hesabın var mı? giriş yap

  • buddha'nın öğretilerine veya kişiliğine hiç girmeden, kendisi hakkında atlanılmaması gereken bir şey var ki o da buddha'nın dış görünüşü. zira konu buddha olduğu zaman kendisini çoğu kişinin yanlış bir şekilde tahayyül ettiğini fark ettim.

    budizm her ne kadar uzak doğu'da daha çok tutmuş olsa da, orjinal buddha'nın hintli olduğunu hepimiz biliyoruz. dolayısıyla adı geçtiğinde doğal olarak aklınızda aşağı yukarı buna benzer bir tip canlanıyor.

    fakat söylediğim gibi atlanılan bir nokta var ki, o da hindistan'ın coğrafi açıdan kendi içerisinde çok farklı bölgelerle dolu olduğu konusu. budizm'in (ve buddha'nın) doğduğu yer olan kuzeydoğu hindistan bölgesi de, ülkenin dağlık coğrafyasının etkisiyle iç ve orta kesimlerden bayağı izole kalıyor.

    bunun bir sonucu olarak da kuzeydoğu hintlileri, "hintli" denince akılda canlanan stereotipik esmer, büyük gözlü, kıvırcık saçlı vb. dış görünüşle bayağı alakasız bir görünüme sahipler; bildiğiniz doğu asyalı gibiler. dolayısıyla çok büyük ihtimalle budizm'in kurucusu gautama buddha da, bildiğiniz kara kuru hintlilerden değil; şu görselde resmedildiği gibi bir görünüşe sahipti.

    namaste.

  • yuma treni'nin 1957 yapımını yeni izledim. 2007 yapımını da 2-3 kere izlemişimdir. şahsi oyum 2007 yapımınadır.

    2007 yılında çekilen film western film döneminin bitmesinden sonra çekilen ender iyi yapımlardan biridir. günümüz sinema tekniğine göre aksiyonu daha bol, draması daha fazladır. ayrıca vermek istediği mesaj da değişmiştir.

    amerika film sektörüne devletin tavsiyelerini 2007 tarihli filmde de görebiliriz. amerika'da yalnız yaşayanların çoğalması ve aile kavramının unutulmaya başlaması sonucunda özellikle 2000'lerden sonra ailenin önemini vurgulayan filmler ağırlık kazanmaya başlamıştır. ortalık yalnız yaşayan ve hiç yenilmeyen süper kahraman filmleriyle dolu. oysa gerçek hayat böyle değil. bir süper kahramanın yenildiği tek konu eş ve çocuklardan oluşan bir aile ortamıdır. öyleyse aile yüceltilmelidir.

    2007 yılındaki yapımda kanun kaçağı rolünü oynayan ben wade ( russell crowe) süper kahramandır. para, şan şöhret fazlasıyla vardır. hatta kanun adamları bile birer birer kendisinden kaçar. fakat o babasız ve annesiz büyümenin ve hayat şartlarının kendisini kötü adam olmaya itmesinin etkisiyle olsa gerek topal, looser, fakir bir aile babasına saygı duyar ve çetesini yok etmek pahasına olsa da bu sıradan adamı kahraman yapmaya çalışır. belki de kendi babasının da böyle biri olduğunu hayal eder.

    1957 yılı yapımında ise kanun ve adaletin üstünlüğü vurgulanmıştır. kanun kaçağı rolündeki glenn ford, kendisini trene bindirmeye çalışan fakir adama yardım etme sebebini kimseye borçlu kalmak istemem diye açıklar.

  • turkiye milli takimi icin euro ile yapılan anlaşmaya mi yanarsın? memleketin içinden geçtiği bu durumda bu paraların dökülmesine mi yanarsın?

    n'apiyor kardeşim bu adam? ne bileyim yani bir kere neden futbol ekonomisi türkiye'den kat kat büyük ülkelerin hocalarından daha fazla para alıyor? (bkz: ispanya)

    hayır bir de mesela sen senelik 15 milyon tl verdin de bu arkadaş yok olmaz mı dedi? dediyse defolsun gitsin zaten gelmesin.

    bir de iki mikrofon gördü mu vatan, millet, milli gorev, çiğ bir popülizmle yoğurup konuyu yabancı sınırına getirir. tabi istemezsiniz lan yabancı. yoksa avrupa genç hoca dolu. kim senin çağdışı futboluna ve düz adam fikirlerine 3.2 milyon euro saysın?

    haram zehir zıkkım olsun, lan, terbiyesizler.

    tanim: şenol güneş'i avrupa'nın en çok net maaş kazanan milli takımlar hocası yapan üzücü anlaşma.

    kaynak

    debe editi: bir yandan dünya'da böyle eşi olmayan paraların teknik direktörlere bol keseden dağıtıldığı ülkemizde maalesef sma hastalığı'nın inanılmaz yüksek ilaç masrafları devlet tarafından karşılanmıyor.

    ada da hayatta kalabilmek için ilaca ihtiyaç duyan bebeklerden birisi ve yardımlarınızı bekliyor. detaylı bilgi için sma tip 1 hastası ada'ya umut ol kampanyası başlığına, ya da hem bilgi hem bağış için bu gofundme linkine danışabilirsiniz. bilgilendiren arkadaşlara teşekkürler.

  • elektriğin kesilmesi sebebiyle yakılan muma, hiç dikkat çekmeden yaklaşan kedinin ''bu alev nası kokuyo la acaba?'' diye merak etmesi.

    ''annaaam yancak ciyaakk pissst paşaa hööö'' diye yerimden zıpladığımda çok geçti. o iki saniyede bizimki çoktan yüzünün sol tarafındaki bıyık ve kaşlarını yakıp, korkuyla kaçmıştı. üç buçuk yaşında eşek kadar adam oldu halbuki... çok korumacı davrandım galiba bu yaşına kadar. gerizekalı çok komik görünüyor şimdi. yüzüne karşı gülünce saldırma huyu olduğundan, kuytuda köşede çaktırmadan gülüyorum. üç yıldır uzattığı pala bıyıklar gitti, üzerine tek kaş kaldı yavrucak. gergin biraz tabii.

  • son girişimde cevaplarda kaydırma yaptığım için ismail ağa cemaatine düştüğüm sınav.

  • su altı kamerası falan almışlar herhalde. boşa gitmesin diye her hafta biri denize düşüyor.