hesabın var mı? giriş yap

  • 25 nisan'da los angeles'ta düzenlenecek ödül töreni.

    akademi ödülleri'nin yanı sıra bafta da şubat ayından nisana alındı. normalde ocak ayında düzenlenen altın küre ödülleri 28 şubat'ta yapılacak. aynı şekilde tony ödülleri de ertelendi. bu ay sonu yapılması planlanan grammy ödülleri ise 14 mart'ta düzenlenecek.

    bununla birlikte pandemiye bağlı olarak bazı kural değişiklikleri yapıldı. her şeyden önce akademi'de yarışmak için bir filmin mutlaka los angeles'ta bir sinemada gösterime girme şartı kaldırıldı. bu kural gereği dijital platformlarda yayınlanan filmler bir iki haftalığına sinemaya veriliyorlardı. artık bununla uğraşmadan doğrudan oscar için yarışabilecekler. törenin takvimi de uzatıldı. geleneksel olarak oscar normal takvim yılını izlerdi. 1 ocak - 31 aralık arası gösterime giren filmler yarışabilirdi. bu yıl iki ay daha uzatılarak takvimi 1 ocak 2020 - 28 şubat 2021 olarak belirlediler.

    pandemiden bağımsız olarak yapılan değişikliklerden biri teknik açıdan birbirlerine çok benzedikleri için en iyi ses miksajı (best sound mixing ve en iyi ses kurgusu (best sound editing) dallarının en iyi ses dalı altında birleştirilmesi. bunun dışında soundtrack dallarında bazı kural değişiklikleri yapıldı. artık bir score albümünün oscar'da yarışabilmesi için en az %60'ının, seri ya da devam filmlerinin score albümlerinin ise %80'inin orijinal şarkılardan oluşması gerekiyor. en iyi uluslararası film dalı tüm üyelerin oy kullanımına açıldı. üyeler filmleri akademi'nin streaming platformundan izleyebilecekler.

    film ödülleri bu yıl ilk kez gerçek anlamda streaming platformlarının etkisi altında. normalde tabii ki dijital ortamların etkisi vardı ama esas faktör sinemaydı ve dijital ortamda yayınlanan filmlere adaylık verseler bile ödül vermiyorlardı. bazı yönetmenler özellikle direniyordu ve bu tür platfrormların bir tür kalite düşüşü olduğunu savunan kesim vardı. 2021, film ödüllerinde esas faktörün streaming platformlarının olduğu ilk yıl. bunun avantajı nedir derseniz " hâsılat " etkenini ortadan kaldırmasıdır muhtemelen. yıl boyunca en çok hâsılat yapan filmlerin ister istemez törenler üzerinde bir etkisi oluyordu ama bu yıl öyle bir şey yok. müzik ödülleri son beş yıldır bununla mücadele ediyordu zaten.

    2020'nin en çok hâsılat yapan filmleri:

    1) the eight hundred - 461 milyon dolar (çin)
    2) my people, my homeland - 433 milyon dolar (çin)
    3) bad boys for life - 426 milyon dolar (abd)
    4) demon slayer: mugen train - 363 milyon dolar(japonya)
    5) tenet - 363 milyon dolar (abd)
    6) sonic the hedgehog - 321 milyon dolar (abd/japonya)
    7) dolittle - 250 milyon dolar (abd)
    8) jiang ziya - 244 milyon dolar (çin)
    9) birds of prey - 202 milyon dolar (abd)
    10) the sacrifice - 171 milyon dolar (çin)

    kıyaslama açısından söylüyorum: geçen yıl on filmin dokuzu 1 milyar dolar hâsılatı geçmiş, biri 800 milyon dolarda kalmıştı. hepsi abd yapımı filmdi. endüstri tarihinde ilk defa çin bu kadar etkili. toplamda 2.7 milyar dolar hâsılatla tarihinde ilk defa amerikan film endüstrisini geride bıraktı. amerikan film ensütrisi ise 2020'de son 40 yılın en düşük hâsılatını elde etti. listedeki abd yapımı filmler de ocak/şubat dönemi vizyona girip karantinadan kılpayı kurtulan yapımlar. diğer abd yapımları da ülke içi hâsılatlarıyla değil, uluslararası hâsılatlarıyla bu listeye girdiler. ilginçtir, normalde bir dc filmi için fiyasko sayılabilecek birds of prey pandemi yüzünden ilk 10'a girmeyi başarabildi.

    normalde aday olacak filmler çoktan sinemaseverlerin radarına girmiş olur, belli bir kitle tarafından bilinirdi. bu yıl tenet, dolittle ve birds of prey gibi bir iki bilinen film dışında gündem olan film yok. 2020 fanlar dışında filmlerin genel izleyici üzerinde en az iz bıraktığı yıllardan biri olarak tarihe geçecek.

    kişisel olarak bu ertelemelerin bir anlamını görmüyorum. iki ayda pandemi şu şekilde ortadan kalkmayacaksa tarihleri erteleyip durmanın bir anlamı yok. dünyanın her tarafında insanlar hastalık ve işsizlikle mücadele ederken eğlence dünyası önceki yıllar kadar gündem olmayacak. reytinglerin düşmesi kaçınılmaz. ya törenleri iptal edecekler ya da şartları kabul edip devam edecekler. hatta pandemi şartlarından dolayı müzikal performansların ya da abuk sabuk esprilerin olmadığı, sadece kazananların duyurulduğu sade tören yapıp geçseler çok daha iyi olur. çalışıp çabalayıp düşük reyting alacaklarına bari en azından hiç çaba göstermeden alsınlar. hiç değilse bahaneleri olur.

    bu yılki film ödüllerini izlemek biraz tuhaf olacak. grammy son beş yıldır streaming platformlarının etkisi altında olduğu için buna alışık. belki uzun zaman sonra film ödüllerinin gölgesinde kalmadığı ilk yıl olur.

    bazı film rekorları:

    - çin 2.7 milyar dolar hasılatla tarihinde ilk kez küresel olarak hâsılat birincisi oldu.
    - bir oyundan uyarlanan sonic the hedgehog filmi 70 milyon farkla pokemon detective pikachu'nun açılış hâsılatı rekorunu kırdı.
    - çin yapımı the eight hundred yılı en çok hâsılat yapan film olarak kapattı ve sinema tarihinde ilk bir çin yapımı film bu unvana ulaştı.
    - anime demon slayer mugen train açılış ve toplam hâsılat bakımından asya'da birçok rekor kırdı. bunlardan biri spirited away'in 19 yıldır elinde tuttuğu japonya'da en çok hâsılat elde eden anime rekoruydu. bu rekor artık demon slayer: mugen train'e ait.
    - tarihte ilk defa amerikan yapımı olmayan iki animasyon film, o yılın en çok hâsılat yapan animasyon filmleri arasında ilk ikide yer aldı (demon slayer mugen train ve jiang ziya)

    kaynak kaynak

  • tadilat halindeki bir binaya giriş için yöneldiğim sırada telefonuma tanımadığım bir numaradan boş mesaj gelmesi. mesajı okumak için telefonu elime almam bu arada bir kaç saniye kaybetmem ve hemen akabinde tepeden dikey uzun bir inşaat demirinin düşmesi.
    sonra defalarca kez mesajı gönderen numarayı aramam ama hattın kapalı olması.

  • ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus. dersin bitiminde çocuklara sormus:
    - "çocuklar! kim hangi madene sahip olmak ister?"
    önce david cevap vermis:
    - "platin, ögretmenim. onunla kendime bir porsche alirdim."
    ardindan mike cevaplamis:
    - "altin, ögretmenim. altinlarimla kendime sonmodel bir cadillac alirdim."
    en son küçük joe yanitlamis:
    -"silikon, ögretmenim. ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."

  • kotu kaleci oldugunu soyleyenler var. ben kendimi mal zannederdim amina koyim. benden mallari da varmis. rahatladim neyse...

  • şu okulu caltech'le princeton'la falan karşılaştıran kişi tamamen kötü niyetlidir. princeton'ın 2012 itibariyle gelirleri yaklaşık 17 milyar dolar, caltech'in ise 1.75 milyar dolardır. princeton 1746'da, caltech 1891'de kurulmuştur. fakir bir ülkede devlet eliyle 1956 yılında kurulup bu noktaya gelebilen, dünya çapındaki çeşitli listelerde sürekli yükselmekte olan bir üniversiteyi aşağılamaya kalkışmak ise kötü kalplilikten başka bir şey değildir.

    kendisiyle benzer geçmişe sahip ve fakir bir ülkeden bu noktaya gelebilmiş okulları karşılaştırın lütfen, ki doğrudüzgün bulamayacaksınız. rica ediyorum şuradaki times higher education'ın "reputation" bakımından ilk 100 sıralaması sizin için dünya üniversitesi olmak için ne kadar geçerlidir bilmiyorum, zira anladığım kadarıyla 17 milyar geliri olan okullarla bir tutulması gerekiyor bu okulun. ama bir bakın bulunduğu listedeki diğer ülkelere ve okullara ve bu okulların tarihlerine. ama işte kötü niyetlisiniz, ne desek, ne açıklasak boş.

    http://www.timeshighereducation.co.uk/…/range/51-60

  • almanya'dayken roportaj yapiyolar..

    - nasilsin hami, mutlu musun?
    - saaanki baska bır dünyadan geeelmis cibiyim.. macta yeniliyoruz, ben uzuluyorum kola iciyorum, onlar eglenip bira iciyorlar. ben boyle bir sey cörmedim..
    - almanca nasil?
    - bana dediler, almanca ogreneceksin. ben bu yastan sonra almanca ogrenip ne yapacagim?

    bi de unutulmaz

    - hami penalti kacirdin, ne diyosun?
    - canim sagolsun.

    diyalogu vardir..

  • ağızlarından sürekli ''halkı böyle aşağıladıkça kaybetmeye devam edeceksiniz'' gibi laflar duyarsınız. asıl kaybeden kendileridir ama farkında bile değildirler. seçim kazanmayı hayatlarının merkezine oturturlar. seçtikleri kişiler gününü gün ederken, bu mallar da onlarla beraber kazandıklarını sanarlar. git bak bakalım sığır kardeşim o milletvekili çocukları, bakan çocukları sana hiç benziyor mu? seçtiğin kişiler kazanmış oluyor, sen değil mal kardeşim. adam makarnaya muhtaç, ''kaybetmeye mahkumsunuz'' diye nutuk atıyor. akıl fikir.

  • milliyet gazetesi haberi.

    bu da linki

    http://www.milliyet.com.tr/…ce serbest kaldi&ver=17

    evli ve 39 yaşındaki bir kişi parkta erkek arkadaşıyla oturan kızı tehditle kaçırıyor. erkek arkadaşını bir tokatla uzaklaştırıyor ve kıza tecavüz etmeye çalışıyor. evet buraya dikkat tecavüz etmeye çalışıyor!!! kızın iç çamaşırlarındaki sperm örneklerinden anlaşılıyor tecavüz etmeye çalıştığı ve ne oluyor biliyor musunuz? tecavüze yeltenen kişi yeterli tehdit oluşmadığından ve kız 18 yaşından büyük olduğundan dolayı savcı tarafından serbest bırakılıyor. yani hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. biz de bu memlekette adaletten ve kalkınmadan söz edelim.

    evet değerli arkadaşlarım. 18 yasından büyük kızlara siki sokmadığınız sürece istediğinizi yapabilirsiniz. tecavüzcü sayılmıyorsunuz. adalet böyle çalışıyor bu ülkede.