hesabın var mı? giriş yap

  • surada klupleri ve surada barlari listeledikten sonra bir de restaurantlari siralayalim diyerek basliyorum yazima. oncelikle sunu belirtmekte fayda var. hollanda mutfagi cok siradan bir mutfak. agirligi patates ve sosis uzerine kurulu, lezzet olarak derinlik icermeyen yemekler cogunlukta bu mutfakta. "dutch simplicity" tam olarak hayat bulmustur hollanda mutfaginda. belki de bunun sonucu olarak; amsterdam, dunya mutfagindan oldukca guzel restaurantlara ev sahipligi yapiyor. nufusun buyuk bir cogunlugunun expat olmasinin da katkisi buyuktur bunda eminim. neyse fazla uzatmadan baslayalim.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    the seafood bar - bu restaurantin ilk subesi museumplein'e yakin bulunuyor. eger kabuklularla araniz iyiyse, iki kisilik karisik deniz urunleri tabagi tavsiye edilir. soguklari da iyi sicaklari da. izgara istakoz muazzam. icki olarak kasteel icmeniz tavsiye edilir. yeni subesi spuiplein'de acildi. bu sube oldukca buyuk; dolayisiyla yer bulmaniz daha kolay.

    pata negra - burasi utrechtstraat uzerinde bulunan bir tapas restauranti. icerisi salas bir sekilde dosenmis. sangria & tapas icin oldukca iyi.

    alfonso's - yine utrechtstraat uzerinde bulunan bir meksika restauranti. guzel fajita yapiyorlar.

    ganesha - hint yemegi sevenler icin amsterdam'daki en iyi yer diyebilirim. otantik bir hint restauranti sayilabilir burasi. central station'a cok yakin.

    the max - jordaan'da bulunan bir endonezya restauranti. muz kabugunda somon oldukca basarili.

    van harte - de negen straatjes'te bulunuyor bu restaurant. 3-cesit yemekli menuleri kalite/fiyat performansi bakimindan oldukca iyi. tavsiye edilir.

    rakang - amsterdam'daki favori thai restaurantim. jordaan'da, elandsgracht uzerinde bulunuyor.

    la perla - jordaan'da bulunan bir pizzaci. amsterdam'daki en iyi pizza burada desek yanlis olmaz sanirim. sarap-pizza aksami yapmak icin ideal.

    la favola - diger restaurantlar kadar merkezde bulunmayan bir italyan restauranti. sahipleri puglia'li ve gercek italyan yemegi yemek istiyorsaniz kesinlikle denemeniz gereken bir yer.

    genki garden - sushi seveneler icin bu restaurant da. en iyi sushi restauranti degil ama yine kalite/fiyat orani yuksek olanlardan.

    bierfabriek - esasinda bar burasi ama burada bbq tavugu denemeniz gerek. cok fazla anlatmiyorum, deneyin.

    cafe de klos - en iyi spareribs'i yiyebileceginiz yer burasi. restaurant demek zor buraya; kucuk bir bar aslinda. dolayisiyla cok sira beklemeniz gerekebiliyor. ama bira ve ete doyup oyle cikiyosunuz iceriden.

    cannibale royale - biftek restauranti. sadece hamburger ve biftek yapiyorlar bildigim kadariyla. tavsiye edilir. kalverstraat'a yakin bulunuyor.

    sea palace - central station'in dogusunda bulunan yuzer restaurant. cin mutfagindan. icerisinin dekorasyonu oldukca guzel.

    foodism by friends - amsterdam west'te bulunuyor bu restaurant. kucuk porsiyonlar halinde balkan/akdeniz yemeklerini yiyebilirsiniz. etleri boyle lif lif ayriliyor, agizda eriyor. oyle guzel. yaninda karadag/sirp/romen biralarini icebiliyorsunuz. restaurantin sahibi olan abi baya tatli bir insandir. gelir masaniza oturur bir bira da sizle icer. tavsiye edilir.

    morgans & mees - esasinda burasi otel ve restaurant. otel kismini bilmiyorum ama restaurant kismi oldukca hos. romantik bile sayilabilir. sevgili ile gidilebilir. yine amsterdam west'te bulunuyor.

    kinnaree thai cuisine - burasi amsterdam'daki en lezzetli thai yemeklerini yiyebileceginiz yer. daha once ustte rakang'i ovmusum ama burasi kesinlikle daha iyi. daha az gosterisli ama daha sicak bir servis var. anne/baba/cocuk falan beraber gidebilirsiniz. oldukca family friendly. porsiyonlar ziyadesiyle doyurucu. muazzam, favori restaurantlarim arasina cok hizli girdi.

    mossel & gin - restaurantin adindan da anlasilabilecegi gibi midye ve cin konusunda iddialilar. aslinda pek baska bisey de yok galiba. ama cesit cesit midye var. yaninda da elbette patates kizartmasi. cin tonikleri de basarili. westerpark'in icinde yer aliyor.

    il pacioccone - central station'a oldukca yakin bu restaurant. oldukca kucuk, oldukca sakli bir yerde. pek bilen de yok esasinda. puglia'li bir amca isletiyor burayi. zaten bana da puglia'li bir arkadasim tavsiye etmisti. italyan mutfagi fakat pizza yapmiyorlar. dolayisiyla o turistik italyan restaurantlarindan birini beklemeyin. mum isiginda yemek yemek isteyenler icin tavsiye edilir.

    de belhamel - hakkinda cok guzel yorumlar duydugum romantik fransiz restauranti. henuz deneyemedim ama en kisa zamanda deneyip, burayi guncelleyecegim.

    foodhallen - burasi restaurant degil ama restaurantlarla dolu buyuk bir kapali alan. icerisinde guzel bir bar da var aslinda. vondelpark yakinlarindaysaniz bir girip bakin derim.

    cafe loetje - cok guzel bir biftek restaurant zinciri. genellikle yer bulmak oldukca zordur. cuma veya cumartesi gunu burada yemek yemeyi dusunuyorsaniz birkac gun onceden rezervasyon yapmaniz tavsiye edilir. cannibale royale gibi guzel et yiyebileceginiz bir yer de burasi. central station'in onunde olan subesini tavsiye etmem sahsen. museumplein'e yakin olani oldukca guzel.

    toro dorado - spuistraat uzerinde yer alan bir biftek restauranti. cafe loetje ve cannibale royale'de yer bulamazsaniz gidilebilir. favorilerimden biri degil.

    pllek - ndsm kismina gecerseniz, muhakkak burada yemek yiyin derim. ayni zamanda geceleri muzik de var. oldukca eglenceli bir bar/restaurant.

    burgerij - central station'in icinde yer alan bir hamburgerci. cok cok lezzetli hamburger yapiyorlar. tavsiye edilir.

    la oliva - jordaan'da bulunan bir tapas/pinchos restauranti. amsterdam'da, sarap ve pinchos icin en iyi restaurant.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    bu kisimda biraz da daha pahali olan restaurantlara deginmek ister deli gonul...

    de compagnon - adindan da anlasilabilecegi gibi fransiz restauranti burasi. sefin hazirladigi bir menu var ve genel olarak sizin herhangi bir secim sansiniz yok. kucuk kucuk porsiyonlarda bir suru sey yiyorsunuz. oldukca lezzetli. icerisi de oldukca romantik. tek basina gidilebilecek bir yer degil. warmoesstraat'in hemen yaninda bulunuyor.

    envy - prinsengracht uzerinde bir restaurant burasi da. icerisinin dizayni oldukca modern. bazi aksamlar tasting menuleri oluyor. 6 cesit kucuk kucuk porsiyonlar geliyor. oyle birseye denk gelirseniz kacirmayin. yine sevgili ile gidilesi mekanlardan.

    restaurant d'vijff vlieghen - en kisa zamanda deneyecegim bir restaurant. icerideki atmosfer oldukca guzel gorunuyor. en azindan disaridan bakilinca. hala deneyemedim. fiyatlar yuksek ama kalite de ayni sekilde yuksek gibi duruyor.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    meraklilari icin biraz da turk restaurantlarina deginelim.

    orontes west - burasi benim amsterdam'daki favori restaurantim. ana yemekleri mukemmel degil ama mezeleri oldukca guzel. raki icilesi yer. hugo de grootplein'de.

    ali ocakbasi - turkiye'deki kosebasi'nin avrupa markasi. yemekler oldukca leziz, mezeler de ortalama ustunde hollanda icin. tek sorunu muzik. belirli bir tarzi yok. bir sezen caliyor bir tsm. oyle karisik gidiyorlar. ama daha yeni acildilar; zamanla oturturlar diye umuyorum.

    antep sofrasi - daha yakin zamanda denedigim ve hollanda'daki en iyi kebabi yedigim yer. cuma-cumartesi aksamlari fasil da var. mezeler cok iyi degildi ama. amsterdam-oost'ta yer aliyor.

    levant - leidseplein'e oldukca yakin bulunan bir turk restauranti. ahtapot izgarasi ve yaprak cigeri mukemmel. ayrica raki cesitliligi acisindan da amsterdam'in en iyi turk restauranti olabilir. restaurantin sahipleri ufuk ve ramazan isminde iki muhabbeti tatli abi. terasi mukemmeldir bu arada. direk kanalin kenarinda oturup rakinizi yudumlayabilirsiniz.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    ucuz olan restaurantlar da var elbette amsterdam'da. para konusunda cok rahat degilseniz ve 10 eur'dan daha az para harcamak istiyorsaniz asagidaki restaurantlar size gore.

    vapiano - bildiginiz vapiano. pizza, makarna ve salata'dan olusan bir menuleri var. hizli, lezzetli ve ucuz. rembrandtplein'de ve oosterdokseiland'da olmak uzere iki subesi var.

    burger bar - dort subesi var amsterdam'da bildigim kadariyla. hamburgerleri lezzetli. sadece warmoesstraat uzerindeki subede bira var. digerlerinde alkol yok.

    burgermeester - bir diger hamburgerci. ben burger bar'a gore daha basarili buluyorum. elandsgracht'ta bulunuyor.

    wok to walk - sehrin cesitli yerlerinde bulunan bir wok'cu. geceyi sonlandirmak icin iyi fikir.

    sefa - bildiginiz donerci/shoarmaci. digerlerine gore daha basarili buldugum bir yer. westerkerk'in karsisinda.

    pasta factory - muntplein'de yer aliyor. makarnasi oldukca guzel, fiyatlar uygun.

    daha yazilacak yerler var, sonra genisleyecek bu liste... to be continued

    30.05.2016 editi: epey bir restaurant eklendi. konu cok dagilmasin diyerek fazla detaylara girmedim restaurantlar hakkinda. ayrintili bilgi ihtiyaci olan cekinmeden yesillendirebilir. afiyet olsun efenim.

  • az önce bir twit okudum, sadece 1 helikopter çalışıyor insanlar çamurlu suyu seyreltip içmeye çalışıyor yazmış bir kişi.sonra yardım kampanyası başlatıldığını okudum.sonra aklıma geçen hafta somaliye verilen 30 milyon dolar geldi.
    sonra dedim ki senin öldüğün gün anam babam ölse yine de o günü hayırla yad ederim.başımıza gelmiş en büyük felaket sensin.

  • anladım şimdi, bunlar sanghay işbirliği örgütü zirvesini sırayla dünya lideriyim pozu verip foto çekinmek için yapmışlar.

  • türkiye'nin kuzey bölgelerinde dağlarda çam ormanlarında bulunabilen bir mantardır.
    daha önceki bilgilendirici girdilere ek olarak: yaş iken yenildiğinde çok fazla mide bulandırır bu yüzden toplandıktan sonra kurutulması ve kurutulmuş şekilde yenmesi mide bulantısını nispeten engeller. son yıllarda popüler olan ve gençleri amsterdam yollarına düşüren psilocybin içeren mantarlarla pek bir ilgisi yoktur yani "abi ben yemiştim amsterdam'da bunlardan bir şey olmaz, yiyelim !" düşüncesi ölümcül tehlikelidir.
    öncek igirdilerde 4-6 saat süren delilik yaratmasından bahsedilmiş ki "delilik" den kişinin ne anladığına göre bu durum değişir: mahabharata'daki kral yudhishthira'nın dharma sınavında delilik nedir sorusuna verdiği cevap "unutulmuş eski bir yoldur"
    bu mantar kişiyi psilocybinlerde olduğu gibi güçlü göz yanılsamaları, illüzyonlara değil direkt bir halusinojen evrenin içine sokar. karakterinize ve öncesindeki duygu durumunuza göre halüsinasyonlar değişir.

    (bkz: l'ours) filmindeki yavru ayı da bu mantardan yer ve epeyce eğlenir ama insnalar için hiç de eğlenceli değildir ki eğlenmek için güvenli sayısız yol varken mantarları tercih etmek gerçekten deliliktir yani bu mantar delirtmez zaten deli olanlar yer.

    not. bu mantarın kullanılması satışı vb. herşeyi suçtur, son derece tehlikeli olup kullanılması asla tavsiye edilmez.

  • enterensan olay.
    sebebi neymis ki?
    kriz mi var yoksa?

    edit : yahu gecen hafta turgut reisteydim. esnafin fiyatlari yine kol gibiydi. simdi sezlongu bedava yapmislar da bilmem ne. kardes 20 senedir bu isi yapiyorum diyorsun. umarim 20 senede kenara halktan aldiginiz fahis paralar karsiliginda biraz atmissindir. yoksa bu sene batar gidersin. ayrica kriz sana varsa, tatile gelen yazlikciya da var . tabi markete gider adam parasi yoksa virus ortaminda niye sana gelsin.

    gurbetci ya da yabanci turist meselesini de corona bitmeden ulkeyi acanlara soyle. ya da butun dunyayla kavga edip, biz gucluyuz diyenlere anlat.

  • başlıkta kundak aradım, bulamadım. demek ki kimse yazmamış, ben yazayım.

    sebebi yetiştirilme şekli. bebekliğini dört bir yanını saracak şekilde kundakta, çocukluğunu "aman çocuğum üşütüp hasta olacaksın şu kazağı ve montu da giydirelim sana" sözlerini işiterek ve çevredeki herkesten soğuk betona oturma, terli terli su içme gibi kibar uyarıları alarak geçiren biri büyüdüğünde soğuk havada tişört giyemez. soğuk havada kazağının altından belin açıkta kalsa cırcır olacak şekilde geçer hayatın.

    abd'de mesela soğuk havada yürü sırtına montu geçirip, sokaklarda kıçında şort ayağında şıpıdık terlikli insanlar görürsün. sen montunun ceplerine ellerini iyice sokuştururken düşünürsün bu adam nasıl üşümüyor diye.

    anadolu insanı kundağı sever. ister ki bebeğinin, çocuğunun açıkta bir yeri kalmasın, üşütüp hasta olmasın. hayatımızın ilk bir kaç yılını ne kadar giyinik geçirdiysek, geri kalanını da aynı oranda giyinik geçiriyoruz.

    insanımızın evladına olan aşırı ilgisi karakterimizi de olumsuz olarak şekillendiriyor. örneğin, sendeleyip düşen bir çocuğa koşup, daha durumunu tespit etmeden ve kendi kendine kalkıp kalkamayacağını bile beklemeden elinden tutup ayağa kaldırıyoruz. tek başına bir halt yapamayacağını düşündüğümüzü ve zor anlarında hep başkalarından yardım beklemesi gerektiği mesajını çocuğun beynine beynine veriyoruz. oysa doğrusu, ciddi bir durum olmadığı belliyse çocuğun kendi kendine ayağa kalkmayı denemesini beklemek. memleketimizde malesef, her düşen çocuk bir yerine zarar gelmemiş olsa dahi ağlar. gel der, sen de gidersin. ağlamak daha kolay, o yüzden kendi çabasıyla ayağa kalkmayı denemez bile çocuk artık. güçlü bir birey olarak yetişmekten uzaklaşır. sadece türkiye'ye özel olmayan kültürel bir sorun sanırım.

    neyse, nereden nereye. anlayış değişse de yeni nesilller marul gibi gezmese bari.

  • - pardon hanfendi memalik sokak neresi aca..
    - hı?
    - pardon beyfendi.. saçlarınız.. yani.. nebileyim
    - ne beyfendisi? neler saçmalıyorsunuz?
    - hass.. pardon hanfendi.. yani, gögüsleriniz.. yok gib..
    - ne diyorsun hayvann!
    - memalik

  • entry girerken bir sekme daha açıyor ve tekrar ekşi sözlük'e girerek kelimelerin yazılışlarını kontrol ediyorum. ve bunu yapan tek yazar olmadığıma adım gibi eminim.