hesabın var mı? giriş yap

  • ankara'da bi gece sarhoşken belediyenin önündeki fıskıyeyi kırmıştım yanlışlıkla. sonradan çok tantanası olmuş diye duymuştum.

  • tesla sadece elektrikli spor araba uretmesiyle degil, is ve satis modeliyle de diger araba sirketlerinden cok daha farkli bir yol izliyor. aradaki farki aciklayayim.

    1.) mesela ford amerika'da urettigi arabayi amerika'da satmak istiyor olsun. kentucky'deki ford fabrikasindan cikan escape model araba portland'daki ford galerisine satiliyor. ford sirketi ford galerilerinden hicbirine sahip degil ve bu galerilerin tamami ucuncu parti sahislar tarafindan isletiliyor. yani ford 10 bin dolara urettigi arabayi galeriye 15 bin dolara satiyor, galeri de arabayi 20 bin dolara musteriye satiyor. boylece 20 bin dolara satilan arabanin kari ford ile galeri arasinda 5'er bin dolar olarak paylasiliyor. iki taraf sadece kari degil zarari da paylasiyor. ekonomik kriz olup arabalar satmayinca ford da galerici de esit oranda zarar ediyor.

    tesla tum satislarini internet uzerinden yapiyor ve sirket tum satis merkezlerinin sahibi durumda. yani tesla bir arabayi 30 bine uretip 40 bine sattiginda 10 bin dolarlik karin tamamini cebine atiyor. tesla karini kimseyle paylasmiyor ama ekonomi kotuye giderken ve araba satislari azaldiginda zararini da paylasmiyor. bu hem inovatif hem de riskli bir secim. ford bugun araba urettiginde galeri sahiplerinin cikarlarini da gozetmek zorunda ve onlara zarar ettirecek bir harekette bulunamaz ama tesla'nin boyle bir sorunu olmadigi icin eli daha ozgur.

    2.) diyelim ki satin aldiginiz ford marka araba bozuldu. arabanin garanti suresi henuz bitmediyse arabayi ford yetkili servisine goturuyorsunuz, oradaki tamirci arabayi tamir ediyor ve faturayi ford sirketine yolluyor cunku ford yetkili servisler de ayni galeriler gibi ford sirketinden bagimsiz hareket ediyor. bu durumda atiyorum bir tamir isleminin masrafi 500 dolarsa ve yetkili servis uzerine 200 dolar kar koyarsa ford sirketi bu tamir icin 700 dolar odemis oluyor.

    tesla tum yetkili servislere sahip oldugu icin tamir isini de kendisi hallediyor. hatta bir cok tamir isi internet uzerinden arabaya update yani guncelleme yollama seklinde (over the air) gerceklesiyor.

    peki galericileri ve ucuncu parti yetkili servisleri aradan cikartilarak yapilan satis modeli neden onemli? cunku bugun amerika'da bir gm galerisine gidip sirketin elektrikli arabasi bolt'u satin almak istediginizde galericiler o arabayi size satmamak icin bin dereden su getiriyorlar ve sizi diger arabalari alma konusunda ikna etmeye calisiyorlar cunku bolt'un onlar icin kar marji dusuk ve tamir ve bakim masraflari az oldugu icin yetkili servise pek isiniz dusmuyor yani galerinin elinde size elektrikli araba satmamak icin kendince gecerli bir motivasyonu var. tesla ucuncu partileri aradan cikartip halka direkt internet uzerinden satis yaparak bunun onune gecmeye calisiyor.

    zaten teksas dahil bir cok eyalette galericiler tesla'yi bu yuzden mahkemeye verdiler ve galericilerin aradan cikartilmasi sayesinde milyonlarca amerikalinin isini kaybetme tehlikesiyle karsi karsiya oldugunu iddia ettiler. bu yuzden bazi eyaletlerde tesla'nin direkt satis yapmasi halen yasakli durumda. diger araba firmalari her yil belli sayida, belli modellerde ve belli konfigurasyonda arabalar uretip bunlari galerilere satiyor ve galerilerin bunlara musteri bulmasi bekleniyor. tesla'ysa urettigi tum arabalarin once siparisini aliyor, daha sonra arabayi uretiyor. boylece daha araba fabrikadayken hangi musterinin evine gidecegi bellidir ve onun ozel isteklerine gore konfigure edilmistir. bununla beraber tesla'nin diger sirketlerden farklilastigi bir konu daha var. ford, bmw, toyota gibi sirketler her yil reklama milyarlarca dolar harcarken tesla'nin gazetelerde, televizyonda ve dergilerde hicbir reklamini goremiyoruz. sirket zaten surekli medyanin onunde olan elon musk'u reklam yuzu olarak kullaniyor ve tek kurus harcamadan reklamini yapiyor.

    tesla'nin diger araba firmalarindan farkli yaptigi ucuncu seye gelince aslinda en onemli sey de bu. sonunda basarili olabilir mi olamaz mi bilemem ama tesla kendi enerji ekosistemini kurmaya calisiyor. simdi ford musteriye bir araba satinca musterinin o arabaya nereden nasil benzin koyacagiyla ilgilenmez cunku ford enerji isinde degildir. siz arabanizi alirsiniz, sonra araba firmasiyla iliskiniz biter ve petrol firmalariyla iliskiniz baslar. sizin ne yeyip ne ictiginizle, nereye sictiginizla ford ilgilenmez. araba endustrisiyle petrol endustrisinin birbirini destekledigi soylenir ve genelde birbirlerinin tekerine comak sokmamaya calisirlar.

    tesla'ysa kendi ekosistemini kurmaya calisiyor. oncelikle arabalarindaki pilleri panasonic'le ortaklasa da olsa kendisi uretiyor ve kendisi konfigure ediyor. ayrica tesla araba sahiplerinin arabalarini garajlarinda hizlica sar edebilmesi icin gerekli alet edevatlari ve powerwall gibi araclari satiyor. ayrica abd'nin karayollarinda her 100-150 milde bir denk geldiginiz tesla super-sarj istasyonlari mevcut. model s ve model x sahipleri buradan sinirsiz yararlanirken model 3 sahipleri kilowat basina para oduyor.

    daha da onemlisi tesla ayni zamanda bir gunes enerjisi sirketi ve evlere gunes enerjisi sistemi kuruyor. simdi catinizda tesla gunes enerjisi olsun, buradan gelen elektrik garajinizdaki tesla powerwall'a elektrik aktarsin ve buradan arabaniz bedavaya sarj olsun. uzun yola ciktiginizda da tesla'nin sarj istasyonlarinda arabaniz sarj olsun. aha simdi tesla ekosisteminin icindesiniz. ayni iphone alanlarin apple'in ios ekosistemine girdigi gibi. ucuncu bir sirkete muhtac olmadan arabanin bakimindan tamirine, hatta sarjina kadar tesla ustleniyor ve ekosistemden disari cikilmiyor. ornek vermek gerekirse bugun abd'nin en buyuk araba firmalarindan ford'un piyasa degeri 40 milyar dolarken petrol ve benzin firmasi exxon'un piyasa degeri 500 milyar dolar. iste tesla hem uretici, hem satici, hem enerjici hem de tamirci olmaya calisiyor.

    peki yukarida neden "tesla'nin bu konuda basarili olup olamayacagini bilemem" dedim? cunku boylesine bir ekosistemi sifirdan kurmak inanilmaz derecede pahali ve bir start-up icin imkansiza yakin. tesla su ana kadar 14 milyar dolar harcadi ve onumuzdeki 3-4 sene icinde bir 15 milyar dolar daha harcayacak. harcanan ve harcanacak olan para koc holding'in tum piyasa degerinden daha fazla. sifirdan sirf borsadan topladiginiz paralarla bir koc holding kurdugunuzu dusunun, iste tesla bunu yapmaya calisiyor (yalniz feci bir sekilde anlatim bozuklugu oldu; bir alamanci turkcesi konusmam eksikti).

    birkac sene once model s'in tabani yere cok yakindi ve yoldaki ufak taslara veya diger arabalardan dusmus parcalara carparak kazaya sebep oluyordu. bir anda tesla'nin 100 binden fazla araci geri cagirip yerden yuksekligini arttirmasi gerekmisti. sirket bunu cok kolay bir sekilde halletti. arabalarin hepsine internet uzerinden guncelleme yolladi ve arabalar otomatik olarak yerden yukseldi. sorun da halloldu zira arabalarin icine otomatik olarak yuksekligi ayarlayan bir mekanizma ve software koymuslar ama sadece sirket bunu manipule edebiliyor. ford boyle bir sey yapmaya kalksa ve arabadaki sorunu yazilim uzerinden internet yoluyla duzeltmeye calissa dunyadaki tum ford yetkili servisleri "bizi ekmeginden etti" diye isyan cikartirdi. tesla'nin bu konuda bir endisesi olmadigi icin daha cok risk alabiliyor ve daha inovatif takilabiliyor.

    daha tesla'nin birkac sene icinde piyasaya surmeyi planladigi "surucusuz uber" projesi var ki ona hic girmeyeyim bile.

    simdi gelelim en onemli soruya. dunyada tesla logosunun en cok yakistigi plaka hangisi?

    cevabi asagida:

    https://s1.eksiup.com/6b66d49ee50.jpg (resimdeki benim degil)

    hoop konu yine dondu dolasti nereye geldi...demek ki entry'i bitirme vakti gelmis.

    artik demir almak gunu gelmisse zamandan,
    mechule giden bir gemi kalkar bu oregondan

  • olmayacaktir. akp (tabi ki aslinda tayyip erdogan) daha once kimsenin yapmadigi sekilde rakiplerine ve rakip olacaklara cozum buldu, onlari yok etti, sindirdi, korkuttu, kendine katti, secmenlerini caldi ve bunlari yaparken kendini durdurabilecek gucleri, ordu, yargi vs etkisizlestirdi, kendi amacina uygun hale getirdi. degisiklikleri yaptiktan sonra da kanunlari eski duzene donulemeyecek sekilde degistirdi, simdi de sistemi degistiriyor. bundan sonra bu duzenden donulmesi mumkun degil. olene kadar tayyip erdogan, ondan sonra da uygun gorecegi bir kisi, damadi, oglu, torunu vs basta olacaktir. bu ulke bitmistir. gecmis olsun.

  • hem konum hem de içerik olarak aslında ingilizce bilip gene de altyazıları okumaya benzer..
    bilirsin aşağıda farklı bir şey yok, ama gene de gözlerini alamazsın.

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.

  • yarım saat olsa iyi, tam bir saat bekledim. ama sor bi niye bekledim? sorduysan cevap veriyorum: ne çok sabırlı olmaktan ne de çaresizlikten; ki bundan önce üç görüşme yapmıştım, hepsi de çok iyi geçmişti *... tek sebebi vardı, o da merak.
    bir saat sonra artist artist gelen lavukla olan diyaloğu hatırladığım kadarıyla aktarıyorum:
    - ahmet bey değil mi?
    - evet.
    - ahmet bey, ben serkan. şuyum buyum bik bik bik... isterseniz kendinizi tanıtın, başlayalım.
    - açıkçası serkan bey. hiç başlamasak daha iyi olacak. zira bir saattir bekliyorum burada, özür bile dilenmedi. allah rızası için bi su içer misin diyen de olmadı. bu sizin çalışanlarınıza ne gözle baktığınızın çok açık bir göstergesi bence. kaldı ki buraya iş dilenmeye de gelmedim. benim çıkarlarım kadar sizin de çıkarlarınız söz konusu. tecrübesiz olabilirim ancak yeteneklerimin ve yapabileceklerimin farkındayım. (tamam biraz gaza geldim.)
    - ee şey, bik bik bik. yurt dışından misafir falan filan...
    - tek bir şey sormak için bekledim, yoksa çoktan çekip gitmiştim: cv'im kariyer.net üzerinden 8 kere görüntülenmiş. bunun sebebini merak ediyorum, cevaplarsanız sevinirim.
    - (görüşmede ciddiyet, bu noktada kayboldu) eheheh tam olarak bilemiyorum, insan kaynaklarındaki arkadaş sizi çok beğenmiş olabilir.
    - (sağ kaş havada) ben de öyle tahmin etmiştim. telefonum orada var, 7/24 arayabilir... iyi günler.

    hızlı bir şekilde sandalye çekilir, yerden kalkan tozlar arasında mekan terk edilir...

    edit: ya şunu da ekleyeyim; görüşmeden 10 gün önce, sabah içtimalarında 2 saat ayakta ve esas duruşta kıçı kırık başçavuş beklemiş adamım. mesele beklemek değil, potansiyel bir çalışanına yaptığın muamele. çay çorba ikram edersin, arada ihtiyacın var mı diye sorarsın, ne bileyim basit bi açıklama falan yaparsın. odaya adamı sokup, bir saat bekletmek ayıb!

  • şimdi sabah haberlerinde bir kaç gündür gözüme çarpıyor bu teyzeler, amcalar farklı versiyonlarla:

    bir adam "torununa 1 lira harçlık veremediğinden" yakınıyor, bir kadın "torununun muz istediğinden ama alamadığından"...

    ben fena kazanmıyorum, yani ortalama bir standardım var, hatta bazen çok bile kazanıyorum çeviri vs. ile. biraz da steril yaşıyorum; köyden kente, evden işe... böyle bir başınıza takılırsanız gözünüze gözünüze giremeyebiliyor gerçekler.

    bugün c sınıfı bir pazara gittim. (len pazarın da sınıfı mı olur demeyin. var: misal antalya'da altınkum pazarı bambaşka, altınyaka daha başka, sosyete pazarı ekstra başkadır.) iki üç çeşit meyve dışındakiler girmez o sınıf pazara mesela. ben bugün çakırlar pazarındaydım. balıkçıya durdum ve klasik deniz mi, çiftlik mi sorusundan sonra bir tane -bir tane- tekrar yazıyorum bir tane çupra tarttırdım: 20 lira dedi. yuh dedim. yuh deyince kenardaki küçük -adını şimdi anımsayamadığım balığı gösterdi. len dedim, ev geçindiren bir ebeveyni düşünsene, geliyor, bir balık yedirmek istiyor çocuklarına adam gibi, kenara attığı balıkları gösteriyor satıcı. içi acır lan insanın. benim evlatlarım evlat değil mi lan, der. der yani. ben olsam derdim.

    almadım, içeriye doğru uzadım. patates 3.5 lira (dün markette 5 liraydı, sinirlenip almadıydım), fasulye 7 lira, havuç 3 lira, patlıcan 3,5, bakla 7, pancar 4 tanesi 3 lira, marul 1,5, 4 tane yeşil soğandan müteşekkil bağ 1 lira... hangi sebzenin mevsimi dedim kabağı, havucu gösterdi, baklayı sonra, patates, soğan...

    çilek de 6 liraydı ha. eriği hiç saymıyorum.

    şimdi tv'de "insanlık onuru" diyor başbakan.
    insanlık onuru mu kalmış lan? verdiğiniz 900 lira maaş ile bir dede/nine torununa pazarda gördüğü meyveyi, balığı, sebzeyi alamıyor, hangi onurdan bahsediyorsunuz lan?

    yazık, vallahi yazık.

    dilerim ki bahsettiğiniz o insanlık onuru sizi ve sizin gibi çiğleri gün gelecek yiyecek!
    insanlık onuru, yalandan, hitabetten beslenen pezeveng herifleri yenecek.

    ha, muzdu di mi? muz göremedim pazarda.

  • zavallı kedi ölümü beklediği için sessiz ve sakin durmaktadır. kediler öleceklerini anladıklarında mümkün olduğunca tenha ve kuytu bir yerde yalnız ölmeyi tercih ederler. (bu yüzden mesela mahallenin kedisi bir anda yok oluverir ve cesedi ortada görünmez; ev kedileri de öleceklerini anladıklarında bir yolunu bulur evden kaçarlar).

    görüntülerdeki şanssız kedi de bulunduğu içler acısı durumda yalnız ve sessiz ölümü beklemek istemiş ancak en fazla dolabın altına kaçabilmiş. orada kimse tarafından görülmeden ölmek isterken rahatsız ediliyor, kuyruğundan tutup dışarı çekiliyor. bunu bile fazla görmüşsün hayvana pislik herif.