hesabın var mı? giriş yap

  • sanayi dolayları... 2 usta genel kültür yarıştırmakta..
    ve final;

    1. usta : var ya insandaki damarları ucuca dizsen dünyanın etrafını 4 kere dolaşıyomuş
    2. usta : bir gündemi?

  • "asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."

    - anlayamadı.

  • yiğit can akkor adlı bir restoran sahibinin aktardığı skandaldır. beyefendi'nin yazdığına göre yemeksepeti hem müşterileri kerizliyor hem de restoranlar adına alenen yalan söylüyormuş.

    yiğit can akkor'un sözlerini aynen aktarayım:

    "sahibi olduğum restoran pazartesi günleri kapalıyken, şu anda yemeksepeti‘nden sipariş verdim. restoran kapalı. ben kadıköy’deyim. sipariş verdim. yemeksepeti “sipariş hazırlanıyor” diyor. hayır hazırlamıyorum.

    “sipariş veren” olarak aradığımızda, restoranla ileşime geçmek için bekletiyoruz diyorlar. evet bekliyoruz, şu anda sıfatımız: müşteri.

    ardından telefonum çalıyor. yemeksepeti beni restoran sahibi olarak bilgi almak adına arıyor. cevaplıyorum ve sistemlerinde restoranın pazartesi günleri kapalı olduğunu, bunun yeni sisteme geçtiklerinden beri beceremediklerini söylüyorum.

    ardından ekliyorum: “lütfen sipariş veren müşteriye sorunun restorandan kaynaklı değil, yemeksepeti’nden kaynaklı olduğu iletin ki, restoranımız bir itibar kaybı yaşamasın” karşıdaki beyefendi, tabii ki böyle söyleneceğini, teknik aksaklık olarak iletileceğini söylüyor.

    ardından müşteri sıfatımda bana geri dönülüyor. açıklama şu: restoran siparişinizi teknik bir sorundan dolayı iptal etti. kendisine soruyorum: “restorana sipariş ulaşmış ve bir şekilde yollayamadıları için restoran tarafından bir iptal mi var?”

    karşıdaki beyefendi: “evet” diyor. “restoran siparişinizi iptal etti”

    bunu okuyanlardan ricam, ki daha önce böyle bir ricam olmadı, olabildiğince paylaşsınlar bu durumu. çünkü işini iyi yapan restoran sahipleri yemeksepeti‘nin bu zulmünü ve yalanlarını hak etmiyor.

    yemeksepeti’ni sipariş veren olarak uzun zamandır kullanmıyorum. en yakın zamanda resotan olarak da kullanmayacağım. kimsenin kimseyi karalamaya, kimsenin kimse hakkında yalan beyan vermeye hakkı yok.

    kandırdığınız insanlar, umarım en kısa zamanda kurtulur sizden."

    tweetler

    dm'den gelen bir başka skandalı da aynen aktarmak istiyorum:

    "merhaba, sizlere yemeksepeti hakkında daha büyük bir skandal aktarabilirim.
    bir kullanıcı mobil uygulama üzerinden hesabınıza erişim sağlarsa. bu oturumu sonlandırmanız mümkün değil. şifre değiştirseniz bile sadece web üzerinden açılmış oturumlar sonlanıyor.

    yaklaşık 1 ay önce hesabımıza giriş sağlandı. konu ile ilgili bütün birimler ile görüşme yapıldı. erişim sağlanan oturumu sonlandıramadığımız için hesabı silmek zorunda kaldık."

    bir başka "yalan" örneği. yemeksepeti müşterilerine yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş sanırım.

    "hocam naçizane bir tane de bende var bunlar kadar skandal olmasa da :) basit bir sipariş gecikmesi-iptali gibi görünse de aslında bu hikayeyle birlikte anlam kazanıyor bence. 23.00’te kapanan bir restorandan 22.00’de verdiğim sipariş gelmeyince 23.00’te yemeksepeti canlı yardıma yazdım. siparişin yolda olduğu bilgisini aldım. saat 00.00’da canlı yardımdan başka birine tekrar ulaşıp yolda olan siparişimin nerede olduğunu sordum, “şu an” hazırlandığı bilgisini aldım ve canlı yardım hatalı bilgi için özür diledi. saat 01.00’de siparişim iptal edildi."

  • tam kapanma yok zaten. esnaf kapanması var. zira esnaftan başka her yer açık, herkes sokakta gibi bir şey oldu. bizim dikmende dolmuşlar bile çalışacak. dolmuş çalışıyorsa bayağı bir insan bir şekilde sokakta olacak. al sana kapanma.

  • pahalı ürünleri savunan insanları ortaya çıkararak şaşırtan fastfood zinciridir.

    babacım ben "pizza yemek için sms bekleyen adam"dan bahsetmiyorum. sen zaten herşeyin promosyonunu yakalıyorsundur, hayatta küçük heyecanlar yaratıp bununla gurur duyuyorsundur. o başka bir yetenek. ben normal bir insandan bahsediyorum; hani canı pizza istedi, karnı aç, giriyor yemek sepetine, canının istediği pizzayı sipariş verecek, haftasonunu beklemeyecek, birazdan yiyecek.. hani o pizzanın yanında 30 tl yazıyor. mevzu sen değilsin yani, heyecan yapma.

  • albany tıp fakültesi nöroloji profesörü dr. venkat ramani'nin dianne neale adlı hastası, televizyon izlerken, entertainment tonight programının sunucusu mary hart'ın sesini duyunca epilepsi nöbeti geçirdiğini, ailesinin bile buna inanmadığını söyler. mary hart

    doktor, laboratuvar testleri sonucu, kadının gerçekten mary hart'ın sesini duyunca epilepsi nöbeti geçirdiğini, karnını ovalayıp başını tuttuğunu, bakışlarından kafa karışıklığı ve bilinç kaybı yaşadığının anlaşıldığını, bu durumun 30 saniye ile 1-2 dakika arası sürdüğünü söyler. sebebini tam olarak bilemese de durumun psikolojik değil nörolojik olduğundan emindir. link

    vaka, 1991 yılında, the new england journal of medicine'da, "audiogenic epilepsy induced by a specific television performer," başlığı ile yayımlanır. bu da doktora istenmeyen bir ün getirir. letterman ve carson gibi ünlü komedyenler bile olayı şakalarına dahil ederler. hasta, bu durumu aşağılayıcı bulur ve epilepsi hakkında insanları bilinçlendirmek için basın toplantısı yapar. bu da ters teper. aynı isimdeki bir başka kadının evinin yakınlarına gidip mary hart'ın ses kaydını çalarken tüfekle kovalananlar bile olur. link

    mary hart, üzgün olduğunu söyleyen bir video yayınlar. zamanla bu olay unutulur. yıllar sonra, 1997'de benzer bir vaka, bu sefer işitsel değil görsel bir uyaranla japonya'da ortaya çıkar. pokemon'daki bir karakterin gözlerindeki hızlı hızlı yanıp sönen ışık, 700 kişinin hastanelik olmasına neden olur. pokemon seizures

    her 4000 kişiden 1'inde photosensitive epilepsy yani, bu tür uyaranlara karşı hassasiyet olduğu düşünülüyor. oyunların veya videoların başına uyarı koyuluyor. mesela ben, nine inch nails videolarında görmüştüm. uyarıları dikkate almakta ve bu tür videoları paylaşmamakta fayda var. (bkz: ışığa duyarlı epilepsi)
    kaynak

    ek: bunu yazdıktan uzun zaman sonra, bugün seinfeld'in 3. sezon 19. bölümünde bu konunun işlendiğini gördüm. kramer televizyondan mary hart'ın sesi gelince nöbet geçiriyor. video

  • kutlamayın arkadaşlar, hayır çıktığında provokasyon olma ihtimali çok yüksek.

    oturun oturduğunuz yerde. ümit özdağ aylardır bas bas bağırıyor kontrollü kaos planı var diye.

    taşkınlık yapmayın, taşkınlık yapana mahal vermeyin. itidalli olun.

  • gündemi değiştirecek bir tweet'tir.

    tam metni ;

    artık yeter abd uşağı hdp nin 3 kuruşluk oyunu alacağız diye,milyonlarca türk milliyetçi, atatürkçü insanı üzüyorsunuz..çadır mahkemelerini kuran,apo mektubu okutan, osla da kirli pazarlıklar yapan,13 milyon sığınmacıyı göndermeyiz diyenlere oy vermeye mahkum ediyorsunuz insanları..net ve açık olalım pkk terör örgütüdür,apo cezaevinden tabutla çıkacak,sığınmacılar derhal gönderilecek demekten çekinmeyelim!!

  • “size şunu söyleyeyim dostum, yaşamı anlamıyorum ben. ondan korkuyorum da. bilmiyorum, belki hasta, ruhsal dengesi bozulmuş bir insanım. sağlığı yerinde, olağan bir insan her şeyi anladığını, duyduğunu, gördüğünü sanır, gel gelelim, ben yitirdim bu duyguyu, günden güne de korkuyla zehirliyorum kendimi. boşluktan korkma hastalığıdır bu. gördüğünüz gibi ben de yaşamdan korkmak hastalığına yakalanmış durumdayım. çimenlerin üzerinde yatarken, daha bir gün önce dünyaya gelmiş, hiçbir şeyden haberi olmayan küçücük bir böceğe bakarken, bu hayvancağızın yaşamının baştan sona katı bir korku olduğunu düşünür, onda kendimi görürüm.”

    korku, anton çehov