hesabın var mı? giriş yap

  • terbiyesizlik ve saygısızlıktır.

    oturduğun cumhurbaşkanlığı koltuğunu kasımpaşa 'nin sokak kaldırımı mi sandın ?

    mevlanaya sormuşlar : ey mevlana! o kadar okur,o kadar yazarsın peki ne bilirsin?

    mevlana : haddimi bilirim.

  • 100 üzerinden 130 ile dede korkut anadolu lisesi 1. sınıfta aldığım fizik notumdur.

    olay şöyle gelişti efendim:

    efsane bir hocamız vardı. süzmenin tekiydi. ajdar tipli bir vakaydı. sınavlarında a.b.c.d.e.f.g.h.ı.j.k.l.m diye gruplar olurdu ve hepsinin de soruları tamamen farklı olurdu. bazen bir sınıfta aynı gruptan olan 3 kişi falan olurdu.

    neyse bu eleman yan sınıfta sınav yapmaya girmeden önce kapıda bizim mikail "hocam napıyorsunuz" dedi, hoca da "sınava giriyorum" dedi. neyse mikail hocaya "hocam elinizdekilerden bir tane versenize" dedi ve hoca da sınav kağıtlarından birini verdi. o derece süzme idi. koptuk o an. mikail d grubu bir kağıt almıştı. sorulara baktık, çözmek mümkün değil. herkes çözmeye çalışıyor d grubunun sorularını ama imkansız gibi. mikail 3 tanesini çözdü, başka soruları çözebilenler oldu kendilerince, herkes o grubun sorularını yazdı ve hoca süzme olduğundan hocayı kandırıp herkes d grubu alır yırtarzı eşiğine odaklandı.

    yan sınıfın sınavı bittikten sonra hoca bize girdi. girdi derken öyle değil. sınıfa girdi yani. neyse. hoca kağıtları dağıttı. önce kız hocam ben d grubu alabilir miyim diye kağıdını verdi hocaya. hoca verdi. sonra herkes d istedi. yaklaşık 20 kişi falan d grubu oldu. daha fazla d grubu kalmadığından d grubu olamadı diğerleri. ben de d grubu alamayanlardandım. benim grubumdan 4 kişi vardı sınıfta. önümdeki ezgi, yanımdaki sıra arkadaşım yiğit, arkamdaki sena ve ben. öyle denk getirdik kağıtları değiş tokuşla.

    velhasıl 4'ümüz de zeki çocuklardık. ama sorular harbiden kazıktı. sınıf birbirine girmişti. millet alenen kopya çekiyordu ama hoca süzme olduğundan hiçbir şey demiyordu. curcuna içinde herkes mikail ve çevresinde d grubunu yapmaya çalışıyordu. biz de baktık her soruyu çözemeyeceğiz. ben 3 soru çözebildim o kağıttan. ve fizikte en iyi öğrencilerden biri olmama rağmen. diğer arkadaşların da çözebildiği sorular ile toplamda 7 ya da 8 farklı soru çözebildik. aralarda yanlış da çıkar, hoca da süzme diye ben fikir öne sürdüm. dedim ki aynı soruları arka sayfaya da cevaplayalım. hoca süzme, anlamaz. yuttururuz. kızlar cesaret edemedi. yiğit 4 tane mi ne soruyu arka sayfaya tekrar cevapladı. ben de ondan daha fazlasını.

    ama sorular kazık olduğundan hiç emin olamıyorduk. ne alacağımız tam sürpriz olacaktı. öyle de oldu.

    sınav sonuçları açıklanıyordu 2-3 hafta sonra. ben ve yiğit arka arkaya geliyorduk sınıf listesinde. hoca başladı okumaya. d grubu tam sıçışta idi. en güvendikleri isim mikail, ilk açıklananlardandı. 45 almıştı. ondan yüksek alan da yoktu d grubunda. herkes 15-20 gibi notlar alıyordu. daha düşükler de vardı.

    hoca okuyor

    ali 10
    veli 05
    deli 25
    sena 80 (bizim gruptan) oooovvv çekiyor millet
    ...
    ..
    ezgi 80 (bizim gruptan) oovvvv çekiyor millet ben sıçıştayım. onlar zaten 8 soru yapmıştı. o zaman bizim hile anlaşılacaktı.
    ..
    ..
    yiğit 120 (sınıf yarıldı) biz koptuk
    uğur 130 (sınıf krize girdi) gülmekten ölüyoruz.

    neyse herkes bitince bizim süzme bize döndü:

    - çocuklar sizin kağıtları 3'er defa topladım her seferinde 120 ve 130 çıktınız. (biz anladı sanacakken) biliyorsunuz bir sınavda 100 puandan fazla alamazsınız, sizin 20 ve 30 puanlarınızı 2 sınavlarınıza ekleyeceğim. aferin çocuklar!

    yemin ediyorum sene bitene kadar güldük. hala da gülüyorum yıllar geçti amk. bir insan nasıl bu kadar süzme olabilir:)

    efsane hocaydı yeminle. her ders uçuk başka vukuat olurdu:)

  • evlilikle ilgili her şeyin fahiş fiyatla satılmasının sebebi. nasıl olsa bu kezbanlar buna 10 katı fiyat da çektirsem aldırır diyorlar. çünkü kezban bencildir.

  • ışid'in türk diplomatlarını rehin alması hakkında verilmiş bir ahmet davutoğlu beyanı. ışid denen terörist sürüsü tarafından kaçırılmış vatandaşlarımız tehlike altında değilmiş, o yüzden kurtarmaya gerek yokmuş, yoksa şov olurmuş. yahu adamlar orada zorla alıkonulmuş rehin tutuluyor, sen tehlikeden bahsediyorsun. tehlike olmadığı sürece yıllarca rehin kalmalarında bir problem yok yani? hadi onu geçtim, tehlike altında olup olmadıklarını nereden biliyorsun?

    türkiye dışişlerinde daha önce hiç bu kadar zavallı bir duruma düşmemişti.

  • artık son olarak hükümetten beklediğim hamle.

    adam nerden nereye amk! git gide düşüyor. 1 ay sonra elinde kitaplar ankara üniversitesi hukuk fakültesi 3.sınıfa başlamazsa şaşırmayalım. 1 yıl sonra da ana rahmine gönderilebilir. ancak bu ana rahmi konusunda pek emin değilim yani düşününce şimdi bilemedim şimdi...

    michael j. fox bıyıklarına, benjamin button karpuz göbeğine kurban olsun tatlım benim, üzülme bu günlerde geçecek!

  • bir insan düşünün ki ekşi sözlük gibi bir mecrada hakkında yazılan her on sözden dokuzu onu övmek için yazılsın.

    ekşi kurulduğundan beri siyasetten spora, sanattan edebiyata böyle bir insan yoktu... bu adama kadar.

    nedeni ise; ister tiyato, ister sinema, ister dizi, ister dublaj kabul ettiği en vasat projede dahi en iyi performansını sergilemesi.

    adam hakan muhafız gibi vasat altı bir dizi de dahi hamlet sahneliyormuş gibi ciddiyetle yapıyor işini.

    pargalı karakterine hakkını verebilmek için 3 ay italyanca 3 ay almanca 3 ay rum şivesi ile konuşmak için eğitim alıyor... söyleşi

    uncharted oyunlarının her biri için haftada 6 gün 15 saate varan mesailerle 6 ay dublaj yapıyor, prodüksiyonun tamam dediği yerlerde bile içine sinmediği için sil baştan dublaj yapıyor dublaj anları

    peki kimdir okan yalabık?

    13 aralık 1978, istanbul doğumlu. ailesi balıkesirli. ailenin ikinci çocuğu .

    ilköğretimi maçka ilköğretim okulunda okuyan yalabık, oyunculuğa da bu dönemlerde başlıyor.

    roportajda söylediğine göre ortaokula başlayacağı sene ağabeyi ozan (kendisi yönetmendir) , ferhan şensoy'un ferhangi şeyler oyununun kasetini eve getirmiş. tek kişilik bu oyunu defalarca dinleyip ezberledikten sonra oyuncu olmaya karar vermiş.

    liseyi şişli terakki lisesi ve sakıp sabancı anadolu lisesinde bitiren oyuncu, 1993 yılında cengiz deveci'yi lisede çalıştırıcılığa davet ettirerek sakıp sabancı anadolu lisesi tiyatro topluluğu'nu kuruyor.

    1997 yılında istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı tiyatro bölümünü kazanıyor bu bölümdeki çabaları onu 1998 yılında kenter tiyatrosu'nda oynadığı martı oyununa taşıyor.

    arada pek çok klipte, reklamda ve dublaj işinde çalışıyor ama istediği bu değil.

    gülüm, kolay para adlı sinema filmlerinde ve yılan hikâyesi, serseri, hatırla sevgili adlı tv dizilerinde rol alıyor.

    2010 yılında yavuz turgul'un yönettiği av mevsimi filminde hasan karakterini canlandıran oyuncu, bu rolle 4. yeşilçam ödülleri töreninde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazanıyor.

    cem yılmaz'ın anlattığına göre sette en çok çalışan ve en sesszi insanalrdan biri.

    bu ödüllerde yetmiyor ve aynı sene kadir has üniversitesi film ve drama yüksek lisans programında eğitim görüyor.

    çeşitli reklam ve animasyon filmi seslendirmeleri yapan okan yalabık, uncharted oyunlarının türkçe dil seçeneğinde ana karakter nathan drake'i seslendiriyor...

    2011 yılında show tv'de yayınlanmaya başlayan muhteşem yüzyıl adlı tarihî dizide pargalı ibrahim paşa rolüne 82 bölüm boyunca hayat veriyor ve dizi izleyicilerinin büyük kısmı (hala) diziyi sadece o ve hürrem için izliyor.

    yalabık, 2016 yılında balkan savaşı'nın geride bıraktığı etkileri beyazperdeye taşıyan, ozan açıktan'ın yönettiği annemin yarası filminde mirsad karakterine hayat veriyor.

    aynı yıl bülent üstün'ün aynı isimli çizgi romanından uyarlanan kötü kedi şerafettin isimli animasyon filminde adnan ve çizer, kung fu panda 3'te ise ana kahraman po'yu seslendiriyor, animasyon filmlerine dublaj yapmaya devam ediyor ve başta alfred hitchcock tarafından beyaz perdeye de uyarlanan 39. basamak oyununu ve berkun oya'nın dünyada karşılaşmış gibi oyununu sahneliyor, pek çok oyunda sahne arkası desteği de bulunuyor.

    yalabık amatör olarak fotoğrafçılıkla da ilgileniyor instagram

    tam 15 yıldır bu adamın oynadığı dublaj yaptığı herşeyin dvd/bluray ve posterlerini topladım imzalatmak için...

    tüm arkadaşlarının dediği şey şu; ona ulaşmak zor, özel hayatına çok düşkün ve çok kapalıdır.

    oyunların sonrasında da arka kapıdan çıkıyor, kalabalık sevmiyor falan.

    onu şu ya da bu şekilde tanımış herkesin ortak fikri şu ki; adam kendisine gösterilen tüm bu saygıyı hak ediyor...
    ve ayrıca herkesin söylediği şeylerden bazıları da şunlar; çok kitap okur, çok araştırır, çok müzik dinler, çok film izler, çok tiyatro izler vb....

  • halbuki nasıl da yanlış biliniyor. eskiden istenmeye gelen kız, damat adayını beğenmezse kahveyi tuzlu, beğenirse şekerli yaparmış. tuzlu kahve içen damat adayı da öküz değilse mesajı alır, bu işten vazgeçermiş. ama popüler kültür her şey gibi bunun da b.kunu çıkartmış.