ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dolar artarken işyerlerinin son durumu
-
ön edit : ithalatçı değil, imalatçıyım.
bir kobi olarak kanser olma sürecini yavaş ve emin adımlarla yürüyorum. imalatı durduramıyorum iflasın ilanı demek, fatura kesemiyorum saatler arasında %10 15 zarar edebiliyorsunuz, kimya sektöründeyim ham maddemin tamamı ithal dolar bazlı, satışlarım türk lirası.
dolar artıyorsa sende arttır diye düşünen kafa tasının içi hava dolu arkadaşlara kısaca, o işler öyle işlemiyor canım benim demekle yetinmek istiyorum.
kendimi piyasada şanslı hissediyorum çalıştığım iş ortağımın oldukça yüklü ithalat çalışması var.
yarınım meçhul çünkü ham madde alımını durdurdum, bir iki haftada % 30 içeri girerken ne kadar zam alabileceğimi bilmiyorum.
hadi bakalım hayırlı kanserler.
ilk buluşmadan sonra hemen mesaj atan erkek
-
benim saçma bulduğum nokta, "kendini ağırdan sat", "hemen yüz verme amk", "sabret" gibi tabirler. lan çok güzel bir gece geçirmişsin birlikte (yoksa niye atasın zaten), çok eğlenmişsin, hatta kapısına kadar da bırakmışsın, kesin atarım abi. bundan mutlu olan kızla zaten devam ederim, diğer türlü "ay manyak yapıştı" diyecekse o zaman 2 saat önce nerene yapıştım ulan diye sorarım. benim istediğim, attığım mesajı görünce gülümsemesi, kısa bir cevap verip dönüp kıçını uyuması.
şöyle olaylar için strateji varsa ben yokum canlar.
bir bilgisayar oyununda yapılmış en zalimce şey
-
-call of duty modern warfare 2 oyunundaki " no russian " bölümünde havaalanında katliam yapan rus çetenin içindeki amerikan ajanını oynuyor ve sivilleri katlediyorduk. bölümün başında yoğun şiddet içeriği uyarısı ve bu sebeple skip etme vardı ama her oynamamda hiç atlamadan yüzlerce insanı katlettim evet.
- roller coaster tycoon 2 oyununda lunaparka gelen müşterilerin profiline sağ tıklar parası var mı yok mu diye bakardım parası olmayanı imleçle tutar " paran yoksa ne geziniyon amk çocuğu " der suya atardım ve boğuluşunu seyrederdim.
beşiktaş taraftarı lig fikstürü
-
eylül - lige çok iyi başladık, bu sene kesin şampiyonuz
ekim - avrupa'da en az yarı final görürüz,
kasım - türkiye kupası bizim için gereksiz, ligde fikstür avantajımız var.
aralık - devre arasında kesin bir sol bek almalıyız yoksa şampiyonluk zora girer.
ocak - ikinci torbadan çek bir kolay takım, finale koşalım.
şubat - takım revire döndü, bu kadar şansızlık olmaz. beşiktaş kanseri rerörörö.
mart - lig bizim için önemli değil, avrupa'da üst turlar için uğraşmalıyız.
nisan - bu takımdan zaten avrupa'da başarı beklemek hayaldi, futbolcuların birçoğu yollanmalı.
mayıs - dünya futbolu için çok fazla şerefliyiz ama hala daha önümüzdeki sezon için ümidimiz var.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
din sınavlarında kağıdın tepesine bismillahirrahmanirrahim yazınca ekstradan bi on puan alınması, gözü dönen bi elemanın sınav kağıdına arapça bismillahirrahmanirrahim yazması ve o sınavdan 1000 (yazıyla bin) alması.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
dilencinin önündeki milyonlara bakıp cepteki 75 kuruşu düşünmek..
kadıköy ve şişli türkiye'nin kaymağını yiyor
-
evet...
1000 odalı sarayda oturuyorum...
ismini bile bilmediğim meyveleri yemeden duramıyorum...
bilin bakalım ben kimim.
dış hatlara gidip sıradaki uçağa bilet almak
vedat milor'un cv'si
-
6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.
sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(
askerde tüfek uzatılınca hayır teşekkürler demek
-
tahminimce ekim 2015'de askeri hastaneden taburcu olmanızı sağlayacak süper olay.
half-life 3
-
12 entry görünce mouse'a levyeyle tıkladım vicdansızlar!
(bkz: hepinize bastım eksiyi)
debe editi: dünya barışı, sevgi, esenlik, sokak hayvanlarına yardım falan değil, half-life 3ü istiyoruz artık!
teletext
-
ilk aşk gibi bir şey lan.
bilgisayardan internetten önce bu vardı hayatımızda. gerçi tam olarak vardı diyemem kendi adıma, zira bizim televizyonun böyle über bir özelliği yoktu ve fakat akraba evlerinde denk geldiğimde saatlerimi geçirirdim başında. hava durumu desen var, fikstür desen var, güncel haberler desen var. internete ilk girdiğimde hissetiklerimi belki bir kademe düşüğüyle yıllar önce hissettirdi bu meret bana. sosyal statü belirleyicisiydi gözümde resmen. gerçi öyle hala, nerde teletext seven bir insan var, işte orada güzel bir insan vardır.
şimdilerde boşladık biraz elbet ama yeri ayrıdır kalbimizde.
unutulmadın teletext.
55 liraya 8 paket kuru gıda sos ve içki almak
-
makarna ve 1 adet tuborg amber alarak dünyalara sahip olduğunu düşünen yazar barındırır.