hesabın var mı? giriş yap

  • çok, çok, çok sevdiğinizde yapacağınız aptallıktır. kesinlikle özgüven kaybıdır ve yapılmamalıdır.
    telafisi zor yaralar açar.
    neden özür dilediğinizi bile bilmezsiniz.
    ama dilersiniz...
    bir şeyler daha fazla karışmasın diye...
    azıcık huzur olsun diye...
    daha fazla ağlamamak, kanamamak için...
    daha fazla çirkinleşmesini ve ilişkinizin yıpranmasını önlemek için...
    ama en çok da belki ben özür dilersem, hatalı olduğunu anlar, utanır diye...
    hatadır, aptallıktır.
    çünkü anlamazlar ve utanmazlar!

  • lan oha artık nereden kulp takacağınızı şaşırdınız be.

    adam "kadının elinin değdiği her şey güzel olur" diye mis gibi slogan yapıyor, değneğin biri de çıkıp buna "cinsiyetçi hede hödö" diyor. yok artık lan.

    ona bakarsan "dünya kadınlar günü" diye kadınlara ayrı gün kutlamak da kadınları ötekileştirmek değil de nedir, hadi bakalım.

  • şimdi bu fiyatları euro kuru ile çarpıp “domatesin kilosu almanya’da 11 lira len haline şükret len” diyecek birileri illaki çıkacaktır.

  • sevgili dostum işyerinde ve hayatta kötü niyetli psikopatların seni kurban durumuna düşürmek için kullandığı yöntemlerden bir kaçını seninle paylaşmak istiyorum. bunlara karşı dikkatli olmanı öneririm.

    1) pohpohlayarak gardını düşürtme : yeni başladığın bir işte daha seni tanımadan "sen gördüğüm en akıllı insansın" veya "gerçekten bu işe çok yakıştın" türü pohpohlama senin güvenini kazanma ve yanına sokulmak için kullanılır. bu sebeple daha kimseyi tanımadığın ve tek bir doğru dürüst muhabbet etmediğin bir ortamda biri gelir seni hemen övmeye ve pohpohlama başlarsa dikkat et. psikopatın biri vuruş yapabilmek için mesafeyi kapatıyor olabilir.

    2) gerçeklik algınını değiştirme : psikopat burada senin doğru olduğuna emin olduğun her şeyin yanlış olduğunu söylemeye ve kendine güvenini kırmaya başlar. " sen okulda öyle öğrenmiş olabilirsin ama işler buralarda böyle yapılmaz" veya "sana incelemen için bir dosya verdik onu bile yanlış anlamışsın biraz daha dikkatli olmalısın" gibi.

    3) hata yansıtma : burada psikopat kendi hatalarını sana yükler ve bunların senin hatan olduğuna inandırır. örneğin bir hafta boyunca sürekli sana fazla iş yükleyen ve sabah iki dakika geç geldin diye herkesin önünde seni fırçalayan manyak bu konuda kendisine şikayette bulunduğun zaman "profesyonellik hatayı kendinde aramandan geçer, kendinden başkalarında suç bulma alışkanlığıyla işinde ilerleyemezsin" falan der.

    bu farklı alanlarda da böyledir. örneğin seni aldatan eşin "seni aldattığım falan yok aşırı kıskançsın sadece" veya yaptığı yolsuzlukla alakalı medyanın sorularıyla bunalan politikacı " medya taraflı olarak üzerimize gelmese bu ülkeyi daha iyi idare ederdik" gibisinde tepki gösterir. teknik hep hatayı kurbanın üstüne atmaktır.

    4) konuyu saptırma : psikopat burada her durumu farklı yöne çekerek esas konudan saptırır. örneğin torpilli bir bayan müdür kendisine şikayet edilen sosyopat yönetici sana " sen bu kadını sırf kadın olduğu için bana şikayet ediyorsun, kadın düşmanlığından vazgeçin artık" diyerek konuyu başka yöne saptırır. ya da belediye kaynaklarını kendi yakınlarına aktardığı ortaya çıkan politikacı " ülkemizin düşmanlarına bağlı çalışan ajanlar yaptığımız iyi işleri gölgelemek için iftira atıyor" der.

    5) düşüncelerinin geçerli olmadığını ima etme : bu taktikte doğruları ve gerçekleri söyleyen kişilerin sözlerine güvenilemeyeceği kampanyası yapılır. iş yerinde maaşı üç aydır ödenmeyen çalışanların sözcüsü olarak üst yönetime çıkan birine bu tip bir psikopat "sen çok duygusalsın ve pireyi deve yapıyorsun. bir kaç gün maaşlar ödenemedi diye herkesi örgütlüyorsun. hareketlerine dikkat et" der.

    diğer çalışanlara da " bu arkadaşınız defalarca hak etmediği bir terfiyi isteyip alamadığı için şimdi sizleri kışkırtmaya çalışıyor. onun dediklerine kanmayın zaten kısa bir zaman içinde yollarımızı onunla ayıracağız" türünden bir taktik izlerler.

    kısacası doğru bir şey söylediğiniz anda kötü niyetli olmakla, psikolojinizin bozuk olmasıyla veya kışkırtıcılıkla suçlanıp ortaya koyduğunuz düşüncelerinizin geçerli olmadığı propagandası yapılır.

  • insan beyninin anlasilmasi icin belki de yasayan en degerli ornek; bu kadar olaganustu yetenekle ve beyin taramalari sonucu ortaya cikan bircok fiziksel anomaliyle adam basli basina bir arastirma alani.

    adettendir, manyak bir baska ozelligini de ben soyleyeyim (scientific american aralik 2005): adama herhangi buyuk bir sehirde iki adres verildiginde yahoo maps gibi yol tarifi yapabiliyormus. allah sahibine bagislasin. bir de bir yanlisi duzeltelim, adam otistik degil. bazi semptomlari benzese de otisizm tanimi konulacak kadar ortusmuyormus, zaten savantlarin da ancak yarisi otistik. mesela bircogunun aksine, kim efendi sadece hafizadaki seyleri saymakla kalmiyor ayni zamanda onlarin anlamini kavrayabiliyor, yani neyi ezberledigini biliyor. hatta kendisini neredeyse 20 yildir arastiran herifleri de sasirtarak, sadece klasik muzik parcalarini ezberlemekle kalmamis, notalarin anlamini ogrenmis, sonra da enstruman calmaya baslamis ufaktan.

    bir de bu soyut kavramlari kuramama kalibina da tam uymuyor. mesela buna biri lincoln'un "gettysburg adress"ini sormus (konusma, seslesis, nutuk babinda) bu da herifin gettysburgda sadece bir gece kaldigi evin adresini vermis. sonra soruyu soranlar gulunce adam yaptigini kavrayip, bunun espriye dokmus. ve daha ilginci ezberledigi seyleri kombinasyona sokup, tipki bir muzisyen gibi yeni ve orjinal seyler uretebiliyor. iste bu yuzden dunyadaki en degerli beyinlerden biri olmali.

    corpus callosumu yani iki beyin yarimkuresi arasindaki baglantisi yok. bazi epileptikleri tedavi etmek icin yaptiklari gibi sonradan kesilmemis, boylece split brain sendromu yasamiyor. onunkisi dogustan yok, o yuzden bir sekilde yarimkureleri adapte olmuslar bu duruma, hatta belki de tam fonksiyonel birer beyne donusmusler. bu da savant yetenekleri gozonune alindiginda su soruyu akla getiriyor: bu tip beyin hasarlari ve eksiklikleri beyni baska sekillerde kendini kompanse etmesi icin tetikliyor mu yoksa zaten beyinde mevcut olan baska yapilarin daha etkin kullanilmasina mi izin veriyor?

    daha ayrintili olarak, asil hasarli olan tarafi sol yarimkuresi tum savantlardaki gibi. buradan da neden genelde erkeklerin savant veya otistik olduklarina dair bir teori var. erkek fetusler gelisirken, kan dolasiminda daha fazla testosteron oluyor bu da asiriya kacarsa beyin gelisimine zarar verebiliyor. normalde sol yarimkure de sagdan daha gec ve yavas gelistiginden, testosteronun bu potansiyel olarak zararli etkisine daha uzun sure maruz kaliyor. buraya kadar eyvallah. asil soru da, hasar sonucu sag yarim kurenin kompanse etmek icin baska dokulara el koymasi mi insani savant yapiyor yoksa halihazirda varolan mekanizmalari domine edecek bir sol yarimkure kalmamasi mi? belki bu sol yarimkurenin baskisindan kurtulan kisimlar insana bu tip yeni yetenekler kazandiriyor.

  • elbette yayaya çarpmak.. ki seneler önce yaşadım.. sanırım sene 1997 idi. kör bir virajı döndüm, hızım 60-65 km/s falandı. 70 yaşlarında bir teyze yola yeni adım atmıştı. beni görünce duracağına koşmaya başladı,fren mren derken muhtemelen 20 km/s civarı bir hızla kadıncağıza çarptım. önce kaputun üstüne sonra yere düştü.. hemen indim,yanımdaki kız arkadaşıma ambulans çağırmasını söyledim. etraftan koşan esnaf kadını çekiştirmeye çalıştı, oynatmayın vs dedim. neyse,kadın hastaneye ben karakola.. sadece bacağında bir morluk oluştu ama gel de bana sor.. vicdan azabı vs eşi emekli bir diş hekimiymiş ve olayı balkondan görmüş. polise "çocuğun suçu yok, bizim hanım resmen koşup arabaya çarptı" demiş ve şikayetçi olmamışlar. ertesi gün çiçek vs yaptırıp utana sıkıla evlerine ziyarete gitmiştim.. o zamandan beri yayaya çarparım diye altıma sıçıyorum..