ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''herşey, sweet november'ı, kasımda aşk başkadır diye çeviren bir gerizekalıyla başladı...''
serdar ortaç ilköğretim okulu
-
-hocam ders programı neden belli değil?
+topu topu 7 ders var kaç farklı program olabilir ki?
yedi numara'nın hiç de komik olmaması
-
yedi numara kahkaha atarak izlenecek bir dizi değildir. yedi numara daha çok izlerken mutlu olduğun, samimiyeti hissettiğin, içine sıcak bir tebessüm dolduran, orada o karakterlerle birlikte yaşamak istediğin; bizden, geçmişimizden, eski bir dost, güzel bir anıdır.
yedi numara aslında eski ve güzel günlerin bir zamanlar var olduğunun bir kanıtıdır.
fiyata bakmadan alışveriş yapabilmek
-
buna ilk kez sahit oldugumda 18 yasindaydim sanirim. yaz tatilinde en yakin arkadasimin evinde misafirdim. bir sebepten dolayi arkadasima pantolon alinmasi gerekti; annesi bizi bir alisveris merkezine goturdu. ilk girdigimiz dukkanda birkac pantolon denendi, iki tanesi begenildi; uzerlerine gomlek secildi ve annesi tamam diyip odedi. ben olayin sokunu birkac gun atamadim; yalniz kaldigimizda dayanamayip arkadasima fiyata neden bakmiyorsunuz ya kaziklansaniz, baska yerde daha ucuz olsa gibi seyler sordum. "begendikten sonra cok zaman harcamaya gerek yoktu" dedi. ben de kendisine birkac yumruk ve tekmeyle cevap verip zenginligiyle dalga gectim. ergen aklimla yapacak baska birsey bulamamistim sanirim.
ısin garibi, arkadasimin ailesinin cok zengin oldugunu biliyordum. ornegin; dev bir evleri vardi, annesi jeep cherokee, babasi s500 suruyor, babasinin soforu de var vs... ama bunlarin hic birisi 2 pantolonun fiyatina bakilmadan alinmasi kadar etkili olmadi zenginligin ne oldugunu anlamamda.
simdi yas 30'u gecti; kazancim fazlasiyla iyi ama fiyata bakmadan koladan fazlasini soylemedim. biradan oteye gecebilecegimi de sanmiyorum.
edit: bu arkadasimla yasadigimiz simdi aklima gelen baska bir mevzu: bu olaydan 1-2 yil sonra akmerkez'deki vakko'ya gittik; elemana gomlek veya tshirt alinacak. (zuppe degildir ama herif simdi bile alisveris canavari) bende de hayatimda ilk kez vakko'ya girmenin tedirginligi var. mal gibi duruyor olmamak icin tezgahtar abiye (vakko'daki abi/ablalara tezgahtar denmedigine eminim ama ne denir gercekten bilmiyorum) birsey sordum. adam bana cevap verip sonunda beyefendi diye hitap etti. 19/20 yasindaydim ve hayatimda ilk kez bir insan ciddi ciddi ve tum kibarligiyla bana beyefendi demisti. arkadasima donup "bana beyefendi dedi" diyecek oldum ama nutkum tutulmustu bile.
instagram'da feminist şaire regl kanı sansürü
-
"imagine if men hated rape as much as they hate period"
bir daha alırsam beni siksinler dedirten ürünler
-
(bkz: ürünler bahane) *
evde kalan kız sayısındaki belirgin artış
-
asıl evlenenler evde kalmıyor mu? sonuçta ben hala gezebiliyorum. (bkz: swh)
-48 derecede suyun buza dönüşmesine şaşıran türk
-
bu sonucu bilimsel olarak ongormesine ragmen kendi gozleriyle gorup sasirmayacak insana sasiririm.
benim yasadigim yer boyle olsa her sabah bi kova sicak su doker izlerim "vay amk" sozleri esliginde.
aziz sancar
-
wos eylül 2014 verilerine göre 410 yayın yaparak en yüksek "h-sayısı"na (97) sahip bilim insanı.
(bkz: cbt)'de yer alan verilere göre h-sayısı 80 üzerinde olanlar "nobel ödülü alacak ölçüde evrensel başarıyı tanımlayan ölçüye ulaşmış bilimciler" olarak tanımlanmakta. aziz sancar'ın h-sayısı 97 olduğuna göre nobel ödülü alan türk bilim adamlarına dair haberler duymamız yakın gözüküyor.
[şöyle bir fotoğrafı vardır https://www.physics.ohio-state.edu/…/dpg-sancar.jpg]
lin pesto
-
bugün sosyal medyada tesadüfen rastladığım, ülkede güzel şeyler kovalayan insanların olduğunu bana hatırlatan sanatçı. ofiste çalmaya başladığım anda herkes sırayla "kim bu çalan?" diye sormaya başladı.
muhtemelen yeni bir fenomen geliyor, buralar çok değerlenecek.
antisosyal kişilik bozukluğu
-
sosyal koşullara uymakta zorluk çeken insanlardır. başlangıç genelde 15 yaşından öncedir. erkeklerde % 3, kadınlarda % 1 oranında görülür. bu kişilerde ailesel yatkınlık vardır. erkeklerin birinci derece akrabalarında 5 kat daha fazla görülür. kişiler görüşmeye karşıdırlar. gergin, irritabl olabilirler ya da tamamen aklı başında görünüp deneyimli klinisyenleri bile aldatabilirler.
çocukluktan itibaren yalan söyleme, evden kaçma, hırsızlık, saldırganlık, madde kullanımı, yasadışı aktiviteleri vardır. àykırı davranışlarından dolayı anksiyete ve depresyon göstermezler. çünkü; kendilerine göre uygun açıklamaları vardır. özkıyım tehditleri ve bedensel uğraşları yaygındır. sözel iletişimlerinde başarılıdırlar. manuplatif, kolay yoldan para kazanmayı isteyen kişilerdir. içkili araba kullanma, çocukları hırpalama sıkça görülür.
tanı ölçütleri: 15 yaşından beri başkalarının hakkını hiçe sayma, saldırma ve tutuklanmaya yol açacak eylemlerde bulunma; yalan söyleme, başkalarını aldatma; dürtüsellik ve gelecek için tasarı yapamama; saldırganlık ve sinirlilik; kendinin ya da başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık; sürekli sorumsuzluk; başkalarına zarar vermiş olmalarına rağmen aldırmama, vicdan azabı duymama ve sürekli bahaneler bulma; bunların şizofreni veya manik epizot sırasında olmaması; 18 yaşından büyük olma;bu kişilerde beraberinde alkol ve madde kotuye kullaniminın yanı sıra depresif bozukluklar da sık görülür. hastalarda prognoz değişkendir. yaş ilerledikçe semptomlar azalır. beraberinde somatizasyon bozukluğu ve birçok fiziksel yakınmalar bulunabilir.
edit
görülen lüzum üzerine ek not:
her kim ki bu bilgileri okuya , sakın ola kendine ya da başkasına tanı koymaya kalkışmaya. bu özelliklerden bir ya da birkaçını kendinizde başkasında buluyor olabilirsiniz , mümkündür. bu kişilik bozukluğunuz olduğu anlamına gelmez. genelde kişilik özellliği düzeyinde kalır. kişilik özelliği düzeyinde kalması da klinik olarak sorun teşkil etmez.
http://lokman.cu.edu.tr/…/derskitap/htm/kisilik.htm
güncel link : https://web.archive.org/…/derskitap/htm/kisilik.htm
bosna hersek'in bm'de çekimser oy kullanması
-
iyi yapmışlar. hatta az bile yapmışlar. adamlar soykırıma uğrarken geç de olsa bir tek amerika devreye girmişti. müslüman dünyası kılını bile kıpırdatmamıştı. kadın, çoluk çocuk tecavüze uğrayıp, katledilirken nerdeydi bu araplar? bosnalılar şimdi vefa borçlarını ödemişler. onu bile çekinerek yapmışlar. o yüzden eleştirmeye kimsenin hakkı yok. o travmaları yaşamayan bilemez. tabi sonuçta trump'ın da rezil olması ayrı bir güzellik.
motorinin benzinden daha pahalı olması
-
çünkü benzinin arzı motorinden daha yüksektir.
propan, gaz yağı, benzin, motorin ve daha ağırları...
rafinerideki işlemlerden sonra tank yukarıdan aşağıya bu sıralama ile dolar. bunu belirleyen de özgül ağırlıkları zaten. burada elde edilen benzin, mazotun yaklaşık iki katıdır.
motorinin ucuz olması için özellikle sübvanse edilmesi gerekir. bu gibi vergisel sübvansiyonların olmadığı amerika'da motorin hep pahalıydı mesela.