ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ikinci elizabeth'in ölümünün gazetelere yansıması
-
kraliçe elizabeth'in tahttaki 70. yılın ardından ölümünün birleşik krallık basınına yansıma şeklidir. başlık sınırı el verdiği kadar yazılabilmiştir.
the sun, kırmızı temasını mor ve siyah ile değiştirip "sizi sevdik hanımefendi" başlığı atmış ve kendisi ile gurur duyduklarını belirtmiştir. görsel
daily mirror, siyah tema ile yayımlanıp "teşekkürler" demekle yetinmiştir. görsel
daily express, "sevgili kraliçemiz öldü" şeklinde yayımlanmıştır. görsel
daily mail, kraliçenin gençlik fotoğrafının bulunduğu "tarihi özel baskı" olarak yayımlanmış ve "kalbimiz kırık" manşeti atmıştır. görsel
metro gazetesi, kraliçenin gençlik fotoğrafı ve "1926-2022" notu ile yayımlanmıştır. görsel
i news, kraliçe elizabeth'e adanmış özel sayısı ile yayımlanmıştır. görsel
the times, "kraliçenin ölümü" manşetiyle yayımlanmış, ilk sayfanın tamamını kraliçeye ayırmıştır. görsel
the guardian: görsel
the telegraph: görsel
financial times: görsel
the herald: görsel
the scotsman: görsel
the belfast telegraph: görsel
anadolu lisesi almancası
-
benim için "ich bin fünf zehn jahre alt"dır. 30 yaşına geldim, almanca yaşım 15'te kaldı.
doktorların ve tıp öğrencilerinin espri anlayışı
-
bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
olay tekirdağ'da geçmektedir.
3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
- yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.
git şurdan şöyle bir tahta bul gel
-
dünyanın en tuhaf baba talebidir, emridir. herhangi bir iş mi yapılıyor, bağla bahçeyle mi uğraşılıyor, apartman bahçesinde bir atraksiyon mu yapılıyor, piknikte mangal mı yakılıyor, baba mutlaka bu talebini dile getirir. muhattabı genelde erkek çocuklardır.
öğelerine ayirarak bakalim, emrin saçmaligi anlasilsin;
git: ışık hızıyla yap anlamında
şurdan: "şurdan" kelimesi masum gibi ama kastedilen butun mahalle.
şöyle: genelde 1-1,5 metreye tekabül eden bi tahtadır. bi örneği pederin elinde vardır.
bir: evet bir.
tahta: her babaya lazım, fennin son harikası.
bul: artik icat mi edersin, yarayir misin bilemem mealinde.
gel: gidis hiziyla gel.
verdi emri, bolt gibi gote toynak ata ata gittin, aradin ve buyuk ihtimalle mahallenizde ikea fabrikasi yoksa bulamadan geldin. sonuc?
"taam hallettim ben.."
duyar duymaz ortamdan uzaklaşılması gereken sözler
-
(bkz: perdeleri yıkadım)
kıro kızların ortak özellikleri
-
aylar yıllar önce şu başlıkta “telefonu pantolonun cebinde taşıması” diye bir entry okumuştum. o entryi kim yazdıysa gün yüzü göremesin. ne zaman bir işim olsa telefonu cebime atsam geri çıkartıp çantama koyuyorum refleks olarak. dengemi bozdun pislik insan.
25 kasım 2015 atletico madrid galatasaray maçı
-
şu an canlı bahiste, atletico takım kalecisi ne renk kazak giyiyor? diye bahis açılsa maçı izleyenlerin yarısı bilemez
elektrik borcunu kızıyla ödeyen baba
-
ilgili haberin altındaki bir yorumu beğendim:
"8000 liralık fatura nasıl olmuş ki? 2 göz odada ayda 100 lira desen yılda 1200 yapar hiç ödemesen 2.ayda elektrik olmaz faturanda olmaz. 100 liranın faiz neyse onla kalırsın. 8000 için bayağı bir çaba harcamak lazım. haberi yaparken sormak aklınıza gelmedi mi?allah bilir elektrik şirketine de nasıl oldu bu iş dememişinizdir . öyle ya, kızı var 14'lük satılacak.hikayesini pazarlarken bahane bulmak lazım_ o kızı her şekilde satacak fatura bahane. kızı kurtarın kurtarabiliyorsanız. yatılı okul meslek okulu herneydiyse yol açılsın. bunların da ebeveynlik hakları iptal edilsin. emsal olur. fakirlik olur kaç zengin var zaten ama çocuk satmak fikri mide bulandırıcı sempatinin zerresi yok içimde."
adam haklı, dağılın.
mortifera
-
"su kıtlığı olabileceği 1,5 yıl önceden belliydi ama allah nasip etmedi, yağmur yağmadı. biz nasıl olsa yağmur yağar diye su getirme projelerine önceden başlamadık. şanssızlık, kısmetsizlik oldu. bu yüzden kesintilere başlamak zorundayız" diyerek ankara'nin susuzluk sorunun sucunu allah'a havale eden ve bu bahaneyle kendisini temize cikaran(!) bir belediye baskanina oy vereceklere mal demis yazar.
ne terslik var ben anlamadim sahsen.
buluşulan kızın buluşmaya mercedes'le gelmesi
-
görene kadar mercedes'i olduğunu hissettirmediyse, en asil duyguların kızıdır. devam.
mustafa durdu'nun 27 kasım 2013 tarihli yazısı
-
okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.