hesabın var mı? giriş yap

  • 14 katli bir binanın 5. katinda oturuyorduk. uyku halindeyken sanki biri durtmus gibi uyandim ve kardesimin odaya girmesi bir oldu. normalde cok sakin olurum boyle seylerde. yakin zamanda bir suru deprem oldu ama uyandigim andan beri sakin olunmayacak birsey oldugunu anladim. kardesimle saga sola koşup çömelecek yer aradik ama girdigimiz odanin duvarlari düşüyor ya da dolaplar falan düşüyordu. en son cok yuksek bir gurultuyle hem bizim ic duvarlar düşmeye basladi. sesten dolayi apartmanin çöktüğünü düşünüp eğildik koridorda. acikcasi çokta cikabiliriz sanmiyordum ki bir anda durdu. durdugu gibi ince kiyafetlerle kendimizi disari attik.merdivenler moloz yigini icindeydi.
    sokaga ilk inenlerdendik ve muammer aksoy caddesine baktigimda durumun ciddiyetini anladim 3-4 yerde yangin vardi, ve yol boyu pek sağlam bina görünmüyordu. kardesim akillik edip hatlarin gideceğini anlayip annemleri aradi ne görürseniz gorun biz iyiyiz dedi. sonra zaten bir sure iletisim koptu.

    kosarak iskenderunu turladik. akrabalari gezdik. ve malesef dayimlar enkaz altinda.

    ne uyuyabiliyor, ne müdahale edebiliyoruz birşeye.

    istanbuldan gelen afad ekipleri yolunu kaybedip bizim enkaza geldiler. ancak enkazi begendiremedik. sanirim kameralara cok uzakti. biz teknik ekip degiliz size onlari yollayacaz diyip gittiler. tabiki yollamadilar.

    vex isimli köpeğe sahip istanbul ekibi. keske bunca boş zamaninizda en azindan köpeğe gel-git i tam anlamiyla ogretseydiniz.zaten ekibin köpeğe bile talimat yaptiramayisini görünce, bazi şeylerden ümidi kestik.

  • suyu bedava veriyorlar ya, bir de ona hastayım. doldur doldur iç. ekmek mi bitti, hiç söylemene gerek yok, hemen doldururlar. küçük kebapçıda işin tıkınmak, büyük kebapçıda, restoranda "garsonla gözgöze geliym de bi su istiym boğazımda kaldı" derken geberir gidersin haberin olmaz.

  • eeeh, başlayacağım ayaz atanıza da, kadim kültürünüze de, arapların kültürünüzün içine nasıl sıçtığına da. türkler bir kabile değildir, binaenaleyh 21. yüzyılda hiçbir millet bir kabile değildir. kimse birlikte hareket etmek zorunda değil. ben yılbaşı kutluyorum çünkü benim kültürümde var, bizim evde kendimi bildim bileli kutlandı, aile toplandı, yenildi içildi sohbetler edildi, hediyeler alındı verildi. görselliği hoşuma gittiği için çam ağacı da süslendi. 20 km ötedeki fatih çarşamba mahallesi'nde hatta 2 arka sokakta yaşayanın da yılbaşı hakkındaki görüşü beni hiç ilgilendirmiyor, keza ortak bir kültür paylaştığımız filan da yok. reina saldırısında ölenlere içten içe oh olsun ahaha diyen adamlara ayaz diyince buz kesmiş ihtiyar olarak hayal ettiğim ayaz ata diye bir adamı örnek göstererek size keyif veren basit bir zevkiniz için gizliden gizliye onay ve izin almaya çalışmanız artık çok yoruyor. herkes haddini bilecek, ben yeni bir yıl geldi diye masaya çıkıp oynarım, beriki yeni bir yıl geldi ölüme çok yaklaştık ühühü diye evinde ağlar. kimse kimseye karışamaz. yılda 1 güncük eğlenmek için iskenderiye kütüphanesi'nin yanık molozlarında didik didik kadim türklerin gelenekleri makalesi aramanızdan bıktım.
    yılbaşı kutlamak benim kültürümde var çünkü öyle istiyorum. canım isterse halloween de kutlarım, diwali de kutlarım. ortalama 80 senelik sayılı ömrünüzde her masum arzunuz için 10 yere ispatlı dilekçe verecekseniz ohooo.

  • " bu aralar hiç olay çkmyr. çok sklyrm. akşam planın var mı? cvbını bekliyorum. celalettin"

  • sultan abdülmecid’den başlayarak, her yıl ramazan ayının on beşinde topkapı sarayı’nda hırka-i şerif ziyaretinde, padişaha özel iftar yemekleri hazırlandığı bilinmektedir. bu yemekleri pişiren enderun efendileri arasında özellikle en güzel soğanlı yumurta yapma rekabeti kaynaklarda geçmektedir... "eğer padişah iftar yemeklerinden tadarken, soğanlı yumurtayı beğenirse bunu hazırlayan enderun efendisini kendisine kilerci başı seçerdi. soğan, yağ yanmadan ateşte sürekli bir şekilde karıştırılır ve pembeleşinceye kadar pişirilir ve daha sonra yumurtaların ilavesiyle bu işlem yaklaşık 3-3,5 saat sürerdi.. zaman içerisinde bu yemeğin içerisine soğanın daha fazla kavrulmasını olanak sağlayan domates yer almıştır"

    işin aslına baktığımızda günümüzde pek az kişi * menemen pişirmektedir. öyle ki kaynaklara göre gerçek menemen yemeğinde beğenmediğimiz soğanı 3-3,5 saat sahanda yakmadan kavurmak gerekir. anlamadığım nokta "-menemen öyle mi olur kardeşim!!" şeklinde fikir beyan edenlerin bunu neye dayanarak söyledikleridir. annemizin mutfağı bu konuda otorite değildir maalesef..

    görünen o ki soğanlı yumurta daha sonra içerisine domates eklenmesiyle normal olarak hızlı hayat şartlarına ayak uydurmuştur. gerçek menemen in içersine soğan girer mi tartışması nereden kaynaklanır onu da açıklayalım..

    efendim menemen ülkemizde 5 yıldızlı otel mönülerinde genellikle - scrambled eggs with tomatoes olarak tanımlanmakta. yani menemen menülere *direkt menemen adıyla geçmemiştir. bir tür pişirilen bir yumurta yemeğidir.. özellikle batı mutfağına yönelik mönülerde sentezlenerek soğan çıkarılmıştır (zira batılı misafirlerimiz hafif çiğden türemiş soğana pek sıcak bakmazlar)yani menemen "green bell pepper and tomato cubes cooked with eggs added- generally served with breakfast or early noon time." şeklinde sunulmaktadır. soğandan hazetmeyen misafirlere soğan tadı vererek fakat içerisinde göstermeden sunduğumuzu biliyoruz. menemen, scrambled eggs with tomato tanımlaması ile sunulduğunda akla çırpılmış yumurta, yanında söğüş domates gelmekte iken, ben pişen bir yemek olduğunu, türk mentalitesi içerisinde sabah ya da öğlen tercih edildiğini vurgulamak istiyorum. yani meali "domates küp küp doğranır ve yumurta eklenerek pişirilir." şeklindedir.

    kıssadan hisse aslı atalarımızdan kalan soğanlı yumurta iken günümüzde soğanı tartışılır olmuştur. soğan sevmeyen bireyler içerisine katmayabilirler ama inkar etmek ayrı birşeydir. baklavanın içerisindeki cevizden hazetmediğimi söylediğimde bazı tatlıcı arkadaşlar beni dövecek gibi olsalar da sevmiyorum kardeşim bana göre fındıklı olmalıymış. kendi damak tadıma göre bir yemeği şekillendirmek sadece bilgi eksikliği ile tanımlanabilir kanımca.. türk mutfağının temelini soğanlı yemekler oluştururken rahmetli uğur mumcu yaşasaydı o genç dimaglarda yer etmiş sözünü bu başlık için de kullanırdı sanırım.