ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
370 km/h ile tek elle direksiyon tutmak
-
düşünseniz de çocuklarınızla gezintiye çıktınız yanınızdan birisi 1 tonluk makine ile 370km/h hızla geçiyor.
devletin böyle adamların ehliyetini 5 yıl gibi süreyle alması gerekiyor.
o yollar halk için.
hız yapacaksan piste git. bu adamı tutuklamayan ve ehliyetini almayan devlet, devlet değildir.
10 milyon dolar vs 18 yaşına dönmek
-
bugünkü kafamda döneceksem 18 yaş, sıfır km döneceksem 10m dolar.
rte'nin ilber ortaylı'yı eleştirmesi
-
hangi kapasite ile eleştirdi acaba.
ulan bu iki kişinin aynı cümlede geçmesi bile hocaya hakarettir.
ilk türk atom bombası için isim önerileri
-
parçacıklı öldürgeç olması muhtemel isim.
ak sarayın ilerideki ismi
22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağının mantığı
-
barlara gidip iciyormussunuz, icirtmemdir.
uğruna 500 km gidilen kızın amsalak demesi
-
internetten tanıştığın bir kızın uğruna 500km gidiyorsan ağır amsalaksın.
edit: 500 de geliş, toplam 1000 km yapmış. duble amsalak.
midnight run
-
kadri kıymeti gereğince bilinmeyen bir martin brest filmi. afişine bakıp, burun kıvıran ve bildik bir polisiye bekleyen izleyiciyi fena halde yanıltan, oyunculuklarıyla olsun (en iyi dönemindeki robert de niro, hayatının rolüyle charles grodin, sonra john ashton, dennis farina, ve tabi ki yaphet kotto), iç gıcıklayacı finaliyle olsun, macera-aksiyon-komedi türleri arasında gezinirken her bir türün dozajını kararında ayarlamasıyla olsun; nazarımda yeri apayrı olan bir eserdir. öyle güzel anlatır ki ana fikrini; parayla her şeyi satın alamazsın.
günseli kato'nun kolyesi
-
(bkz: kolyenin günseli katosu)
yarım simit satışının başlaması
-
1993-94 eğitim öğretim döneminde ilkokula başlamıştım babam hergün 500 lira verirdi. simit ise 1000 liraydı. hacı abi diye bir adam vardı simit satardı ilk teneffüs okulumuz çok küçük kantini olmayan bir okul olduğu için sadece simit alabilirdik. hacı abi ilk zamanlar bana yarım simit verirdi. sonraları ise vermemiş, geri kalan yarısını satamıyorum kimse senden başka yarım simit almıyor demişti. bende bana göre fazla harçlık alan arkadaşlarımla ortak simit alır arkadaşa aldığım simitten yarısını verirdim. benim sayemde bir buçuk simit yiyen çok arkadaşım oldu. ikinci dönem 500 lira tedavülden kalkınca çok sevinmiştim. çünkü babam artık bana 1000 lira veriyordu. ama simit 2500 lira olmuştu. enflasyonu daha 7 yaşında tatmışım. şimdi ne zaman simitçi görsem fazla fazla alır etrafımdaki çocuklara veririm. belki ceplerinde sadece yarım simit parası vardır diye.
edit; imla.
çocuklar arasındaki yaran diyaloglar
-
nisan ve guney (3,5) özgüven patlamasından yıkılıyorlar.
her şeyi bildiklerini iddia edip, insanı münazara ortamından tiksindirtiyorlar.
daha bu sabah nisan bana broş' un yakada değil de kalça üzerinde çok daha hoş duracağına ilişkin bir brifing verdi.(broş nisan'ın bu arada)
güney ise beline ip olan pantalonun iğrenç ve bebeksi bir şey olduğu konusunda aşırı ısrarcıydı. kemer takmak zorunda olmadığımız, ipsiz ve lastiksiz pantalonlar neden hep hep hep hep satılmıyordu?
bunun birşey yemediği için cılız kalması ile ilgili olduğu konusunu ben açamadım bile...
sabah, baba rrr yarım saatlik ayakkabı seçimi sırasında sinire kesti.
ve dedi ki;
"sen daha 3,5 yaşında bir çocuksun nisan, bizim anne-baba olduğumuzu unutma. biz sana faydalı olacak şeyleri biliyoruz, moda ne demek, hangi mevsim ne giyilir biliyoruz. çünkü biz gazete okuyoruz, dergi okuyoruz, internette gezip öğreniyoruz."
nisan" hayıy, ben biliyoyum. siz hic de güsel giydirmiyosunuz" şeklinde söylene söylene evden çıktı, ikna olmuşa benziyordu. arabada güney ile konuşuyor;
n-güney, sen öneme yurdu' nu biliyor musun?
g-hayıy nisan bilmiyorum. sen biliyo musun?
n-evet çüknü gazetede!!! okudum, ben hep okuyoyum gazete, dergiii
(aldık biz mesajı)
g-peki öneme yurdu mu ödeme yurdu mu nisan? öneme yurdu olduğuna emin misin? ödeme yurdu olmasın? (yani ödeme yurdu da çok anlamlı değil ama kredi yurtlar ödemesi olabilir belki?)
rrr- hah şöyle babacım, sorgula sorgula, atıyor çünkü bazen
n-hayıy atmıyoyum. haber-turk' te izledim bi kere!
(ohannes, evde hiç haberturk açılmadı, nisan ve güney yatmadan jojo-jetix-nickledon dışı birşey de açılmadı hatta)
g-nerde izledin sen habey turk'u?
(genel yayın yönetmeni ya, rating merak ediyor)
n-feribotta izledik ya? (allaaam neler oluyor?)
öneme yurdu' nu merak edenler için aradan geçen 10 dakika sonra nisan' dan bestesini duyunca anladım;
önemeeee yurduuuu
(sönmedeeen yurduuuumun...)