hesabın var mı? giriş yap

  • diş hekimi olarak sarıkamış'a giden bir zat, askeri hastanenin yanındaki askeri fırına pide yaptırmak için gider.
    - oğlum bi kıymalı yapın bana
    - emredersiniz komtanım.bu arada biz kısa dönemiz komutanım kimya öğretmeniyim ben (hamurcu asker)
    - allah allah, öğretmenin ne işi var fırında ya
    - komutanım o ne ki, şu çaycı hakim, yamağı da savcı
    - ben de maden mühendisiyim komutanım (kürekçi)

  • 6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.

    sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(

  • hamas denen terör örgütü, halkını acımasız israil ordusuna resmen sunmuştur, çocuk kadın kim varsa hepsinin hayatı israil ordusuna kaldı, bu düpedüz kendi halkına ihanet.

  • mısırda bulunan giza'daki 3 büyük piramidin biraz doğusunda, vadiyi bekleyen, doğuya bakan yarı aslan yarı insan olan heykeldir. ejiptologlar yapının, i.ö 2500 dolaylarında firavun khafre tarafından yaptırıldığını düşünseler bile bugüne kadar bulunan hiç bir anıtta ya da yazıda bunu destekleyen bir ifadeye rastlanmamıştır. bu sebeple sfenks'in yapıldığı kesin tarih bilinmemektedir.

    devam bilgileri, kaynağı: eski mısır ve gizemler

    1991 yılında amerikalı araştırmacı john anthony west ve jeolog dr robert schoch, bu görkemli anıt üzerinde bir dizi araştırma yaptılar. vardıkları sonuçlar, oldukça şaşırtıcıydı: heykelin üzerindeki aşınma izleri, arkeologların inandığı gibi rüzgar ve kumdan değil, uzun ve etkili yağmurlardan ileri geliyordu ve düpedüz "su aşınması"ydılar! mısır'ın bu bölgesi, bundan 5000 yıl önce de çöldü ve yağmur düşmüyordu. söz konusu aşınmayı yaratacak düzeyde bir yağmurun en son düştüğü dönem ise, en az i.ö 5000 yılına, hatta çok daha eskilere dayanıyordu, belki i.ö 7000'e. west ve schoch, ayrıca ekiplerinde sismik ölçümler yapan cihazlarla çalışan uzmanlara da sahiptiler. bu ekip, daha şaşırtıcı bir bulguya da ulaştı: araçlar, sfenks'in pençelerinin yaklaşık 8-9 metre altında büyük bir "oda"nın ve ona açılan dehlizlerin varolduğunu gösteriyordu! mısırlı yetkililer, başta eski eserler müfettişi dr.zahi hawass, bu bulgulara erişildiği günlerde west ve ekibinin iznini iptal ettiler ve sfenks üzerinde araştırma yapılmasını yasakladılar. ama haber basına çoktan ulaşmış, west ve schoch da elde ettikleri bulguları aynı anda filme aldıklarından, nbc'de yayımlanan bir belgeselle ortalığı iyice karıştırmışlardı.

    bütün bunlara "orion gizemi"nin yazarı robert bauval ile "tanrıların parmak izleri"nin yazarı graham hancock'un astronomi temelli bir tezleri de tuz biber ekti: sfenks, tam doğuya bakıyordu, yani ekinoks (23 mart ya da 21 eylül) anındaki gün doğumu noktasına. mısırlıların yıldız kültürlerinde, güneş doğmak üzereyken, ufuk henüz tam aydınlanmamışken son olarak görülen yıldız ya da takımyıldızın ayrı bir önemi vardır. bu durumdaki yıldıza "heliak yükselişte" denir ve mısır'ın hem takvimini hem de dinini etkileyen çarpıcı bir olgudur. sözgelimi, mısır kültüründe tanrıça isis'i simgeleyen sirius yıldızı, yaz gündönümünde (21 haziran) şafak öncesi görünmeye başlar ve bu tarih aynı zamanda nil'in yıllık taşma dönemlerinin de başlangıcıdır. bu nedenle mısırlılar, yaz gündönümünü "yılbaşı" kabul ederlerdi. bu yaklaşım, ejiptologlarca sfenks'in yapılmış olduğu tarih olarak varsayılan i.ö 2500'de, ilkbahar ekinoksunda "heliak yükselişe" başlayan takımyıldızın incelenmesini ilginç hale getiriyor. bauval ve hancock, bilgisayar simulasyonuyla o tarihte boğa takımyıldızının yükselişte olduğunu gördüler. oysa mısırlılar şekil ve simgelere çok önem verirlerdi ve yaptıkları anıtlarda buna çok dikkat ederlerdi. yani, bu durumda sfenks'in aslan değil de boğa biçiminde yapılmış olması gerekmez miydi? iki araştırmacı, bu kez ilkbahar ekinoksunda aslan burcunun heliak yükselişe geçtiği tarihi araştırdılar ve karşılarına "orion gizemi"ndeki o garip yıl çıktı yine: i.ö 10.500! bütün bulgular, her ne kadar ejiptologlar ve ortodoks akademisyenler bunları dikkate almak istemeseler de, aynı "başlangıç tarihi"ne yönlendiriyor bizi. mısır uygarlığının i.ö 3100 yılında başladığı yolundaki yaygın görüş dikkate alındığında, eski mısırlıların bir "şifre" gibi bize bıraktıkları "anıt bilmecesi" acaba bilinenden en az 7000 yıl daha eskiye dayanan bir yitik uygarlığın izleri mi?

  • aslında bilmeseniz çok da şey kaybetmeyeceğinizdir çünkü galaksimizin adı galaksidir.

    galaksi eski yunanca'da sütlü demek (galakt, glakt gibi kelimelerle laktoz, laktik asit gibi terimlerin nereden geldiğini görebiliriz)

    romalılar galaxias kyklos (süt çemberi) şeklinde almıştır. latincesi de via lactea yani süt yoludur. aynı sebepten ingilizce'de de milky way (sütlü yol) denir.

    peki türkler neden samanyolu demiştir? çünkü farsçada 'kahkaşan' saman kubbesi demek olduğu için. çoğu asya ve afrika ülkesi saman çemberi, saman yolu der. en eski kaynak bir ermeni miti olan saman hırsızının samanları çalarken gökyüzüne saçtığı inancıdır.

    kuzey ülkelerinin bazılarında 'kış yolu' denir. uzak asya'da 'gümüş dere' denir vs.

    dolayısıyla 'bizim' türklerin galaksi adıyla norveç galaksisinin adı aynı değildir. galaksimiz derkenki 'biz' insanlık olarak galaksimizin adı anlamında sorulmadığı için doğru soru: "bizde galaksiye ne isim verilmiştir?" olmalıdır. diğer türlü computer'ımızın adı nedir gibi bir soruya bilgisayar cevabı vermek gibi oluyor.

    neyse, bana niye denk gelmiyor bu sokak röportajları ağzının payını vermek istiyorum herkesin.

  • belçika'da yasiyorum. esek gibi calisiyorum , maasimin 40% direkt gelir vergisine gidiyor. 14% gibi kdv olarak yine vergiye gidiyor. 6% sabit vergiler desek , maasimin 60% devlete gidiyor. bu adamlar 3.5 milyon euro'nun kaynagini gosteremiyorlar. benim gibi vergi versmis olsalar 2 milyon vergi veriyor olacaklardi.

    helal olsun alman polisine. iyi olmus.