hesabın var mı? giriş yap

  • ne ilginç tanımlarınız var arkadaş. sanki evlenen tüm kadınlar bunu güzelliklerine borçlular. en basitinden evlenip aile kuracağı kişiyi bulamamış, onu seveni sevememiş, sevdikleri tarafından yeterince sevilmemiş herhangi bir insan olabilir. dikkat ederseniz cinsiyet belirtmedim.

  • lan helal olsun adamlar siyasal islamı kullanarak bayat ekmekleri bile cahil kesime itelemenin yolunu bulmuşlar*

  • son 15 senedir bu lafı duyuyorum, bir bokun değiştiğine henüz şahit olmadım.

    o 4-5 dil bilen insanlar da, eskiden ne kadarlarsa, şimdi de o kadarlar.

    ve hala insanlar ingilizce'yi bile konuşamıyor.
    gençler "4-5 dil biliyor herkes" diye tırsmasın yani.

    - ingilizce şart
    - ne ingilizce'si akif? artık 4-5 dil biliyor millet. tek ingilizce yeter mi?
    - ispanyolca öğrenmek lazım.
    - asıl çince çince!
    - rusça da iyi
    - tabii... rusça iyi...

  • ankara ve istanbul'da ulaştırma bakanlığı tarafından yapılan metrolarına harcanan paranın belediye ödeneklerinden kesilmesine karar verilmesi şeklinde olan karardır.

    daha önceki düzenlemeye göre, ulaştırma bakanlığı metroları yapıyor ve metroların karlarından %15 ödeme alıyordu. akp'nin en büyük metropolleri kaybetmesinin ardından alınan bu kararla, daha önceki yıllarda 5 katına mal edilen metroların maliyetleri de yeni yönetimlerin sırtına bindirildi. kaynak

    akp milli irade ile kavga ediyor. akp'ye oy vermeyen büyükşehirleri cezalandırma politikasını bu millet görmeyecek sanıyorlar.

    bu tip politikalar taşrada etkili olabilir, insanlar "aman hizmet azalmasın" diye güçlüden yana olabilir. ama büyükşehirlerde tam tersi bir etki yaratıyor. zira büyükşehir insanı daha bilinçli oluyor, vergisiyle yapılan hizmeti almak için oy tercihlerine karışılamayacağını biliyor. büyükşehirlerin iradesiyle inatlaşmamak lazım.

    edit: kaynak eklendi.

    edit2: aklıma gelen bir husus da şu; ankara ve istanbul'da merkezi yönetim tarafından yapımı devam eden, hatta yapımına ileride başlanacak hatlar da var. bu durumda merkezi yönetim aslında diyor ki; ihaleyi ben yapayım, müteahhiti ben seçeyim, kendi yandaşıma ihaleyi istediğim fiyattan ben vereyim, belediye de bunu ödesin. madem öyle, bundan sonra yapılan metroların paralarını belediyeler ödeyecek o zaman devlet bu inşaatları ve projeleri derhal belediyelere devretsin. bundan sonra da beş kuruş harcamasın. yoksa bu karar, yandaş müteahhitleri, chp'li belediyelerin kasasından doyurma amacını taşıyor demektir.

  • 7 haziran mhp (nickten de anlasiliyor sanirim)

    1 kasim chp

    arkadas.. sustuk sustukta artik buramiza kadar geldi. sen kiytirik halinde hicbir sey yapmadan 3. parti olmussun, milletvekili sayin 4. partiyle ayni.

    kilicdar ayagina gelmis, basbakanlik teklif etmis, 1 sene sursun 6 ay sursun onemi yok. yapsana ya koalisyonu, al bakanliklari ac eski defterleri. kimin ne yolsuzlugu varsa acima birak yargiya hesap versinler.

    bu kadar pislik aciga cikinca don millete, yeniden oy iste.

    ama yok. sen ne yaptin haci? anca kulustur arabada ferdi tayfur dinle.

    sirketim olsa ve benim calisanim olsan 50 kere kovmustum seni.

    3 nesillik gelenegi bozma pahasina da olsa oy moy yok sana. kusura bakma.

  • "dede koruk yer torunun dişi kamaşır" deyişini bildiniz mi? özetle mevzu bu aslında. fakat ben az uzatıp, lafı döndererek örnekli vs anlatacağım.

    epigenetik, deneyimlerin genler aracılığıyla kuşaklara aktarılabileceğini savunur.
    toplumun veya bir sülalenin başından geçen savaş, göç, hastalıkların yarattığı tahribatlar, aile bireylerinin erken vefatı, terk edilmeler, haksızlıklar, ihanetler, ebeveyn mutsuzlukları gibi üzüntü içeren olayların yarattığı travmalar; hücresel biyoloji, nörobilim, epigenetik ve gelişim psikolojisi araştırmalarına göre, beyin dalgaları halinde bir sonraki nesle aktarılabilir.
    yani epigenetik, göz ve ten rengi, kalıtsal fiziksel hastalıklar gibi; duygular, travmalar, inançlar vb soyut kavramların da, sonraki nesillere aktarımını araştırır, bu konularda çalışmalar ortaya koyar.

    sonraki nesiller, atalarının bu çözümlenmemiş travmatik vakalarını yeniden canlandırır, filmi yeni baştan oynatır. bilinçaltı, atalarının maruz kaldığı mental zorlanmaların yansımalarıyla kendi gerçekliğini yaratır, bu sanrılara uygun kodlamalar düzenler.
    freud buna "yineleme takıntısı" tanımı getirirken, jung, kolektif bilinç kapsamında "bilinçli sayılmayan ne varsa, kader olarak tekrar deneyimlenecektir" der. sack, "travmalar nesilden nesile aktarıldığı gibi, toplumdan topluma da aktarılabilir" ifadesini kullanır. alman psikolog bert hellinger, biyolojik ailelerimizle ortak bir bilinci paylaştığımız fikrini savunmaktadır.

    hayat boyu karşımıza çıkan mental hastalık veya problemlere farkındalık spotu tutmadıkça, bilinçaltı kalıpları kendini tekrarlar. ancak farkındalık kazanıp travmalar üzerinde çalışıldığında, beyin nöronlarında kalıtım yoluyla kurulmuş bağlar çözülür, kendini tekrarlayan kalıplar sona erer.
    profesyonel destek almak bu yüzden önemlidir. destek neticesinde ailesel-içsel şemaları görebilen ve yanlış bağlanmalarla yüzleşen birey, zihinsel düzenlemelerini yaparak sahip olduğu genetik gerçekliğine rağmen potansiyelinin optimum varyantını ortaya koyabilir.

    bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak diyenler için, o bitmeyen para problemleri, sonu gelmeyen ilişki sorunları, içsel huzursuzluk, depresyon, insomnia, ailede sevgisizlik, özdeğer eksikliği, patolojik kıskançlık gibi yaşam kalitesini azaltan meseleler, duvarda fotoğrafları asılı duran aile büyüklerinin travmalarından size miras kalmış olabilir. incelemeye değer konu.

    ---
    - geçmiş asla ölmüş değildir. geçmiş, geçmiş bile değildir. *
    - ebeveynlerim, büyükanne, büyükbabalarım ve daha uzak atalarım tarafından tamamlanmamış, cevaplanmamış halde bırakılan şeylerin ve soruların etkisi altında olduğuma kuvvetle inanıyorum. sıklıkla, bir ailede ebeveynlerden çocuklara geçen, kişisel olmayan bir karma var gibi görünür. her zaman, önceki nesillerin yarım bıraktığı, tamamlamam veya belki de devam ettirmem gereken ödevler var gibi gelmiştir. *
    - - -

    faydalı

    bu da

    bu da iyi

    burada pdf var

    deneylerden örnek

    sevgiyi miras bırakabiliriz(pdf)

    mark wolynn kitabıyla ilgili kısa söyleşi *

  • arda turan, rıdvan dilmen, hidayet türkoğlu ve sedat peker'in fakir olduğunu anladığımız harika bir genelleme. teşekkürler fasulye.

  • ya kardeşim hem insanlara bu hizmeti sunuyorsunuz, hem de vicdan çektiriyorsunuz. sipariş etmese işten çıkarılacaklar, etse "hava durumu kötü ne hadle sipariş geçersiniz?" diye yadırganacaklar. bu hizmet sadece türkiye'de yok ama hiç sanmıyorum ki sipariş veren insanlara bu kadar vicdan azabı çektirilsin.
    hava kötüyse yolları, motoru kaliteli yap, kuryeye güvenlik ekipmanları sağla. her yağmurda, karda da şu muhabbet dönmesin artık.

    edit: altta bir yazar, konforunuzdan ödün verseniz ölür müsünüz, demiş. olay sadece konfor değil. evde hasta olan insan olur, yemek beceremeyen olur, eve yeni taşınmış, tadilat yapmış o an pişirme mümkün olmayan olur. yemek siparişi sadece koltukta göbek kaşınırken yapılmaz. evet ölümler üzücü ama burda yapılması gereken güvenli yol bulmak. gelip burda hizmeti sunduğunuz insanları suçlayamazsınız.