ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 ağustos 1999
-
17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.
kırıkkale'nin tamir edilmesi gerekliliği
irlanda'da mağarada saklı tutulan devler
-
itiraf ediyorum:
o devlerden biriyim ve mağaraya interneti yeni bağlattım.
tarihi geçmiş bir konuya sözlükte her el atışımda "kardeş hayırlı olsun mağaraya internet bağlatmışsın" yazan tüm o cüceleri 2023'te çıktığımda ziyaret edicem.
yeni rakı'nın almanya'da yayınlanan reklamı
-
bir ürün düşünün ki, üretildiği ülkede reklamı yapılamayıp başka bir ülkede reklamı yapılmaktadır.
ne tuhaf değil mi? vay rakıcı almanlar vay..!
önemli not: türkiye'de ilk rakı fabrikası, 1901 yılında 2. abdülhamit zamanında kurulup faaliyete geçmiştir. "deniz kızı rakısı" ve "üzüm kızı rakısı" olarak iki ayrı marka ile.
işe arabayla gidebilmek için çalışmak
-
bana fight club'da geçen vecizeyi hatırlatan cümle. şöyle demişti tyler durden,
"sevmediğimiz insanları etkilemek için ihtiyacımız olmayan şeyler satın alıyoruz"
orjinali: we buy things we don't need, to impress people we don't like
30 yaşında evini arabasını almış evlenmiş erkek
-
mutlu olup olmadığına da karısı karar veriyor, allah yardımcısı olsun.
#koçholdinghaddinibil
-
parasını veriyor, 6 saatte bir de isteyebilir. babanızın dükkanı değil orası. şikayeti olan ayrılıp kendi holdingini kurabilir.
serotonin
-
kimyasal formulu c10h12n2o olan madde.
bunu dogal yollardan artirmak icin yemeniz gerekenler:
cikolata, sut proteini (tryptophan), b12 vitamini (somon baligi, yumurta, yogurt, et, yulaf vs.), d vitamini (gunes isigi, zenginlestirilmis sut veya soya sutu, yumurta sarisi, balik kemigi vs.)
15 temmuz gazisinin kurnazlığı
-
erdoğan'ın öptüğü, sedat peker'in araba hediye ettiği 15 temmuz gazisi ahmet onay'ın, o gece ayağının çizildiği, kan tuttuğu için fenalaştığı anlaşıldı.
bir yakınının olayın gerçeklerini ifşalaması
vay arkadaş memlekette herkes nitelikli dolandırıcı olmuş.sosyal medya olmasa hakikaten hiçbir şeyden haberimiz olmayacak.rezil bir düzen gerçekten...
edit : videonun gerçek olup olmamasından çok şahısa tanınan ayrıcalıklar evler,arabalar,özel kalemlik bile başlı başına yandaşlık,liyakatsizlik kokuyor.adamın önüne cenneti sermişler daha ne olsun!bu duygu sömürüsünü falan geçmiş artık hastalıklı bir adam kayırma olmuş...ulan gaziysen bile sosyal yardım alıyorsun,gereken yerlerde zaten ömür boyu ailene yeterli ayrımcılık tanınıyor bu kadar ihtişam merakı da bokunu çıkarmaktır...ama asıl suçlunun kim olduğunu herkes biliyor yine bize kahrolmak düşüyor.
uçaklarda kürtçe anons
-
yetmez ama evet! uçaklarda sadece kürtçe, lazca, rumca anonslar yetmez, uçağın motor sesi de kürtçe çıkmalı. itiraz edenlerin hepsi faşist ırkçılardır peşinen söyleyeyim.
edit: über, ileri demokrat ve demokratik cumhuriyetçi yazarlar abd'nde hispaniklerin ana dil tecrübesini bir öğreniverseler de, biz de artık bu geri zekalı ayrışma başlıklarını okumaktan kurtulsak. unutmadan söyleyeyim; abdullah öcalan dan farklı olarak, kürtçeyi anadilim gibi konuşuyorum.
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
bak koçum, belli olmuyor ama, benim bi tek kulağımın arkası kaldı.
artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim.
sevgililer,
bizim olanlar ya da olmayanlar hepsi iz bırakır. bu izler, şimdi senin ki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır. ama inan yeni izler de olacak. yaşlıları düşün, sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler, ama öyle değil.
ne kadar acı çekersen çek, şunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer.
ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya ya da resim olurlar senin gibi, kazına kazına.
(bkz: dar alanda kısa paslaşmalar)