hesabın var mı? giriş yap

  • yazarın biri bu maç hakkında tam 4 karış uzunluğunda değerlendirme yazısı yazmış. insanlar dalga geçiyor.

    acı olan şu ki; galatasaray teknik kadrosunda bu yazar arkadaş kadar rakibe çalışmış maça kafa yormuş birinin olduğunu düşünmüyorum.

  • yavrum z kuşağı zaten konuşarak iletişim kurmayı becerebilen bir kuşak değil ki. muhatabının yaşıyla alakası yok olayın.

    baştan sona anlamlı, özne-yüklem uyumu olan ve an az 10 kelime içeren bir cümleyi tek seferde kurabilen z kuşağı mensubu sayısı toplam 15 falandır.
    yormayın kendinizi böyle şeylerle kuzum.

    haydi tiktok'a, youtube'a falan devam edin siz.

    not: yspor

  • doğru mu anlamışım ? kadın hesap ödeyecek. "erkeği" mahcûb olmasın diye çaktırmadan parayı ya da kredi kartını adama veriyor ve adam hesap ödemeye gidiyor. bu da artıbir değer olarak adlandırılıyor. kaliteli kadın sıfatına uygun görülüyor.
    yemin ederim bundan daha utanç verici bir sey okumamıştım.

    demek ki bu çift "elâlem ne der ?" diye yaşayan, ataerkil zihniyeti içselleştirmiş, kendi kararlarını değil de çevrenin dayattığı kararları sorgulamadan doğru kabul edip uygulayan bir adet kadın ve bir adet erkekten oluşuyor.

    yazık olmuş gerçekten.

    tanım: saçma sapan toplum kurallarını sorgusuz sualsiz kabul etmeyen detaylardır.

  • mutluluk; yaşam şekline, yaşadığın ülkeye, maddi ve manevi olarak sahip olduklarına, yaşına ve başka birçok nedene bağlıdır. okuduğum yazıda, yaşlı insanlar en mutlu oldukları dönemin 20'li yaşlarının başında olduğunu düşünüyor. bana sorarsanız ise çocukluk dönemimdir.

    istatistiksel olarak baktığımızda ise danimarka ve isveç gibi iskandinav ülkelerindeki insanlar genellikle en mutlu olanlar. işsizler ise ne kadar gelir elde ettikleri veya elde ettiklerine bakılmaksızın genel olarak mutsuzlar.

    dartmouth college'da profesör olan ekonomist david blanchflower çalışma arkadaşı andrew oswald ile yaptığı araştırmada; yaş ile mutluluk arasında dikkat çekici bir ilişki buluyor. mutluluğun u eğrisini; ilk olarak abd ve batı avrupa'dan 500.000 kişinin verilerini kullandıklarında orta yaşta net bir düşüş tespit ediyorlar. daha fazla veriler asya, güney amerika ve doğu avrupa'dan da gelince u şeklinde bir mutluluk eğrisini doğruluyorlar. ardından son olarak, dünya çapında 72 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede insanlarla yapılan anketler de aynı modeli doğruluyor.

    mutluluk u şeklinde bir eğriyi takip ediyor; yaşlıların öngördüğü gibi 20'li yaşlarımızda en mutlu olduğumuz dönem, mutluluğumuz 40'lı yaşlarımızın sonlarında en düşük seviyeye iniyor ve ardından yön değiştirip 70'li yaşlarımıza doğru tırmanıyor. bu, istatistiksel olarak orta yaşın insanların hayatındaki en mutsuz dönem olduğu anlamına geliyor.

    mutluluktaki bu düşüşün en iyi açıklaması klasik orta yaş krizi gibi görünüyor. andrew oswald şöyle demiş;

    "genel olarak orta yaşlarda insanlar gençliklerindeki arzularını karşılayamıyorlar ve bu psikolojik olarak acı verici oluyor."

    ayrıca orta yaş, çocukların evden ayrılması, kariyer stresi ve muhtemelen boşanma gibi pek çok stresin ortaya çıktığı dönem.

    yalnız asıl ilginç olan; u şeklindeki mutluluk eğrisi yalnızca insanlara özgü bir olgu değil. 500'den fazla şempanze ve orangutanın mutluluk skorlarına bakıldığında aynı u eğrisi keşfedilmiş, yani kuzenlerimiz de orta yaş krizi yaşıyor :)

    kaynak

  • ekşisözlük de hamamböceği gibi mk. ne radrasyon, ne darbe, ne saldırı hiçbir şeyden zarar görmüyor. ekşi hariç hiçbir yere giremiyorum şu an

  • - vay, chicago'ya gidecek bilete o kadar para verebiliyorsun demek.

    - uluslararası bir firmada mı çalışıyorsun, maaşın çok mu yüksek?

    - uçakta içkiler beleş mi?

    - abd vizesini sorunsuz almışsın demek ki.

    - ailen çok mu zengin? okumaya mı gezmeye mi?

    - aktarmasız uçuyorsun demek, çok havalısın.

    - uçakta internet mi var yoksa?

    - ne kadar havalısın amerikaya gidiyorsun, süper cool.

    mutlu musun yazar kardeşim?

    mutlu olunca söyle başlığını kapatalım.

  • ankara'da bi gece sarhoşken belediyenin önündeki fıskıyeyi kırmıştım yanlışlıkla. sonradan çok tantanası olmuş diye duymuştum.