahları, ki bunların arasında 7 adet el bombası da vardır, yüklenerek katliamına soğukkanlılıkla başlar. ilk olarak, akşam saat 9.30 sıralarında, yerel bir posta haneye girerek, içeride çalışan üç kişiyi öldürür ve ardından yardım çağrılarını engellemek için telefon kablolarını keser. sonra bir markete el bombası atmak ve etrafta gördüğü insanları vurmak suretiyle altı kişiyi orada öldürür.

    cani o kadar rahattır ki köy köy dolaşmakta, canının istediği eve girmekte ve içeridekileri gözünü kırpmadan öldürmektedir. elbette bu rahatlığında polis memuru olmasının da büyük katkısı olmuştur. evine girmeye çalıştığı insanlara polis olduğunu söylemekte, polis kimliğini göstermekte ve ev sakinlerinin güvenini kazandıktan sonra da insanları beklenmedik bir anda acımasız bir şekilde öldürmektedir.

    akşam 10.30 dolaylarında 16 yaşında genç bir çocuğu rehin alır. kendisine köydeki marketten hafif bir içecek almasını söyler. çocuk denileni yapar ve caninin istediği içeceği getirir. hemen ardından katil, hem çocuğu hem de marketin sahiplerini oracıkta öldürür. marketin sahibi bacağından vurulduktan sonra kaçmayı başarsa da karısı ve iki kızı kurşunlardan kaçamaz. sadece o köyde toplamda 18 kişiyi öldürür.

    gittiği başka bir köyde, bir aileden dört kişiyi yataklarında uyurken vahşice kurşunlar. ardından aynı köyde ev ev dolaşmaya devam eder. kapılarını çaldığı ve yataklarından uykulu halde kalkan ev sahiplerine, polis olduğunu ve yakınlarda kuzey koreli ajanların saklandığına dair ihbar alındığını söyler. davet edildiği evlerde biraz oturduktan sonra ev sakinlerini hiç beklemedikleri bir anda kendi evlerinde vahşice katleder. sadece o kasabada arkasında 24 masum insanın cesedini bırakmıştır.

    56 kişinin hayatını kaybettiği katliam, katilin saklandığı çiftlik evinin etrafının kuşatılmasının ardından, woo'nun rehine olarak yanında tuttuğu ev sahibi aileyle birlikte kendisini de el bombasıyla havaya uçurmasıyla son bulur. katliamın ardından içişleri bakanı bizim ülkeye çok uzak bir davranışla istifa eder. katliamdan sonra katilin kız arkadaşı, woo'nun aşağılık kompleksinden muzdarip olduğunu ve evlenmeden bir arada yaşadıkları için köylüler tarafından sözel olarak rahatsız edildiklerini söyler.

    kaynak