ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uludağ'daki aşırı ucuz restoran
-
ulan enflasyon, döviz kuru falan tamam da, turco pizza diye yazdığınız pizza bugünkü dolar kuruyla (30,1 tl) bile 41,52 dolara geliyor.
dünyanın hiç bir ülkesinde bir pizzaya 41,5 dolar ödemezsiniz. ulan gerçekten döviz arttı, enflasyon falan diye iyi öpüyorlar milleti.
1250/30,1=41,52 usd
41,52 usd = 38,16 euro
hırsımı alamadım italya fiyatlarını buldum
ulan roma'nın ünlü restoranlarından birinin menüsü bu. türüflü bilmem neyli yemekler bile 25 euro en pahalısı. bu milleti öpmelere doyamadınız.
hızımı alamıyorum efenim. yukarıda linki olan restoranda 1 kutu (10gr) beluga havyarı (en pahalısı) 35 euro.
kısa özet: sizin ben devr-i devranınızı ve dahi izzet-i ikramınızı seveyim.
bilecik diye bir yerin aslında olmaması
-
benim de yavaş yavaş inanmaya başladığım hadise.
olay şöyle cereyan etti;
bi kaç sene önce ailecek istanbuldan kayseriye doğru yola çıkmıştık. geredeye yaklaştığımızda hafif karnımız acıktı. o bölge full otoban olduğundan belki yol üstünde bi yer buluruz diye bilecik tabelasının olduğu yöne saptık. biraz ilerledik yol döndü döndü ve biz tekrar gerede otobanındaydık. aklımız almadı. babam hırs yapıp bi şekilde sapağı buldu ve tekrar döndük sonuç yine aynıydı. o zaman tabii bilecik diye bir yerin aslında var olmadığını hiç düşünmemiştik. şimdi bu bilgi komplo teorisi bile olsa beni ürpertiyor.
(bkz: true story)
genel anestezi
-
kesinlikle lokal anesteziye tercih edilmesi gereken uyutmali uyusturma seklidir. zira bunye (ornegin) dize giren ve delip gecen matkabin faaliyetini hissetmemektedir. ya da doktorun "hemşire, neşter!" buyruğunu duymamaktadır. hastanın yegane vazifesi uyumaktır. uyaninca her sey bitmis oluyor ne de olsa
trafikte çıkan kavgada katil olan pişmanlığı
-
arabasında keser taşıyan bir insanın aşırı minnoş, kalpleri ısıtan pişmanlık hikayesi. dünyanın en naif insanına bunu nasıl yapmışlar?
sevgiliden alınmış en güzel hediye
-
bugün aldığım şey. içini daha açmadım ama en güzel hediye olacağını hissedebiliyorum. ağır biraz. üzerinde kırmızı bi nokta var yanıp sönüyor, böyle diiit diit diye ses çı
hilton'un o kadar hizmeti görmüyorsunuz demesi
-
kanımca bu büyük otel zincirinin hakkı olan potansiyel demecidir.
şimdi birileri marmaray yaptı, metro yaptı, biz bunları parasını çatır çatır ödeye ödeye kullanıyoruz. ama yapanlardan bir şikayetimiz olduğu zaman ne deniyor?
''gözünüze dizinize dursun; metro yaptık, duble yol yaptık. azıcık şükredin.''
e, şimdi hilton da benim için otel yapmış, parasını ödeyip kullanıyorum. bir şikayetim olduğunda dinlemek gibi bir hataya düşüyorlar.
halbuki adamlar bana hizmet sunuyor. neden bana ''utanın, utanın! daha ne istiyorsun, sizin için koca otel yaptık, görmüyor musunuz!'' demiyorlar?
üstelik hilton adamın parasıyla yapılmış. marmaray benim vergimle yapılmış, bunlar yapılırken yandaşlara ne rantlar sağlanmış; kullanmak için üzerine para ödüyorum bir de her şikayetimde ''daha ne istiyorsunuz kafirler?'' diye azar işitiyorum.
bildiğin benim paramla iş açmışsın, standart bir özel sektör hizmeti ödetiyorsun. bir de yatırımın için benim sana şükretmemi bekliyorsun.
hilton'un şunu demeye daha çok hakkı var. ben olur da bir gün gidersem ellerini öpüp geri dönerim.
billie jean
-
klibinin, mtv ismindeki klip sektörüne hakim organizasyonun yayınladığı, ilk zenci klibi olması, belki bir bilgi olarak burada yerini almalı.
lakin günün birinde, misal 3000 yılında birisi burayı okuduktan sonra, "michael jackson da kimmiş" deyip, araştırır fotoğraflarını bulursa, o senden, benden beyaz suratını görünce, "bu mu zenci klibi çekmiş, lan herşeyi sallamışlar sözlükte" derse, "allah belanızı versin" diye lanet ederse, ben ne yapayım, hakettiğim bir şey mi bu ? ayıp değil mi maykıl, tarihe geçmiş insansın, kaosların sebebisin, her neyse saygı duyuyorum.
dayak yiyen kadına yardım etmeyen tavlacı dayılar
-
haklı dayılardır. boşuna duyar kasmayın.
doğrusu karışmamaktır. canımı sokakta bulmadım. polis, bekçi, jandarma değilim.
siz de karışmayın, enayilik yapmayın. bu olay sonrasında yaralansanız, o kız gidip adamla barışır bir de sizden şikayetçi olur.
çocugun yürüyüşü zaten kendini belli ediyor. kızın yaptığı yanlış tercihler için neden ben hayatımı riske atıyorum.
ekşiciler gidip yardım etsin, yaralandıktan sonra bakayım kim kalıyor yanlarında.
gerçek zamanlı hacker saldırıları haritası
-
çok eğlenceli lan. bir şey anlamıyorum ama böyle ,renkli renkli, çuv çuv dışın dışın, oradan oraya noktalar uçuşuyor. çamaşır makinesini izleyen kedi gibi takılı kaldım.
annenin çöp diye attığı bazı muhteşem eşyalar
-
küçükken uzaylılarla ilgili ne bulursam okur, kütüphanelere gider araştırmalar yapar, ilgili gazete küpürlerini, yazıları ve fotoğrafları hepsini tek bir dosyada toplardım. bir sabah uyandığımda çekmecemde dosyamın olmadığını gördüm. evin altını üstüne getirdim ama yoktu. dosya kayıptı. yıllarca dosyanın uzaylılar tarafından fark edilip kaçırıldığını düşündüm. bundan ötürü hiç üzülmedim, hep gurur duydum. bu olaydan 12-13 yıl sonra ise annem, "ben o dosyayı çöpe attım çünkü kafayı yiyiyosun sanmıştık" dedi. tüm büyüyü bozdu. madem çöpe attın bunu bana neden söylüyosun anne? yıllarca ben bunun hayaliyle yaşadım. hayali bile güzeldi uzaylıların ben uyurken odama ışınlanıp "cixuavicuw..xceiviciuw.." sesler eşliğinde çekmecemi açıp, dosyamı alıp, bana dokunmadan gitmeleri. çünkü bu, bana verdikleri değeri gösteriyordu. meğer dosyam o gün geceyi başka bir galakside değil, ümraniye çöplüğünde geçirmiş...resmen hayal kırıklığı bu. demek bir çocuğun o yaşlarda uzaylılarla ilgilenmesi kafayı yeme göstergesi? kedileri ıslatıp havaya atsaydım, arkadaşlarımın sokak ortasında donlarını indirseydim, bakkala seslenip uzaktan nah çekseydim ve hiçbir gereği yokken zillere basıp kaçsaydım kafayı yemiş olmayacaktım öyle mi?
ukrayna'nın eurovision'da türkçe şarkı ile temsili
-
bu yıl isveç'te düzenlenecek olan 2016 eurovision şarkı yarışması'nda ukrayna'yı tatar türkü olan jamala(cemile) temsil edecek. 1944 adlı şarkısının nakaratında türkçe olarak ''gençliğime doyamadım, ben bu yerde yaşlanamadım'' cümlesi geçmekte.
şarkının sözleri, 1944 yılında 250 bin tatar türkü’nün sovyetler birliği lideri joseph stalin tarafından sibirya’ya sürgün edilmesini anlatıyor.
bu da sahne performansı
yaran diyaloglar
-
seneler önce evde abiyle beraber internet cafe ortamı yaratılmıştır. online mmorpg oyunlarından biri oynanmaktadır birlikte canavar kesmece yapılmaktadır.
oğullarının ne yaptığını uzun süredir çözmeye çalışan baba da onları izlemektedir.
-ben şurdakileri öldürüyorum sen buraya gelme!
-tamam ben de şurdayım.
-olum bunlar çok güçlü..
-eheh ezik seni ben dağıtıyorum bunları..
-oha ne biçim vuruyo..
baba bişey demeden gittikçe sokulmaktadır. ilgisini çekmeye başlamıştır oyun.
-olum ölcem ben..
-bişey olmaz kaç..
-aha kaçamıyorum..
-kaç lan kaç
-aha ölüyorum yardım..
-pot iç pot!
-ölüyoruuuum!
-eşşoooooğleeşşeek! abine yardım etseneeeee!
-mauhahuahuauh
-mauahahuahuhau
20 temmuz 2014 hakkari'de sokağa çıkma yasağı
-
bunlar olağan şeyler. mesela 1945 almanya, yine sokağa çıkma yasağı vardı.
(bkz: aşırı uç ileri demokrasi)
laikliğin %99.9 olduğu yerler
-
butun turkiye sathinda miras paylasilan her yer. %99.9 degil %100 calisir.
malum kucuk yerlerde fazla ekonomik deger uretilmediginden miras mevzusu din kadar onemlidir. hele belli bir yas grubunun ustu icin bu iki konu herseydir. miras dindir, din mirastir.
buralarda biraz gulmek isterseniz "amca senin hanimin annesinden kalan bahcedeki buyuk payi kayinbiradere mi versek, malum ayetler belli" deyin. sonra arkaniza yaslanip izleyin.