hesabın var mı? giriş yap

  • erken teşhisin ve iyi cerrahi müdahalenin şart olduğu bir hastalık. teşhis kısmının zorluğu aslında kişinin kendi başına teşhis etmesinin neredeyse imkansız olduğu belirtiler taşıyor olması. ayağınızın elinizin büyümesini rahatlıkla kilo almak olarak değerlendirebilirsiniz, burun dudak şişkinliğini tamamen yüz karakteristiği olarak görebilirsiniz, ileri yıllarda şeker hastalığı çıktığında insülin iğnelerinizle yaşayarak devam edebileceğinizi düşünebilirsiniz. halbuki sinsi ilerleyen ve 8-10 yıl sonra aniden körleşme, kalp vb iç organ büyümeleri yaşama riskinizin çok yüksek olduğu bir hastalıktır. maalesef bir tesadüf veya ciddi bir check-up ile teşhis edebilirsiniz ancak. emin olabilmek için yaptırdığınız ogtt'ler normalde 1-2 günde çıkarken bunu gh eşliğinde kontrolleri bir hafta sürer ve o bir hafta geçmek bilmez. mr çektirmeden zaten fiziksel olarak varlığından da emin olamazsınız. diyeceğim o ki, teşhisi zor, tedavisi ve tedavi sonrası 3-4 aylık süreci oldukça streslidir. tamamen atlatmış biri olarak diyebilirim ki, 2009 yılı hayatımın en zor yılıydı. hala da %100 emin değilim, nüksetme riski taşıdığı için, ama bunu sürekli düşünerek yaşanamayacağını öğrendim en azından.

  • tıpkı jesse james gibi, amerikan toplumunda bazı suçlulara karşı duyulan sempatinin örneklerinden biridir. öyle ki, adına yakılmış bir türkü bile bulunmaktadır (bkz: the ballad of d b cooper). kendisinin basit bir suçlu olmanın ötesine geçerek efsaneleşmesini sağlayan olaylar 70'li yılların başında kuzeybatı abd'de vuku bulmuştur...

    24 kasım 1971 tarihinde, northwest orient airlines firmasına ait portland seattle hattında 305 sefer sayılı boeing 727 tipi uçağı kaçırmış, sahte bomba düzeneğini hostese göstermiş, uçağın yere indirilerek, kendisine iki adet paraşüt ve 200 000 dolar para verilmesini istemiştir. uçak yere indikten sonra bütün yolcuları dışarı çıkartmıştır ve mevcut personelle tekrar havalanan uçak seyir halindeyken, sadece boeing 727 tipi uçaklarda bulunan ve arkaya doğru açılan kuyruk kapısından paraşütle atlamış ve 200 000 doları alıp kaçmıştır. olay şükran günü tatiline denk geldiğinden ve oregon'da hava durumu çok karlı olduğundan nereye indiği tespit edilemediği gibi bölgede yapılan aramalar da sonuçsuz kalmıştır. bu olaydan sonra abd federal havacılık dairesi'nin kararıyla, boeing 727 tipi uçaklara havadayken arka kapılarının açılmasını engelleyen bir aparat takılmış ve söz konusu alete dan cooper'a ithafen cooper vane adı verilmiştir.

    olaydan 9 yıl sonra, 1980 yılında, aynı bölgede, 5800 dolar tutarında bir para ve boeing 727 tipi uçakların arka kapılarının nasıl açıldığını gösteren bir talimatname bulunmuştur. parayı bulan çocuk bunları polise teslim ettiğinde, seri numaralarından dan cooper'a fidye olarak verilen paraların bir bölümü olduğu anlaşılmıştır. ancak polise ilgili deliller ulaştıktan kısa bir süre sonra st. helens yanardağı patlamış ve delillerin bulunduğu bölge volkan külleriyle kaplanmıştır. polis bölgede daha sonra aramalar yaptığında ise başka bir bulguya ulaşamamıştır. böylece olay iyice gizemli bir hale gelmiş ve çözülememiştir.

    dan cooper'ın 1995 yılında ölen, ikinci dünya savaşı'na paraşütçü birliğinde katılmış olan duane weber adlı kişi olduğuna inanılmaktadır. ancak olay sırasında dan cooper'ın elinde eldiven olduğundan fbi'ın yaptığı incelemelerde herhangi bir parmak izine rastlanılamadığı için bu durum kanıtlanamamıştır. duane weber'in dan cooper olduğunu düşündürten temel bulgular ise, eşinin, ölümünden üç gün önce hasta yatağında kendisinin dan cooper olduğunu itiraf ettiğini söylemesi ve 1978 yılında olayın gerçekleştiği bölgeye tatil yapmaya gitmiş olmalarıdır. ayrıca fbi tarafından hazırlanan robot resimlerle duane weber büyük benzerlik göstermektedir.

    http://www.cbsnews.com/…s/d-b-cooper-found-at-last/

    d.b. cooper uçak biletini dan cooper adıyla almış, ancak bir yanlış anlaşılma sonucu adamın adı medyada sürekli d.b. cooper olarak geçtiğinden dan cooper yerine d.b. cooper denmiştir. gizemi, zamanla amerikan dizilerine, filmlerine konu olmuş bir popüler kültür öğesi haline gelmiştir. dan cooper'a ithafen richard purdy adındaki yerel bir şarkıcı tarafından 1980 yılında yazılmış olan the ballad of d.b. cooper adlı şarkının yanısıra, sonraları başka sanatçılar tarafından da bu adam için şarkılar yazılmıştır.

    http://images.45cat.com/…d-of-db-cooper-azimuth.jpg
    http://www.45cat.com/record/az451
    https://www.youtube.com/watch?v=gwrr0zo0xa0
    https://www.youtube.com/watch?v=olpq6dgujnw
    https://www.youtube.com/watch?v=mxtgibncqlq

  • orda elinde mikrofon tutan kendine gazeteci diyen organizmalar, korkudan soru soramamak icinize islemis. alt tarafi bir spor yoneticisi lan. korkmayin gondermez sizi silivri’ye. azinizi acip tek bir soru bile sormaktan acizsiniz. bir tanesi de siz oyle diyorsaniz oyledir dedi. boyle gazetecilik yapacaginiza gidin onurunuzla pazarda limon satin.

  • tam da bu yüzden cumhuriyet çok güzeldir, çünkü duvarlarda altın rengi, iğrenç, eğreti, arabesk, çirkin arapça tuğralar, sakil ve kıro altın varaklı koltuklar, etrafa yayılan korkunç, zeka seviyesi düşürücü bayık bir tasavvuf müziği çakmasıyla, haremlik selamlık akpli cahil kodaman düğünü gibi zavallıca değil, valsle, zarafetle, güzel yemek ve güzel içkiyle kutlanması gerekir. cumhuriyet medeniyettir, ince zevktir, her zaman da öyle kalacaktır.

    edit: entriyi kesip biçip mağduriyet çıkaran, sen evinde istediğin gibi kutla, kimse sokaktaki adama içki iç, illa vals yap demiyor (zaten sen de bunu biliyorsun ama mağduriyet fırsatı, ah o mağduriyetler) ama devlet erkanı bu günü olabilecek en şık şekilde kutlamak zorunda. bugün yine beni güldürerek sevaba girdiniz, aptal sizin sülalenizdir ve evet medeniyet içki içene, istediği gibi giyinene, dans edene kudurmuş gibi bakan terliksi hayvanlar olmadan bunları yapabilmektir.

    debe editi: (bkz: umut örüyoruz insiyatifi)

    ayrıca: (bkz: sultan abdülaziz'in valsa davet bestesi)*

  • parayla mutlu olmuyorsa paralarını alarak onu bu mutsuzluğundan kurtarabilirim dediğim açıklama.

    "fakirler malıma mülküme göz dikmesin." diye sarfedilmiş bir cümle yemeyin bunu.

    almancıların, akrabaları para istemesin diye "almanya bitti yeğenim" söylemine benziyor.

  • geçen hafta annem ziyarete geldi. polis akademisi filmlerini çok sever, bir de dublajlı sever çünkü polis akademisi filmlerinin dublajı çok iyidir. hatta bence de dublajı orijinalinden daha iyi olan filmlerden biridir. açayım izleyelim dedim çok sevindi.

    filmler arşivimde var ama dublaj yok, aha dedim bedava verilen turkcell tv bir işe yarayacak. sansür vardır ama sigara falan blurlamışlardır, neticede 40 yıl öncesinin komedi filmi.

    neyse izliyoruz, ikimizin de belki tüm seride en sevdiği sahne gelmek üzere olduğu için heyecanlıyız. mahoney, teğmen harris'in iki yalakasını mavi istiridye barına yolluyor. o meşhur müzik gelsin diye bekliyoruz. gelmiyor. mavi istiridye barı yok. içinde sadece dans olan koskoca bir sahne kesilmiş.

    kesilen sahne şu bilmeyenler için:

    https://www.youtube.com/watch?v=niumqldl_k0

    tatlar kaçtı tabii. kapattım turkcell tv'yi, arşivdekini taktım lordlar gibi sansürsüz izledik. başka neler kesilmiş bilmiyorum ama süresine baktığımda 12 dakikasının uçtuğunu gördüm 40 yıllık filmin.

    gerçekten buna para vermeyin.

  • (bir derslik. kara tahtada "i didn't do that" yazısı var.)
    - tekrarlayın ismail bey. ay didınt du det...
    - ay dudınt di dört...
    - of ismail bey off!.. ingilizce öğrenmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?!
    - ya istemiyorum ya..
    - e ne işin var burda?
    - çöbü almaya gelmiştim...
    - söylesene be adam!!
    - ay dodınt de do...
    - onu değil be!! neden geldiğini!!!
    - çöbü almaya!!!

  • kendisini ilk defa yalan dünya'daki orçun rolüyle izlerken gevşek, itici ve ağzına ıslak odunla vurulası bir karakteri çok iyi canlandırdığını düşünüp yetenekli bir oyuncu sanmıştım. meğer herif rol yapmıyormuş, zaten kendi kişiliği gereği dayak manyağı yapana kadar dövülesi insan tipi varmış..