hesabın var mı? giriş yap

  • adamın bilgisayarının masaüstünde "yeni klasör (25)" adında bir dosya var. sen ondan odasının toplu olmasını bekliyon, bekleme!

  • 1940’ların amerika’sında, morarmış göz ve diğer kavga izlerini makyajla kapatan berber ve dövmecilere denir.

    the godfather 2’de, genç vito’nun, signor roberto’yu kiracısı signora colombo’yu evinden çıkarmaması için ikna ettiği sahneyi izlerken, berber dükkanının camında tuhaf bir logo dikkatimi çekti. siyah oval bir zeminin ortasında bir göz ve çevresinde “black eye specialist” yazıyordu. o sahne

    google’da araştırınca, ilginç bir bilgi edinmiş oldum:

    buna göre; o dönemde limanlarda ve inşaatlarda çalışacak işçilerin “eli yüzü düzgün” olması beklenirdi. iş için başvuran amelelerin boyuna posuna, yüzüne bakılır; at hırsızı gibi duranlar ayıklanırdı.

    çünkü gözü morarmış, yüzü şişmiş bir aday, muhtemelen iş ortamında da bela çıkaracağı için “sen gelme ulan ayı!” diye nazikçe reddedilirdi.

    dolayısıyla bar veya sokak kavgalarında ağzı burnu dağılan adamların iş bulma şansı azalırdı. işte bunların imdadına “black eye specialist” yetişirdi.

    aslen dövmeci ve berber olan bu zanaatkarlar, morarmış gözleri makyaj ve sülük kullanarak kapatır, saçı başı da güzelce tarayıp, dağılan façayı tekrar düzeltir ve bu iş sayesinde ek gelir elde ederdi. o dönemde berber ve dövmeciler müşterek mekanlarda hizmet verebiliyordu.

    bu bilgileri edinirken, the godfather’in yapımcılarına saygımın bir kat arttığını söylemeliyim. dönemin ruhunu, fiziki şartlarını ve sosyokültürel unsurlarını filmin en ince ayrıntılarına nakış gibi işlemişler çünkü.

    kaynakça:
    link
    link
    kaynak editi:
    ikonu filmde fark eden başkaları da varmış:
    black eye
    black eye-2

  • benim bebeğim yok ama bu gözler neler gördü...

    uçuklu dudağı ile 4 aylık bebeği öpmeye çalışan mı
    evden gelip ayakkabısını çıkardığı gibi bebeğe elini uzatan mı

    bebek konusu kibarlık kaldırabilecek bir durum değil... anne & baba risk alma şansına da sahip değil illa ki içeri girer girmez uyarmak durumunda ki kontrolü dışında bir şey olmasın. ben alınırım gücenirim diyorsan bebekli eve gitmeyeceksin... bir yıl geçsin sonra gider rahat rahat seversin.

  • karadeniz'e röportaja gelen gazeteci çiftçi temel'e sorar:

    g: bu inekler ortalama kaç litre süt veriyor?
    t: hangisi? beyazı mı, siyahı mı?
    g: beyazı...
    t: 10 litre...
    g: peki siyahı?..
    t: 10 litre...
    g: peki neyle besliyorsun bunları?
    t: hangisini? beyazı mı, siyahı mı?
    g: beyazı...
    t: otla besliyorum...
    g: peki siyahı?
    t: onu da otla besliyorum...
    gazeteci iyice dellenir. neden peki sürekli hangisi, hangisi diye soruyorsun? zaten cevaplar aynı...
    t: çünkü siyah olan benim de ondan...
    g: haaa... peki beyaz olan kimin?
    t: o da benim...

    debe editi: ünlü şovmen cem yılmaz'ın bir gösterisinde dediği gibi: nereden bileyim, o fıkralardaki adamların gerçek olduğunu...

    edit: bu fıkra mükerrerdir...

  • izmirden m.t. soruyor: ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir
    genç bayanim.
    üç ay kadar önce kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim.
    gecen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dun
    laboratuarda korkunç bir sey kesfettim.
    nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya
    attim, ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin
    ozgul agirligi civaninkinden fazla, batmasi gerekirdi.
    demek bana aldigi yüzük saf altin degil, öyleyse
    sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi
    nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi
    düsünüyorum, ne dersiniz?

    güzin abla: arsimet'in hayatina her
    yönüyle vakif oldugunuz anlasiliyor. yalniz yüzey
    gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey
    gerilimi suyunkinden çok daha fazladir, böylece
    kendinden agir cisimleri de kaldirabilir, çünkü o
    cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
    harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel
    enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf
    olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar
    vermeyin derim.

  • zengin bedevi, çölde devesi ile giderken, az ileride “su, su" diye inleyen birini görünce, hemen devesinden atlar ve ona kana kana su içirir. ardından da karnını doyurur.

    bedevinin yardım ettiği kişi kendine geldikten hemen sonra, zengin bedeviyi etkisiz hale getirerek, bedevinin neyi var neyi yok, hepsini alır.
    sonrada bedevinin devesine binerek oradan uzaklaşmaya başlar.

    soyulan bedevi hırsızın arkasından defalarca, “sakın bunu kimseye anlatma" diye bağırır.
    hırsız bedevi önce aldırış etmez buna ama uzaklaştıkça kafasına dert olur ve geri döner. soyduğu bedevinin yanına gelerek ona sorar;
    “neden kimseye anlatma" diyorsun. kumların üstünde oturan soyulan adam şöyle der;
    eğer bu yaptığını anlatırsan, bundan sonra çölde gerçekten aç ve susuz kalanlara hiç kimse yardım etmez.

    not: alıntı.

  • -dişi üreme sistemini yazınız.
    +dişi üreme sistemini.

    edit: doğrudur, yaptım. sonra hocaya gidip 10 puanımı da istedim. çünkü cevap oldukça doğruydu. "siiieeoarghh" gibi bişe dedi ama sanırım kabul etmedi.