ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
7 temmuz 2017 bim'de satılan cinsiyetçi ürün
-
(bkz: az bilinen efsane duyarlar)
sokak kavgasında en etkili savaş sanatı
-
(bkz: five point palm exploding heart technique)
mecburen iki defa sokak kavgasına karıştım. birincide 10 kişiye 3 kişiydik. delikanlılık yaptım bir araba dayak yedim. tam 3 gün yataktan kalkamadım. ikincide daha tecrübeliydim. ceketimi kafama çekip cenin pozisyonunda yere yattım. yine bir araba dayak yedim ama en azından yüzüm sağlamdı. eğer benzer bir olay 3. kez başıma gelirse bu kadar tecrübeden sonra ayaklarım kıçıma vura vura kaçarım. en etkili savaş sanatı hızlı koşmaktır.
sınavlarda alınmış komik notlar
-
kamu kurumu mülâkatlarında görülmesi mümkün notlardır.
adam nasıl oluyorsa sözlü mülakata 67.821, 72.045 gibi küsuratlı puan veriyor. e tabi, torpiline göre adam sıralamak da kolay iş değil.
efsanevi cimrilik hikayeleri
-
sene 2009, avea'nın avealılarla sınırsız konuşma paketine sahip olduğum zamanlar. süper pinti ve yüzsüz arkadaşıma bu pakete sahip olduğumu söylemek gibi bir gerizekalılık yaptığım için telefonumu benden daha çok kullanıyor olması son derece sıradanlaşmıştı benim için. beraber gittiğimiz kursta kendisine sorgusuz ve rutin bir şekilde telefonu teslim ediyordum sevgilisiyle yarım saat iğrenç "aşkişkom nasılsın" muhabbetini yapsın diye. gün boyu yine bedava telefon olduğu için normalde hiç aramadığı insanları araması da artık "haber" niteliği taşımıyordu.
paraya kıyıp nasıl yaptığını bugün bile anlamadığım şekilde yeni telefon almıştı. yine bir gün telefonumu istedi, sonuç olarak bedava telefon neden istemesin ki (bu arada gerçekten böyle düşünüyordu, zaten sınırsız konuşma hakkı var, sanki ben bu tarifeye ekstra para vermiyormuşumcasına benim 'bedava' telefonumu kullanma hakkında en ufak şüphe duymuyordu) verdim telefonu, en az bir saat geçti, baktım kendi telefonu da benimki de masada duruyor ve ikisi de açık.
"hayırdır ne yapıyorsun" dediğimde "abi yaa telefonumun şarjı çabuk eskimesin diye tamamen şarj bitmeden takmayayım dedim, hazır senin bedava (!) hattın varken kendimi senden aradım şarjımın bitmesini bekliyorum" dedi.
küçük hesapların adamı kimdir, nasıl olunur o gün ufkum açılmıştı.
sözlükçülerin en anarşik hikayeleri
-
bi keresinde dişlerimi fırçalamadan yatmıştım..
obama'nın işçiyi yumruklama anı
-
şuradan görülebilecek yumruktur.
tabi bizim başbakan gibi değil pek. bizimkisi direkt göze, kafaya çalışıyor.
peşin edit: gündem ile alakalı olduğundan tekrar paylaşıldı. yoksa interneti yeni bağlatmadım. hemen linç etmeyin.
uludağ'daki aşırı ucuz restoran
-
ulan enflasyon, döviz kuru falan tamam da, turco pizza diye yazdığınız pizza bugünkü dolar kuruyla (30,1 tl) bile 41,52 dolara geliyor.
dünyanın hiç bir ülkesinde bir pizzaya 41,5 dolar ödemezsiniz. ulan gerçekten döviz arttı, enflasyon falan diye iyi öpüyorlar milleti.
1250/30,1=41,52 usd
41,52 usd = 38,16 euro
hırsımı alamadım italya fiyatlarını buldum
ulan roma'nın ünlü restoranlarından birinin menüsü bu. türüflü bilmem neyli yemekler bile 25 euro en pahalısı. bu milleti öpmelere doyamadınız.
hızımı alamıyorum efenim. yukarıda linki olan restoranda 1 kutu (10gr) beluga havyarı (en pahalısı) 35 euro.
kısa özet: sizin ben devr-i devranınızı ve dahi izzet-i ikramınızı seveyim.
akit'ten can dündar'a karını sattın iması
-
abi siz köseye sikisinca ne kadar pislesiyosunuz ya. bu kadar olur yani.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
akşam ailecek sofrada otururken eşime bir şey anlatmaya çalışıyorum. ama defne müthiş tiz sesler çıkarıp konuşmamızı sürekli engelliyor. defalarca rica ettikten sonra bir noktada dayanamayıp yüksek sesle patlıyorum. bu defne'ye hayatta ilk bağırışım. son olsun:
- yeter ama kızım annenle konuşmaya çalışıyorum!
(birden gözleri doluyor, içine kapanıyor, yıkılıyorum, hemen sarılıyorum)
- çok özür dilerim bağırdığım için tatlım.
(ağladı ağlayacak, sesi titriyor, sarmaş dolaşız)
- baba...
- söyle canım?
- neden...
- neden mi bağırdım?
- hayır, neden... neden çok üzüldüğümüz zaman alt dudağımız titrer?
hentbol
-
dünyada faulun alkışlandığı tek spordur herhalde hentbol. faul; savunmanın başarısıdır, hücumu yıldırır, oyunu bozar.
oyuncular arasında popüler artistik hareketler;
-ayakkabı bağcıklarını farklı parlak renkli bağcıklarla değiştirmek(sola yeşil, sağa turuncu vb.),
-ayakkabının iç ya da dış kenarlarından birine plaster çekerek üzerini waxlamak(hem wax için kenara gitmeye gerek kalmaz, hem de hepsi bir arada imajı verir.),
-kızlarda toka yanında saçı plasterle tutturmak ve hatta plasteri waxlamak,
-13 numara giyip arıza imajı vermek, bi de üstüne yakaları hakan şükür modelinde kaldırmak(genelde kanat oyuncuları),
-kalecilerde 7 metre atışlarında maksimum öne çıkmak...
sertliği konusundaki şüphelerim ise, maç sırasında kaburgası kırılıp karaciğerine batan, aylarca hastanede yatmak zorunda kalıp kemikleri görünecek kadar zayıflayan, üstüne üstlük okul adına oynamasına rağmen bir-iki ders yüzünden kalan bir arkadaşımdan sonra tamamen silinip gitti aklımdan.
çöpten ceket toplayan adamın ekonomi iyi demesi
-
ekonomi kötü diyen kadına ''ekonomi kötü diyorsun ama 100 kilosun'' diyen iğrenç bir varlığın olduğu röportaj.
kalitesizliğin kitabını yazar bu piçler. şununla ne tartışacaksın?
en ucuz gıda olan karbonhidratları yiye yiye insanlar fakirlikten şişmanlıyor ama bu cahillere bunu anlatamazsın, kendileri de makarna, pirinç, ekmek (halk ekmek) yemekten davul gibi geziyorlar sonra hastaneleri dolduruyorlar sonra devletimize şükürler olsun hastaneler bedava diyorlar.
bunlarla tartışılamaz bunlar parazit.