ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kenan evren'i gömdük sıra barajda
-
idamları imzalarken ellerim hiç titremedi ( kenan evren 1983 )
emri kim verdi diye soruyorlar, emri ben verdim ( recep tayyip erdoğan 2013 )
biri gitti.
500 liralık saatin 20 liralık saatten farkı
-
adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.
yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.
yazarların cüzdanlarında taşıdığı garip nesneler
-
taş. bildiğimiz ufak çakıl taşı, bir değeri de yok lan, 15 -16 yaşlarında yolda okuldan tekmeleye tekmeleye eve kadar getirdim, sonra da sahiplendim.
it'cileri delirtme yöntemleri
-
"acilllll" girizgahlı maili mesai bitiminden hemen önce alması yeterli olacaktır.
jakoben kemalizm tekrar uyanabilir
-
her boku ye ye, hesabının sorulmasına jakoben kemalizm de. iyi yere dükkan açmış bu.
24 kasım 2021 yeni akit'in hayırdır apple manşeti
-
olm akit başlığı açıyorsan "görsel" koyacaksın görsel. bu yazılı olmayan kuralı bilmiyorsan açma mnk başlık.
okur görsele tıklayacak, 1 en fazla 2 cümle okuyacak, sonra basacak kalayı ve kapatacak.
bu!! bu kadar!!
süreç bundan ibaret. akitin bir kullanıcının hayatından çalması gereken maximum süre bununla kısıtlı olacak.
görsel
fakirleri zengin hissettiren ucuz şeyler
-
yukaridaki listenin yarisini bile gerceklestiremedigimi gorunce hangi statuye girdigimi merak ettigimdir. ben kendimi orta halli sanirdim, fakir bile degilmisim amk.
30 ocak 2021 deprem vergisinin %10'a çıkarılması
-
ülkemizde kaç çeşit vergi var, bilen var mı?
google'da arasak binlerce buluruz. kazandığımızın %70'i vergiye gidiyor diye tahmin ediyorum.
benliğimin oluştuğu 4 yaşımdan beri anlamadığım şey; kazanırken ödenen vergi; harcarken neden tekrar ödeniyor?
rize halk kütüphanesi'nin 2900 kitabı satması
-
türkiye'nin en geri kalmış illerinden birinde yaşanan tarihi bir olay. hurdacıya kitap satmak?
ayrıca olaya itiraz eden duyarlı vatandaşımız da hurdacının "dilediğiniz kitabı ücretsiz alabilirsiniz" teklifi üzerine bir şey dememiş ve 115 kitabı alarak, köşesine çekilmiştir.
aynı şehirde playstation ve internet kafesi olan abime, arada bir yardım ediyorum. kafede satılan meyve suyu ve kola kutularını, yeri geldiğinde çöp kutusundan topluyoruz. biriken kutular hurdacıya satılıyor ve ilçe ilk ya da orta okulları kütüphaneleri için kitap alınıyor. çok sayıda kitap alınamıyor belki ama, kafede öyle bir geri dönüşüm bilinci oluşmuş ki, eskiden kutuları bize vermeyip, çöpe atan müşteriler, şimdi çöpten kutu çıkarıp, biriktirdiğimiz kutuların arasına koyuyor. çünkü o okulların kitaplara ihtiyacı var.
edit: müşteriye masa açıyordum.* devam edeyim. kafede bir ara kağıtları da ayrıştırmaya çalıştık. trabzon'da bir geri dönüşüm şirketiyle görüştük. tonuna 40 lira mı ne vermişlerdi. hatta iyi niyetimizden dolayı da "madem hayır için yapıyorsunuz, hurdacılar daha çok verir, gidin hurdacılara satın" demişlerdi. hurdacılar da bir ton kağıt için 60 tl vermişlerdi. daha sonra kağıt, ayrıştırması zor olduğu için, bıraktık. gel gör ki, okul kütüphanesine bir tane daha kitap girsin diye uğraşırken, il kütüphanesinden hurdacıya kitap satılıyor.
kitaplar geçerliliğini kaybetmiş, bilmem üstünde sscb yazıyormuş, yok deformasyon olmuş, bilmem basım tarihleri eskiymiş gibi salakça bahaneler üretilemez.
sürekli böyle boktan meselelerle gündeme gelen şehrimizin, sokakları torbacıyla dolu. 15-16 yaşında çocukların uyuşturucu batağına düşmüş. bunları nasıl kurtarabiliriz diye düşünüp, gençleri sanata, spora, kültür etkinliklerine yönlendirmek ya da kütüphaneleri daha da modernleştirip, gençlerin ilgilisini çekmek yerine, şu kitapları satalım, ne de olsa kimse okumuyor mantığıyla hareket etmek ve buna da "zaten kitaplar eskiydi, ben sosyal bilimciyim" diyerek alkış tutmak, maalesef bu şehrin daha da boktanlaşmasına neden olacaktır.
virgül
-
niye cümle içinde duraklattığını buldum. ilk bakışta "nokta mı lan o?" deyip bir duruyorsun seni afallatıyor öyle duraklatıyor. sonra "haa kuyruğu varmış" deyip devam ediyorsun.
4 genç kız sokakta bira içiyordu hayret ettim
-
bu pahalılıkta bira içebilmelerine hayret etmiş olmalı.