hesabın var mı? giriş yap

  • devlet tiyatrolarında izlenen bir oyundur.

    oyunun adı çok önemli değil. oyunlar genel olarak kaliteli. indirimli olarak 6.00 tl'ye alınan bilet ile gerçekten çok iyi oyunlar izleniyor. kaldı ki balkon vs. gibi kategorilerde alınırsa bilet fiyatı 4.00 tl'ye kadar düşüyor.

    sinema biletlerindeki fahiş rakamları da göz önüne alırsak devlet tiyatrolarında izlenen oyunlar parasına mutlaka değiyor.

  • a=abi k=kızkardeş...
    diyalog telefonda geçmektedir...

    a-doktora gittim bugün nihayet.
    k-e artık gerekiyodu..neymiş peki olay..
    a-hiç tahmin etmediğimiz bişey ya, çok şaşırdım test sonuçlarını okurken..
    k-eee?..
    a-dehidratasyon sebepli uyuşukluk yaşıosun dedi doktor..
    k-honyk..dehidratasyon mu?... ne alaka?
    a-ben de alaka kuramadım..ama bizim erman hocaya gittim dahiliyeden..ona sordum
    k-eee...
    a-anlattım durumu...evde mi kalıyosun die sordu..evet dedim..ailenle mi yaşıyodum önceden dedi...evet dedim..kızkardeşin var mı dedi...oha oldum evet dedim...
    k-alla alla...eee...
    a-bol bol bişiler anlattı...kafama dank etti...adam haklı..
    k-neymiş sölesene..
    a-eskiden ben sana hep su getirmen için baskı yapar öyle içerdim ya...tek başıma yaşadığım için farkında olmadan su içmeyi bırakmışım. e getircek kimse olmadığından susuzluk almış yürümüş. e farkına varsam bile bilinçaltından mıdır nedir gidip su içmemişim...ki öleydi yani...ben son 2 senedir hiç su içtiğimi hatırlamıyom..en fazla yemekten sonra çay içiom..
    k-ahahaaa...oahaha hahaha...tangır tungur çotank(telefonun yere düşme efekti...küt(kafayı sandalyeye çarpma efekti)..
    a-alo gülmesene...aloo...gülme alo...aloo...aloo...
    k-(bi süre sonra...)taam taam...geldim...git su iç bari...puhahahahaaaa....
    a-sen görürsün...su tankına sokçam seni oraya gelince...
    k-...puahaha...

  • 5. kez aldığım iletişim araştırmaları dersinin finalinde artık isyan ederek, mine şen hocaya hitaben "hocam şu sınavı geçeyim, kızım olursa adınızı vereceğim" notu düşmüştüm. hiç unutmam sınavı geçip mezun olunca; hocam, "geçtin ve kızına daha güzel bir isim koyabilirsin" diye mail atmıştı. dünya döndükçe unutmam...

  • yemek hazırlarken kedimin de yiyebileceği bir şey yere düştüğünde "bu senin payınmış" diyerek kabına koyardım, ki zaten çoğu zaman kabına koymama gerek bile kalmazdı. bir şeyler düşürürüm ümidi ile dibimden ayrılmazdı. tamam, itiraf ediyorum, bazen de bilerek düşürürdüm sırf o yesin diye. iki sene önce kedim öldüğünde onu apartmanımızın bahçesine gömdüm. şimdi yemek hazırlarken yere bir şey düştüğünde "bu senin payınmış" diyerek camdan, onu gömdüğüm yere atıyorum, en azından sokağımızın kedileri yesin onun payını diye.

  • tamamen içgüdüsel bir davranıştır. oğlumdan biliyorum. ilk defa kremalı bisküvi yediğinde bunu yaptı. hayretler içinde kaldik. biz öğretmedik. nerden biliyor lan bunu.
    kendisine sorduk. neden öyle yiyorsun diye, yarım yamalak konuşması ile cevapladı velet.
    - e öyle yenir ki bu.

  • çirkefliği bir tarafa bence kıskanç bir kadındır.

    mutlu çiftleri görünce bazıları kuduruyor işte böyle.

    gençlere bakma, nevrin dönmesin çığırtkan kadın…

    bir söz vardı neydi o? hah buldum… kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa en ahlaksız da en namussuz da odur diye. çok doğru bak bu söz…

  • tabi aq. erkeği kızdırmayın her şeyi yapar. kafaya bak ya.

    bu piç gibi düşünenler yüzünden oluyor bütün bu cinayetler. erkeği kızdırmayın. o istediğini yapsın ama ses çıkarmayın. ne ala memleket.

    böyle yetişen erkeğin de, böyle yetiştirenlerin de allah belasını versin.

  • selo'nun sazına, sırrı'nın sırıtışına inanıp yaşadığı ülkeyi küçük gören zavallılar; aralarında hala "hdp barış istiyor, akp tahrik ediyor, tsk gerillaya saldırıyor, devrim geliyor" diye sayıklayan mallar var. kendilerinden tiksiniyorum...

    edit: yoğun tepkilerden sonra kendilerine bir mektup yazmak zorunda kaldım.

    (bkz: hdp'ye oy verenlere açık mektup)