ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
14 ocak 2015 cumhuriyet'in charlie hebdo vermesi
-
gidip iki tane cumhuriyet alarak müslümanları duble kışkırtacağım eylem. adamlar içine mentos atılmış kola gibi. kışkırıyor.
bir insanın cahil olduğunu gösteren şeyler
-
efendi gibi gitmişsin atm de sıraya girmişsin. ikinci sıradasın. önündeki kişi rahatsız olmadan işlemini yapsın diye hafif geride duruyorsun. arkadan tırreğin birisi gelip sana sırada olup olmadığını sormadan ikinizin arasına giriyor. uyarınca da haklıymış gibi seninle kavga ediyor. bu adam cahil değil cahil oğlu cahildir. medeniyetten nasibini almamıştır.
donanımı güvenle kaldır
-
microsoft'un yaptığı açıklamaya göre artık "donanımı güvenle kaldır" özelliğini kullanmadan, yazma yahut okuma islemi yapmayan bellekleri direkt olarak cihazdan çıkarmak hicbir sorun teşkil etmiyor. çünkü hızlı kaldırma* ile bu işlem sürekli önbellekte tutuluyor ve işlem yapılmadığı sıralarda harici bellekler her an çıkarılmaya hazır halde bekletiliyor.
kısacası, bir devrin efsanesi artık önem arz etmiyor.
kaynak;
https://docs.microsoft.com/…-external-storage-media
jeanette winterson
-
felsefe, edebiyat, deneysellik, cirkeflik, dark sidelik.. kisaca insanin bir yazarda olmasini isteyecegi her turden hayat belirtisi var hatunda.. neil gaiman john fawless john fante aski ile gecen 20 yaslarimin ardindan patrick dewitt ile beraber simdi 30larima arkadas olan kadin. iyi ki buldum seni.
not: okurken her seferinde bana asli erdoganin metinlerini hatirlatiyor nedense..
merkel'le telefonla mesajlaştık
-
+ben davutoğlu
president
- kimsiniz?
+ berline geldim çay içelim?
- numaramı nerden aldınız?
+ sileriz kardeş
sıkıntı yapma
26 temmuz 2019 seray sever skandalı
-
tv ekranında işsiz ve geçim sıkıntısı yaşayan insanlara çözüm önerisi sunmuş, halkı alternatif besin arayışlarına teşvik etmiştir.
"fasulye pahalıysa pahalı, yemeyin. daha ucuz bişey yiyin. söylenmeyin!"
bir tavsiye de benden b sınıfı kaşarlar da iyice ucuzladı...
160 bin kişiyi dolandıran baba oğul
evrimin kansere çare bulamaması
-
hız önemli hız.
evrim çare buldukça sen bir adım öne geçiyor ve illa ki kanserojen başka bir yaşam biçimine geçiyorsun.
evrim senin genini düzeltmeye çalışıyor sen nükleer patlatıyorsun gitti evrimin bi 50.000 yılı.
adam sana temiz domates üretiyor, veya senin kursağını domatesi yemeye evriltiyor, gidip gdo diye bir şey bulup banane ben kanserojen yaşayacam diyorsun.
bi adam gibi dursan aq yerinde evrim seni volverin yapacak,
sakın dokunma bana saçını başını yolverin diyorsun.
doktora dokunmak konuşmak falan bu ne manyaklıktır
-
doktorların kendileri dışında tıp okumayanları geri zekalı sanması olayı.
edit. e tabi hepsi için değil yahu.
çok sosyal olunmasına rağmen sevgilinin olmaması
-
aile kazancim ayda 20 bin civarinda, zengin degiliz'den sonrasini okumadim.
eksisozluk linc ekibi birazdan buraya gelir. ben espriyi yapip, kacayim:
hep 50 tl'lik entrylere tanim yazdigim icin buna yazmiyorum.
insana mutluluk veren kokular
-
yağmur sonrası toprak kokusu.
koku değil doğal sakinleştirici mübarek.
danla bilic'in ekşi sözlük ofisten fotoğraf atması
-
(bkz: danla bilic kim amk)
aşağıda mühendisler de var
-
maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...
bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.
şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?
biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.
kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.
tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.