ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
camideki dayılara tesbih fırlatmış efsane nesil
-
4 vakit namaz kıldığım ortaokul yıllarımda içinde bulunduğum nesil. özellikle gider caminin kolonlarının dibinde otururdum. tesbih rezervinin %12,5' una hakimdim.
ortada, elleri boş dayıları süzer, kolon dibindeki tesbihleri avuçladığım gibi fırlatırdım.
çok keyifliydi lan.
evde hiç sıkılmadan vakit geçirebilen insanlar
-
kafa şişirmekten başka işe yaramayan sahte samimiyet akan kalabalık içinde olmaktansa, evindeki yalnızlık ve sessizlik içeren huzuru tercih eden akıllı kişidir. hiç pişman olmaz.
dağda ayı bulan erzurumlu
-
"o ki gazilir ya" kısmından anladığım kadarıyla hayvanı acı çekerken bulmuş.
yani kendine evcil hayvan olarak yakalamamış, aksine doğada ölüme terk etmeyi yüreğine yedirememiştir. ayrıca anlatma biçiminden samimiyetini hissedebilirsiniz. fake yada troll olmadığı çok belli.
adam zaten başına gelen olayı anlatmış, muhtemelen orman ekipleriyle doğaya geri bırakacaklardır düzelince. hatta evimize yakın olduğundan ayağı kırık kartalı dev kafeste besleyip, tedavi edip sonra doğaya saldıklarına şahit olmuştum çevre orman il müdürlüğü çalışanlarının.
hayvanlar rehabilite edilip tekrar doğaya salınıyor sıkça, öyle hemen evcil oldu diye bir şey yok. inşallah anasına kavuşur anası öğretir yırtıcılığı rahat olun. evinden fakir olduğu belli adamın, zaten bakamayacağını bilip kendi teslim eder hayvanı doğaya yada görevlilere.
"çaşırdan maşırdan vazgeçtim", "sütü bidonla verdim" derken gözleri parlıyor. adam yoksul. bir şişe süt yada 1 torba çaşır o adamla size aynı şeyi ifade etmiyor o yüzden oturduğunuz yerden sallayıp duruyorsunuz. adam anlatırken öyle bir fedakarlık duygusuyla anlatıyor ki;
anlayamazsınız.
doktorların ve tıp öğrencilerinin espri anlayışı
-
- doktor nereye gidiyoruz böyle sedyeyle falan?
- morga
- e ben daha ölmedim ki!?
- biz de daha morga gelmedik zaten.
kavgalarda oluşan kimsin lan sen döngüsü
-
muhteşem bir doğa olayı.
- kimsin lan sen?
- sen kimsin lan?
- kimsin olm?
- sen kimsin lan sen kimsin? (bu noktada yunzuk ve depik vurmaya başlıyorlar birbirlerine)
*
kavgalarda en çok sevdiğim şey bu kısım. ama bir sorun var: fazla kültürel bir döngü bu. yani bizim memleketimiz dışındaki kavgalarda bu havayı yakalamak mümkün değil. bir londra seyahatim sırasında ingiliz'in biriyle birbirimize girdik. "who are you?" diyorum "i am richard" diyor, "who are you, who are you?" diyorum "i am richard, i am english, 79 years old" diyor, hiç bir tat alamadım, fiske vurasım gelmedi adama. desene sen de bana "who are you?" diye şöyle güzel bir güleşelim, türk tokadının tadına bak, sülüman diye bayıltayım seni.
broadcast news
-
1983'te çektiği terms of endearment filmiyle, en iyi film, yönetmen ve senarist dallarında oscar kazanan 5 yönetmenden biri olan
james l brooks'un yazıp yönettiği ikinci film. zeki, başarılı ama televizyon suratı (bkz: o da ne demekse) olmayan televizyon muhabiri albert brooks'la, pek de zeki olmayan ama yakışıklı olduğu ve ekrana yakıştığı için hızla yükselen william hurt'ün satire dolu hikayesi. aralarında kalan kadını da holly hunter oynar. televizyonculuktan gelen ve bugüne kadar sadece 5 film çeken brooks'un kendi dünyasını en fazla anlattığı filmidir.
batman v superman dawn of justice
-
iki yetimi birbirine kırdıran film.
ultimate edition edit: film böyle daha anlamlı oldu. ytd.
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
-
kardeşimin yaşadığı bir olaydan örnek vereyim. internetten ayakkabı bakıyoruz, bir camper modeli beğendi, sonra gidip mağazada bakıp denemiş. 'pek beğenmediğini' söylediğinde tezgahtar hayretle bakarak 'daha önce camper kullandınız mı?' diye sormuş, kardeşim kullanmadığını söyleyince tepeden bakan bir tavırla 'belli' diye yanıtlamış.
ne demek belli lan? mecbur muyuz yani camper'ı beğenmeye anlamadım ki ya da camper giymediysek ayakkabı konusunda fikrimiz geçersiz mi oluyor..
hayır bir de camper yani, lüks mağaza sayılmaz, pahalıca ayakkabılar satan bir dükkan..velev ki armani olsun, gucci olsun..velev ki tezgahtarı değil, dükkan sahibi olsun, marka üzerinden birini aşağılamak görmemişliktir, kekoluktur, kimse kusura bakmasın..
araç kullanırken gelen uykuyu kaçırma yöntemleri
-
en önemlisi tabii ki kenara çekip uyumak olan yöntemlerdir. gelen uykuyu yok etmek gibi bir hedef olmamalı. ama ne biliyim henüz yeni başlamakta ise, servis istasyonuna ya da en yakın istirahat yerine kadar yapılması gereken şeyler vardır. ilk ve en önemli tedbir camın en az 5 parmak boyu açık bırakılması olsa gerektir. ama bu da bir süre sonra iş göremez duruma gelecektir. sonra mesela mevsimine göre yanında ekşi meyve bulundurmak olabilir.
ayrıca küçük bir pet şişeye bolca nescafe atıp yanına almak olabilir, ihtiyaç derecesine uygun miktar suyla karıştırmak üzere.
caminin önünde şampanya patlatan cahil
-
lan nerede şampanya patlatalım ? her yere cami diktiniz aq!
osursak caminin önünde osurdun diyeceksiniz!
ekşi fest 2012
-
herhangi bir nick kontrolü yapılmayacak olan festivaldir. rahatım yani.