hesabın var mı? giriş yap

  • baslik biraz anlamsiz gelebilir, direkt bu aklima geldigi icin yazdim.

    malumunuz, karantina doneminde hepimiz market alisverisi yapiyoruz; kimimiz online, kimimiz ise markete gidip, kendi hijyen kosullarini saglayip hallediyor. kirmizi/beyaz et, kahvaltilik, sebze/meyve, alkol, deterjan almis basini gitmisken; birkac parca bir sey aldigimizda minimum 80~100 tl oder olduk.

    asagida da hollanda'da yapilmis 53 euroluk bir alisveris fisi ve urunlerin fotografi mevcut. icindekilerden kiyma ve 6'li birayi su an almaya kalksak sanirim 250+ oduyoruz.

    ilgili kaynak tweet

    edit: gelen mesaj uzerine hollanda'daki asgari ucret tablosunu da ekliyorum. görsel
    edit2: bu asgari ucret brut imis. net olarak 1100~1200 euro kaliyormus geriye. uyaran yazarlara tesekkurler.
    edit3: nette gelir asgari altinda kaliyorsa devletleri de yardim ediyormus. dolayisiyla 1500~1600 altina dusmuyormus. brutleri de ayri dert netleri de. dusse bi dert dusmese devlet yardimi. nefis cidden.
    edit4: kendimi ali tezel gibi hissetmeye basladim. hollanda'nin net geliri 1520 euro imis. link

  • etrafınızda anime ne ya çizgi film değil mi o diyen insanlar varsa akira tam ağızlarına vurmalık bir yapım. çünkü 1988 yılında yapılan bu film zamanında bütün dünyanın animeye bakışını değiştirmiş. konusu falan da şuan gördüğünüz animeler gibi değil pek. sevimlilik sıfır, insanları karakterlere alıştırmak sıfır. cayır cayır distopik bir evren var ve hikayenin her bir anı acımasızlık dolu. yer yer çiğ şiddet sahneleri de var ve filmin genel tarzı biraz grotesk. o yüzden midesi hassas insanlara da pek önerilmez.

    film çok farklı evet ancak şöyle temel bir sorun var keşfettiğim. insanlar genelde akira'yı ilk izlediklerinde anlayamıyorlar. haklılar da çünkü çok fazla olay var ve senaryoya bir çok şey sığdırmaya çalışmışlar. dramatik kurgu biraz koşar adım dizayn edilmiş. bunun da nedeni akira'nın aslında altı kitap 2000+ sayfa bir mangadan uyarlanmış olması. elde bu kadar çok materyal ve yaklaşık iki saat süre olunca da mecburen detaylar es geçilmiş. detaylar atılınca haliyle bir çok konu havada kalmış. ben de olayları anlayabilmek için mangayı okudum ve bu entry'de akira filmindeki boşlukları dolduracak detayları anlatacağım.

    --- spoiler ---

    ilk önce olayların nasıl başladığını anlatayım. bildiğiniz üzere film üçüncü dünya savaşından sonrasını ele alıyor. bir yerde de üçüncü dünya savaşının akira nedeniyle çıkmış olabileceği söyleniyor. ancak bu iddia filmde tam olarak doğrulanmıyor. asıl hikayede ise bu söylenenin doğru olduğunu öğreniyoruz. 28 numaralı akira daha önce kontrolden çıkıp tokyo'da bir enerji patlaması yaratmış ve insanlar bu saldırının nereden geldiğini anlayamamışlar. herhalde o sırada bir gerginlik vardı. çünkü bir olay bir diğerini tetiklemiş ve sonunda dünya savaşı başlamış işte.

    filmde anlaşılamayan bir nokta da yüzleri yaşlı olan çocuklar kim ve neden tetsuo'yu öldürmeye çalışıyorlar. bu çocuklara aslında filmde dini bir lider olarak gösterilen mrs. miyako'yu da dahil etmek lazım. çünkü aslında o da bu çocuklardan biri. bu çocuklar zamanında bir deney için bir araya getirilmişler. hepsinin psişik yetenekleri var ve bu proje ile yetenekleri ortaya çıkarılmış. bundan sonra çocuklar farklı yetenekler kazanmışlar. işte kimi teleport olabiliyor kiminin telekinezi gücü var falan. ancak mrs. miyako biraz farklı. mrs. miyako bir insanın fiziksel olarak bilmesinin mümkün olmadığı şeyleri bilebiliyor. ve asıl hikayede bu çocukların lideri olarak hareket ediyor. laboratuvarda gördüğümüz diğer üç çocuk the espers olarak biliniyorlar. onlar da bu deneyin ürünleri. askeri üste yaşamalarının sebebi de güçlerinin çok ağır baş ağrısına sebep olması ayrıca kontrolden çıkma ihtimalleri. bu nedenle sürekli olarak ağır sakinleştiriciler kullanıyorlar. sakinleştiricilere ulaşmanın en kolay yolu da bu merkez de yaşamak.

    gelelim kei ve tetsuo meselesine. filmde yardımcı rolde bulunan kei aslında diğer çocuklar gibi bir psişik. ancak güçleri açığa çıkarılmamış. the espers yada mrs. miyako, tetsuo'nun karşısına çıkmak için fazla zayıflar. bu nedenle tüm güçlerini kei'de birleştiriyorlar. böylece tetsuo'yu durdurabilecekler. peki tetsuo'yu neden durdurmak istiyorlar? çünkü tetsuo da akira gibi kontrolden çıkacak ve felakete sebep olacak.

    filmde gösterilmiyor ama tetsuo neo-tokyo'daki bir çok insan gibi bir hap bağımlısı. psişik güçlerine kavuştuktan sonra normal hayatında ezilen biri olduğu için ortamda terör estirmeye başlıyor. ayrıca güçleri çok hızlı büyüyor bu nedenle şehri havaya uçurması an meselesi. tetsuo başlarda iyi gidiyor çünkü habire hap almaya devam ediyor. bu da kendisini kontrol altında tutmasını kolaylaştırıyor. mrs. miyako bakıyor tetsuo her türlü insanlara zarar verecek, durdurulması gereken biri, tetsuo'ya görünüp onu hapları kullanmamaya ikna ediyor. böylece tetsuo kontrolden çıkacak ve kendisini koruyamaz hale gelecek. the espers ile güçlerini birleştiren mrs. miyako da kei'yi kullanıp tetsuo'nun işini bitirebilecek. orijinal plan bu yani.

    tetsuo'nun filmin sonundaki haline bürünmesi de bu yüzden. şekil olarak böyle olmasının bir sebebi var. o da elindeki yeteneklerin vücudunun kapasitesini aşması. yani tetsuo'nun gücü fiziksel olarak barınacak bir yer arıyor. bulamadığında da hacim kazanmak için etrafında ne varsa absorbe etmeye başlıyor. stadyum sahnesinde dev bir yığın görmemizin sebebi de bu.

    ve en önemli soruya gelelim. kim bu akira? akira aslında the espers zamanında deneye alınan çocuklardan biri. hatta numarası da 28. akira'nın farkı şu. diğer bütün çocuklardan çok daha güçlü kendisi. ancak güçleri kontrolden çıkıyor ve tokyo'yu yok ediyor. filmin başında da bunu görüyoruz. bu patlamadan sonra filmde akira'yı parçalara ayırıp kavanozlarda sakladıklarını söylemişler ancak manga'da akira hayatta. stadyumun altında gömülü olan o dev kapsülün içinde dondurulmuş durumda ve güçlerinin kontrol edilebileceği anı bekliyor. ayrıca kimse akira'nın nasıl bu kadar güçlendiğini bilmiyor.

    manga'da akira kapsülden çıkıyor. ancak diğer çocuklar gibi değil. hiç konuşmuyor. bunun nedeni de içindeki gücün akira'nın karakterini tamamen silmesi. yani bedeninde akira diye biri yok. sadece saf enerji var. bu enerji de sadece tetsuo'nun beyin dalgalarıyla uyum gösteriyor. o yüzden akira sadece tetsuo'nun kullandığı yüksek miktarda enerjiye tepki veriyor.

    filmde evrenin tarihi, evrim ve insanların evren ile bağlantısı hakkında bir şeyler söyleniyor ancak bu kısım çok kısa. aslında durum şöyle; akira evrimde insanın bir sonraki hali. kendisi bedenen bir şey yapmadan nesneleri hareket ettirebiliyor ve sonsuz enerji yaratabiliyor. bunlar da insanlığın sorunlarını çözebilecek şeyler. ancak insanlar bu evrime henüz hazır değiller. yada filmdeki her şeyi değişim sürecinde yaşanan minik pürüzler olarak da görebilirsiniz. bu da bir bakış açısı tabi. akira enerji yaratabildiği gibi mevcut enerjileri de absorbe edebiliyor. manga'da da tetsuo'nun yarattığı patlamayı the espers'ın yardımıyla absorbe ediyor.

    --- spoiler ---

    gördüğünüz gibi hikayenin temelinde göremediğimiz pek çok detay var. manga'da anlatılan ana konuya çok az katkı sağlayan ancak müthiş derinlik kazandıran politik meseleler de bulunuyor. baya çok yönlü, çok karakterli, çok sub-pilot'lu derin bir hikaye aslında akira. filmi anlamamış olanlar için de durum aslında normal ama bu filmin kötü olduğu anlamına da gelmez. kendi içerisinde çok iyi uygulamışlar bence. çünkü dediğim gibi yüzlerce detay var bu dünya ile ilgili. mesela mrs. miyako ve tetsuo'nun arasında savaş çıkıyor. bu kısımdan bahsetmedim bile. o yüzden siz de filmi beğendiyseniz ve daha derinlemesine öğrenmek istiyorsanız bir yerlerden manga'yı edinip okumanızı tavsiye ederim.

  • - aut atışı kullanan stoper [ogun temizkanoğlu]
    - devre arası forma değiştiren takımlar
    - 4. hakemin orta hakem yerine maça devam etmesi
    - müsabakayı aynı anda cine5'in şifreli ekranında izleyip radyodan dinlemek
    - şapkalı kaleciler [aumann]
    - endüstriyelleşip samimiyetini kaybetmemiş futbol ortamı
    - hakan peker [ateşini yolla bana]
    - athena [holigan]
    - hagi & hakan şükür
    - arçil & şota
    - uche & högh
    - amokachi & oktay
    - bir biletle 3 kişi maça girmek
    - tribünleri diklemesine kesen takımın rengini taşıyan şeritler

    gibi renkli ve hüzünlendiren şeylerdir.

  • başına bir şey gelmeyeceğinden emin olduğu için böyle çemkiriyor.

    türk halkının genel özelliğidir. ezebileceğini ezer acımaz.

    olayın ne olduğunu bilmediğim için haklıdır haksızdır diyemem ama karşısındaki kadın bir savcı olsaydı böyle bağıramazdı veya ne idüğü belirsiz bir maganda olsaydı ancak akşam twitterdan ağlardı.

    not: buradaki mevzu ezenle ezilenin mesleklerinden bağımsız... bizim memlekette gücü yeten gücünün yettiğini ezer. misal mağdur hanım ablamızın apartman görevlisi sadece onun kapısının önünü temizlemeden mesaisini bitirse büyük ihtimal bu sefer bağırıp çağıran taraf kendisi olacaktı.

    buna aslında hayatın her alanında şahit oluyoruz. adamın altında bmw bilmem ne modeli var yolda en üst hız sınırında sollama yapan şahin sürücüsüne 500 metre öteden sellektör yapmaya başlıyor ama aynı zibidi aynı hareketi bir audi q8 sürücüsüne veya bir makam aracına yapamıyor.

    gerçekten aile terbiyesi almış, kendini yetiştirmiş, sinirlerine hakim olmayı öğrenmiş çok küçük bir azınlık dışında maalesef durum böyle. eğitim sadece cehaleti alıyor...

  • şu anda akciğer kanseri olan ve beynindeki metastaz sebebiyle bilinci kapalı şekilde acil serviste yatan babamı yoğun bakıma alamıyoruz. söylenene göre antalya'da ki hiçbir hastanede yoğun bakım ünitesinde yer bulunmuyor, ve uzunca bir bekleme sırası mevcut.

    ekonomi sıkışınca ivedilikle yeni vergiler getiren devletimizi, aynı ivedilikle yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastalarımıza çözüm bulmaya davet ediyorum.

    edit: özelden ve post üzerinden geçmiş olsun dileyen tüm suserlara çok teşekkür ederim.

  • reisten önce yiyeceklerimizi ağaç kovuğunda muhafaza ettiğimiz için beni ikna etmiş açıklamadır, oyum reise