hesabın var mı? giriş yap

  • normal bir durum.

    herkes müslüman değil ya da dinini yaşamıyor. rahatsız olan arkadaş listesinden çıkartır ya da profiline bakmaz.

    bu yapılan benim ya da bir başkasının 'bu sıcakta aç susuz kalınır mı sağlığını düşünmüyor musun?' demem kadar ahlaksızcadır. herkes kendi tercihlerinden mesuldür.

  • çekirdeğinde yakacak hidrojeni kalmamış ve artık daha önce hidrojen yakarak elde ettiği helyumları yakarak karbon ve oksijene çeviren yıldız. bu aşamada yıldız yakıtını çok daha hızlı tüketmeye başlar ve mevcut helyumlarını da tüketir, yanılmıyorsam betelgeuse şu anda bu aşamada, yani helyum yakıyor; helyum bittikten sonra yıldızın o anki basınç ve sıcaklığıyla daha fazla enerji üretemeyecek hale gelecek ve karbon ve oksijeni yakmaya başlayabileceği bir seviyeye kadar içine çökecek, gittikçe sıcaklık ve basıncı artan yıldız belli bir küçülmeden sonra sonra bu sefer oksijen ve karbon yakacak basınca ve sıcaklığa ulaşır, bu aşamada yıldız bir önceki seviyede ürettiği karbondan, magnezyum, neon, sodyum ve alüminyum üretmeye başlar. her aşama bir öncekinden çok daha hızlı ve çok daha sıcaktır, ayrıca büyüyüp küçülmeleri de bir dalga gibi düşünürsek önce küçülüp basınç artıyor sonra bir sonraki nükleer evreye geçip muazzam bir güç oluşturuyor ve yer çekiminin tersine bir itme kuvveti oluşturup yıldızı şişiriyor, işte bu küçülüp büyümeleri bir deniz dalgası gibi düşünürsek mesela, dalganın git gel boyutları da artmaya başlıyor her evrede. bu böyle aşama aşama devam eder, taa ki demir üretilen aşamaya gelene kadar. (bir bilgi kırıntısı daha sıkıştırayım buraya, bu bahsettiğim evreler arasındaki geçiş bıçak gibi keskin değil "yıldızın içerisindeki bütün hidrojen tüketildikten sonra helyum'a geçiyoruz, tabakta hiç hidrojen kalmayacak!!" gibi bir durum yok) en son aşama sadece bir kaç gün gibi kısa bir sürede gerçekleşir ve bu aşamadan sonra yıldızın artık yakacak birşeyi kalmadığından, çekirdeğin üzerindeki muazzam kütleyi dışarıya itebilecek bir güç kalmamış olur. yıldız birkaç saniye içinde içine çöker ve çekirdeği 100milyar dereceye kadar ısınıp tüm kütle muazzam bir patlamayla evrene yayılır. (bkz: supernova) bu patlama sırasında demirden daha ağır olan altın, bakır, gümüş, platin, uranyum gibi ağır elementler de üretilmiş olur. ayrıca muazzam bir ışık ortaya çıkar. öyle ki, betelgeuse uzaklığı itibariyle yakın sayılabilecek bir yıldız ve bu patlama gerçekleştiğinde gündüzleri bile görülebilecek kadar parlak olacak ve geceleri parlak bir dolunay kadar ışık gönderecek dünyaya. aslında gecemizi gündüze çevirecek denebilir :), yaklaşık 1 ay boyunca gözlemlenebilecek, gittikçe ışığını kaybederek.

    dünyadan gözlemlenebilen son süpernova 1604 yılında meydana gelmiş. bunu o zamanlara ait kayıtlarda dünyanın bir çok yerinde yazılmış benzer şeylerden anlayabiliyoruz, bir anda ortaya çıkan cok parlak bir yıldızın geceyi aydınlattığına dair japonya'dan avrupa'ya kadar birçok coğrafyada kayıtlar var.

    keşfedilen süper nova adayları arasında en çok umut vaadeden bu yıldızın bize dünya gözüyle süpernova izletmesini ummaktan başka yapacak birşeyimiz yok.

    detaylı bilgi için (bkz: supernova)

    edit: hidrojeni yakmaktan kastım oksijenle yakmak değil, nükleer bir reaksiyon gerçekleşiyor yoksa bildiğiniz gibi. halkın seviyesine inebilmek adına kullandığım "yakma" ifadesinden dolayı okurken içi gıdıklanan var ise bilgilerinize efenim.

  • korkutucudur.

    bir insan nasıl bu kadar rahat nasıl bu kadar kendine güvenerek yalan söyleyebiliyor hayret ediyorum.. ses kaydına montaj derken ne kadarda rahat! en ufak renk vermiyor adam. yalan söylemenin vermiş olduğu en ufak bir stres yok. korkunç gerçekten..

    (bkz: yalancılık sanatı)

  • son iki haftadir paritesi 6-8 dolar arasinda seyreden, bugun 8.35 olmus para birimimiz. ote yandan "difikulti" de katlanarak artmakta, ah keske eskiden girisseymisim dedirtmekte. bu kadar ekran kartini daha sonra nereye sokucam diye sordurtmakta.

  • tehlikeler arz eden bir meyvedir.
    1- ''lağım kokusuna aldanmayın harika tadı var'' diyenlere aldandım.
    burnumu tıkayıp denedim.
    hayatımda yediğim en berbat şeydi.
    tadı bozulmuş kavuna benziyor. kokusu iki gün odadan çıkmadı.

    2- durian yedikten sonra içki içmeniz tavsiye edilmez.
    keşke bunu ben de zehirlenmeden önce bilseydim. öyle böyle değildir efendim. bağışıklığı çökertecek derecede kuvvetli bir zehirlenme yaşayabiliyorsunuz. ilk bir hafta ateşli, istifralı ve aralıklarla titremeler gelen dönemde ''sıtmaya mı tutuldu?'' korkusu yaratabiliyor çevrede.
    ''dünyanın öbür ucunda ne işin var!'' diye bir de azar işitiyor insan o halde iken. işin daha da kötüsü uçağa alınmayıp iyileşene kadar ülkenize dönemeyebilirsiniz. hiç bir uçak firmasını ufak bir zehirlenme geçirdiğinize inandıramazsınız. hayırlı uğurlu olsun.
    ben, yaklaşık bir ay sonra yataktan kalkıp günlük hayata geri dönebildim.

    bir de otelimizin duvarında kocaman ''no durian allowed'' yazısı asılıydı. bir durian resmi koyup üstüne de çarpı koyarak yuvarlak içerisine oturtmuşlardı. kuru kafayı hak etmişsin durian.

  • kasada 50 tane çayla bekleyen adamın görüntüsü gözümün önüne geldi de, cidden rezalet.

    ulan 2 kuruş kar edicen diye düştüğün hale yazık utanmaz herif. umarım migros çalışanları yaka paça dışarı atarlar seni.

  • fakülte'de öğrenci evindeyken ev arkadaşımın kira, aidat, fatura ödemelerini geciktirmesine sinir olurdum. bir gün lafı açıldı babama bahsettim "sen yokluk mu gördün ne bilirsin parasızlığı" demişti bana. fakir bir arkadaş değildi ama ben yine de dersimi almıştım.

    şimdi ben de aynı şeyi düşünüyorum. burada atıp tutanlar fakirlik gördüler mi çok merak ediyorum..

    yazılan bütün kötü yanlar yine fakir olmanın sonuçlarıdır. birkaç nesil öncesinden varlıklı olsalardı iyi bir eğitimle ve dünya görüşüyle donanımlı olurlardı. adam kendilerini geliştirmiyorlar demiş. kendini geliştirmek öncelikle kendinin ve çocuklarının karnını doyurmak kaygılarından kurtulduktan sonra başlar. geçim derdi yaşayan adamın önceliği gündemi takip etmek, eve internet bağlatmak, günlük gazete abonesi olmak olamaz. hiç tahmin etmeyeceğin konularda tasarruf ihtiyacı duyabilirler. aklınca gelip burada fakir kınıyor paşam. bir fakire hatırı sayılır bir yardım yapmışlığı mı var burada fakir beğenmeyen göbekli, bilgisayar başında kokuşmuş halde entry giren lüzumsuz arkadaşların?!

  • aslında bir şey dinlemiyor, dinliyormuş gibi yapıyor ve kendini gereksiz muhabbet ve gürültü kirliliğinden soyutlamaya çalışıyor olabilir.