ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
-
yanlış meslek
denyo arkadaş çevresi
kötü bir baba
banane lan bozdurmam dolarımı
-
yağmur yağarken bulamadım şemsiye
kazanmak için çalıştım ölesiye
şimdi ihtiyacım ne öğüt ne de tavsiye
banane lan bozdurmam dolarımı
canlı yayında havlayan eylemci
-
"şu andan itibaren gezi parkı dışısın"
pablo picasso
-
pablo picasso ile bi amerikan askeri arasında geçtiği anlatılan diyalog-hikaye şöyledir;
2. dünya savaşı sırasında bi amerikan askeri picasso ya dert yanar;
"resmettiğiniz portreleri anlayamıyorum (yorumlayamıyorum) çünkü resimlerinizdeki şekiller bozulmuş, gözler olması gereken yerde değil, burunlar yamuk, ağızlar burkuk ..."
picasso ise askere sorar, "bir resmin nasıl olması gerekir sizce?"
bunun üzerine asker cüzdanından kız arkadaşının fotoğrafını çıkarır, "bunun gibi! " der.
picasso fotoğrafı inceler ve :
"kız arkadaşınız biraz küçükmüş, değil mi?"
edit: anektodun net olmadığına ilişkin yorumlardan dolayı naçizane açıklamamı ekliyorum;
aslında askerin beğendiği resim de gerçeği tam anlamıyla yansıtmıyordur. (i.e. ufak, perspektifi farkli, küçültülmüş) fakat askerin zihni o ufak fotoğrafın arkadaşına ait olduğunu çözebiliyor. (çoğu zaman fotoğraflarımız bile bize (ya da benzemeleri gereken şeye) benzemezler.) asker bu çözümün farkında değil, çünkü bilinçsiz şekilde ilerletebiliyor, tanıma ve yorumlama işlemini.
halbuki picassonun resimlerinde de olan durum aynısıdır . picassonun resimlerine bakarak da bişeyler görebiliriz; zihnimiz bunları yorumlayabilir.
buradan yola çıkarak, aslında picasso askerin izahındaki tezatı gosteriyor: picassonun resimleri de en az fotoğraflar kadar bir şeyi gostermekte, anlatmakta.
kaynak: "cognition and the visual arts" robert l. solso
eşek kadar olup hala lol dota vs peşinde koşmak
-
facebookta sabah akşam candy crush isteği gönderen dallamalara dert olmuştur.
not: askerliğimi de_dust2'de yaptım.
sırrı süreyya önder
-
kemal kılıçdaroğlu'nun tırnağı olamayacak siyasetçi. samimiyetsiz adam.
255 oy kullanılan sandıkta 255 hdp oyu çıkması
-
van başkale özpınar köyü 1083 nolu sandıkta vuku bulmuş olaydır.
güneydoğu'da hangi şartlarda seçim yapıldığının göstergesidir.
buyrun
seçmen sayısı 255, kullanılan oy 255, geçersiz oy 0, hdp 255
vay anasını, istanbul'da bile tüm sandıklarda en az %5 oranında geçersiz oy çıkarken, ülkenin en ücra köşesinin köyünde, öyle bilinçli seçmenler varmış ki, tek bir tane geçersiz oy çıkmamış..
tek bir sandık da değil hani,
mesela van akçalı köyü 1002 nolu sandık sonuçları. buyrun
kayıtlı seçmen sayısı : 116
geçersiz oy : 0
hdp : 117
evet, hevaller burada biraz bokunu çıkartmış , seçmen sayısından çok yazmışlar hdp'ye, ben söylemiyorum ysk tutanakları öyle diyor.
isteyen bölgenin sandık tutanaklarına bakabilir. 330'da 329'lar, 290'da 288'ler filan havada uçuşuyor.. ne hikmetse geçersiz oy yok denecek kadar az buralarda..
https://sonuc.ysk.gov.tr/module/ssps.jsf
edit: bu 116 seçmen 117 hdp konusunda çok mesaj geldi, tabi ki ysk resmi tutanak diye yayınladığına göre bi şekilde prosedüre uygun olması lazım, sandık görevlisi de gaza gelip hdp'ye vermiş anlaşılan..
oğlunun spermiyle hamile kalan kadın
-
doğrusu oğlunun spermiyle değil, oğlunun sperminin döllediği yumurtaya taşıyıcı annelik yaparak hamile kalan kadındır. oğlunun spermiyle deyince sanki kadının yumurtasını oğlu döllemiş gibi oluyor (gerçi bu başlığı atanların amacı da bu zaten)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
allahtan her şey bombok gidiyor da 'şimdi bir şey yapıp her şeyi mahvederim' gibi bir derdim olmuyor. kafalar pırıl pırıl
1978 yılında çekilen microsoft personel fotoğrafı
-
yıl 1978... microsoft co. öğle yemeği
- 1 bardak kahve / şeker yok
- yarım kavanoz zeytin
- ekmek/yok
israil'in netflix'e sansür uygulaması
-
isteyen müşterilerin kullanabileceği "koşer netflix" uygulaması sansür değildir. orada istemeyen sansürsüz olarak izleyebiliyor.
kendi yobazlığına kardeş arayan, bunu ararken de güya en nefret ettiği toplumu örnek gösteren entry.