hesabın var mı? giriş yap

  • öğretmen bir gün ders anlatırken aniden beni çağırdı. lan dedim nooluyo, neyse gittim kulağını yaklaştır hareketi yaptı, yaklaştırdım, dedi ki eliyle ağzını kapatarak. pipinle oynama. eliyle tamam git yaptı gittim oturdum. tenefüste geldi bütün millet, işte ne dedi sana ne söyledi falan, demiştim ki: senin parmak kaldırmana gerek yok dedi.

  • adolf hitler otomobilleri severdi —arabaların, trenlerin aksine özgün iradenin araçları olduğunu söylerdi— ama yalnız mercedes markasına bir bağlılığı vardı.

    bu saplantısı erken yaşlarda başlamıştı. hitler, 34 yaşında ilk mercedes'ine sahipti. kırmızı benz'ini 8 kasım 1923 gecesi münih'teki buergerbraukeller'e —daha sonra birahane darbesi olarak bilinecek— başarısız darbeyi gerçekleştirmek için sürüyordu.

    vatana ihanet suçlamasına rağmen, yumuşak başlı bir yargıç bu avusturyalıyı sadece beş yıla mahkum etti —ve bunun sadece sekiz ay 19 gününü yatacaktı—.

    landsberg hapishanesinde (geleneksel anlamda bir hapishane demek hayli güç) hitler, aşırı sağcı havadislerini gür kaşlı sekreter rudolf hess'e dikte ederken, pencereden dışarıdaki kırsala hayranlık duyuyor ve richard wagner'in hitler sevdalısı gelini winifred wagner'in gönderdiği cömert ikramları hüpletiyordu.

    hitler'in göze çarpan hapishane kompozisyonları arasında mein kampf'ın ilk cildi ve ayrıca münih'teki mercedes-benz satış temsilcisi jakob werlin'e yazdığı bir mektup vardır.

    13 eylül 1924 tarihli bu rica mektubunda hitler, yeni bir mercedes satın alma arzusundan bahseder:

    “şu anki ihtiyaçlarımı karşılayacak bir benz 11/40 veya daha güçlü bir motor ile 16/50.”
    karar vermekte zorlanıyormuş. 16/50'nin yüksek rpm değerlerinin daha fazla mekanik problem çıkarabileceğinden endişeleniyormuş. “her iki üç yılda bir yeni araba alamam” diye de eklemiş. tercih ettiği renk griymiş ve "telli jant" istiyormuş :)

    ayrıca werlin'den ayrıcalıklı muamele de istemiş. satın alma işlemi için muhtemelen bir kredi alması gerekeceğini, serbest bırakıldığında birçok mahkeme masrafı ile uğraşmak zorunda kalacağını ve bu masrafların tüylerini diken diken ettiğini yazmış.

    “şu anda zor durumda kalmama neden olan şey, çalışmalarım için yapılacak büyük ödemenin aralık ortasına kadar gerçekleşmeyecek olması. bu yüzden bir kredi veya avans istemeye mecbur kalıyorum.”

    mektupta hitler werlin'den, kendisine nasıl bir indirim yapabileceklerini merkeze sormasını istemiş. hatta özellikle bir 11/40'a göz koymuş: "her halükarda, geleceğim netlik kazanana kadar lütfen münih garajınızdaki gri arabayı benim için ayırınız" diye yazmış.

    hitler arabasını alır ve ödemesi, o sırada yeni filizlenmekte olan nasyonal sosyalist parti'nin düşük bütçesinden yapılır. ama görünen o ki kendisi için ayrılmasını istediği gri araba olmamıştır. onun yerine siyah ve yepyeni bir 16/50, 1924 noel'inden dört gün önce, landsberg hapishanesinin ön kapısına hitler'i almak için park eder. çok sayıda kişi şöförün de bizzat jakob werlin olduğunu söylemiş ama werlin ailesi bunu reddetmiş. hitler çıkarken telli jantlı yeni mercedes'iyle şimdi ananızı laciverte boyadım temalı fotoğrafını da çektirmeyi ihmal etmemiş. renklendirilmişi.
    şu fotoğrafı da sonradan gördüm. fotoğrafı çekildiği yerin günümüzdeki hali: görsel

    ilginç şekilde yukardaki fotoğraf da gelişigüzel çekilmemiş. fotoğrafı çeken heinrich hoffman hitler'in salıverilişini almanya'ya ve dünyaya görkemli bir şekilde duyurmak ister. zincirlerini koparmış bir hitler ve yepyeni bir mercedes... arkada görünen büyük tarihi kapının da hapishane ile ilgisi yoktur. aslında burası, hapishaneden bir kilometre ötedeki, eski landsberg şehrinin güney girişidir.

    o gün direksiyonda kim vardı bilinmez ama werlin ve hitler daha sonra çok yakın dost olacaklardır. sonraki yıllarda werlin, hitler'in berchtesgaden'deki dağ evi berghof'un müdavimlerinden olacak ve üst düzey nazi yetkililerine abartılı indirimlerle ama fazla göz önünde bulunmadan mercedes-benz otomobiller ayarlayacaktır. —werlin'in çocuklarının bugün bile hala almanya'da bir mercedes bayisi bulunmaktaymış.—

    hitler'in mercedes sevdasını esas derinleştirecek olan ise çok belirgin bir olaydır.

    13 mart 1930 perşembe günü öğleden sonrası, hitler, parti için bir miting alanı olarak kullanmayı planladığı nürnberg'in güneydoğusundaki luitpoldhain'den dönerken otomobili bir magirus kamyonu ile çarpışır.

    o sırada arka koltukta oturmakta olan otto wagener olayı şöyle anımsıyor: “kamyonun şasisi ve yayları mercedes'imize girmiş olmalı ve onu çaprazlama yaklaşık yirmi metrelik bir mesafe boyunca, sokağın köşesine kadar sürüklemiş ve ancak sol tekerleklerimiz kaldırıma değdiğinde durabilmişiz”.

    kamyon ivmesini kaybetmeseymiş, —daha sonra pek çok kişinin keşke diyeceği— almanya'nın gelecekteki şansölyesini ezip geçecekmiş.

    hitler bu olayda hayatı için şansa değil, mercedes-benz'e teşekkür eder.

    hitler daha sonra bu olayı şurekasına şöyle anlatacaktır: “diğer araba tamamen mahvoldu, benimkinde ise sadece tamponlar ve marşpiye hasar gördü. işte o an hayatımın geri kalanında sadece mercedes kullanmaya karar verdim.” onun şansına tam da savaş öncesinde mercedes, o zamana kadarki en iyi savaş öncesi otomobili üretmeye hazırlanıyordur.

    1938'de mercedes-benz, dünyanın en büyük, en lüks limuzininin üretimine başlar. o zaman için korkutucu bir güce —ve uğursuz bir güzelliğe— sahip bu makinenin adı "grosser 770k model 150 offener tourenwagen"dir. 230 beygir güç ile 4,5 tonluk ağırlığına rağmen saatte 190 km hıza ulaşabiliyordu ki o zaman için hayli yüksekti. 610 cm uzunluğunda ve 213 cm genişliğindeki bu canavar terazide neredeyse 5 tonu buluyordu. otomobil, 6 mm'lik zemin zırhı, 3 mm'lik sertleştirilmiş kapı zırhı ve 40 mm'lik kurşun geçirmez cam ile zırhlandırılmıştı. kaz tüyü dolgulu deri koltuklara sahipti ve luger tabancaları için gizli bölmelerle donatılmıştı. otomobil sanki naziler için özel üretiliyordu. hatta hitler'e tahsis edilmek üzere üretilenlerde aracın sağ tarafı, hitler ayağa kalktığında daha uzun görünsün diye 13 cm yükseltilmiş bir zemine sahipti.

    hitler mercedes'i o kadar seviyordu ki, 1939'da, nazi almanyası, sovyetler birliği ile saldırmazlık paktı imzaladığında, joseph stalin'e süper şarjlı bir mercedes roadster hediye etmişti. saldırmazlık paktı 1941'de almanya'nın sovyetler birliği'ni işgaliyle ortadan kalkınca, stalin arabayı artık görmek istemez ve generallerinden birine verir. araba savaştan sağ çıkar ve isveç'te bir adama satılır. o da ikinci dünya savaşı'ndan sonra bir amerikalıya satar. arabanın nihayetinde arizona'da ortaya çıktığı söyleniyor ama bu gerçekten o araba mı o da kesin değil.

    hitler 770k modelinden de kankalarına hediye etmeyi çok seviyormuş. rumen mareşal ion antonescu'ya, benito mussolini'ye, francisco franco'ya, finlandiyalı mareşal carl gustaf emil mannerheim 'a ve çekoslovakya'dan emil hacha'ya bu arabadan hediye etmiş.

    arşidük franz ferdinand'ın 1914'te saraybosna'da üstü açık bir arabada öldürülmesi, hitler'i geçit törenlerinde gösteriş yapmadığı sürece her zaman kapalı mercedes-benz sedan arabaları kullanma konusunda etkilemiş gibi görünüyor. bu önlem general reinhard heydrich'in 1942'de prag'da üstü açık bir arabada öldürülmesinden sonra kendini iyice gösterir ve olaydan sonra hitler 20 adet zırhlı mercedes-benz 540k sedan araba siparişi verir. aslında hitler o sırada ağır zırhlı limuzinlere zaten çoktan geçmiştir ve daha önce iki adet daha 770k modelin siparişini vermişti. almanya'daki maiyeti için toplam beş adet 770k'ya sahipti. bu 770k model otomobillerden çok azı savaştan sağlam kurtulabilmiş. bunlardan ikisi de amerika birleşik devletleri'ndeymiş.

    kaynaklar:
    https://militaryhistorynow.com/…ith-mercedes-limos/
    https://nationalinterest.org/…-mercedes-benz-164922
    https://www.seattletimes.com/…on-hitlers-jail-time/
    https://en.wikipedia.org/wiki/mercedes-benz_770
    https://www.theguardian.com/…er-mercedes-war-trophy

  • sherlock holmes 19. yüzyılın en meşhur kokain kullanıcısıdır. peki neden kokain kullanmayı tercih etmiş bakalım:

    sherlock holmes romanlarının ikincisi, 1980 yılında yayınlanan dörtlerin işareti'dir. bu romanda ünlü dedektif deri çantasından bir şırınga çıkarır, kolunu sıvar ve kendine bir enjeksiyon yapmak için hazırlanır. bu sırada meraklı gözlerle izleyen doktor watson'a "bu kokain, yüzde yedilik bir çözelti. denemek ister misin?" diye sorar. görsel

    sherlock holmes, ilk yazılı eserlerinin yayınlanması ile birlikte 19. yüzyılın en ünlü kurgusal kokain kullanıcısı oldu. holmes öykülerinin ilk eleştirileri, "birinci sınıf bir gizemi çözmekle ya da başka bir gizemin eksikliğinden dolayı kendisini kokain ile teselli etmekle meşgul bir özel dedektif" imajından etkilenerek yapıldı.

    yaratıcısı sir arthur conan doyle 1930 yılında öldüğünde bir gazete sherlock holmes'dan "kokain moda olmadan önce kokain kullanan bir adam" şeklinde alaycı bir dil ile bahsetti.

    conan doyle'un sherlock holmes'un tercih ettiği uyuşturucuyu kokain olarak seçmesinin ve viktorya halkının hem sherlock holmes'u hem de onun "yüzde yedilik çözeltisi"ni benimsemesinin nedenlerini anlamak için, viktorya döneminin sonlarında kokainin genel konumu hakkında bilgi sahibi olmamız gerekiyor.

    kokain alkaloidi, 1850'lerde koka bitkisinin yapraklarından izole edilmiş ve ayrıştırılmıştı. ancak 1884 yılına kadar yaygın olarak bilinmiyordu. o yıl, viyana genel hastanesi'nde çalışan genç bir göz doktoru olan karl koller, hafif bir kokain çözeltisinin lokal anestezik gibi davranabileceğini keşfetti. keşfi, (lokal anestezinin başlangıcı kabul edilir) büyük ses getirdi.

    1880'lerde ameliyat acısını giderebilen ancak hastayı uyanık tutabilen bir ilaç mucize gibi görünüyordu. kloroform gibi genele anestezikler onlarca yıldır kullanılıyordu ancak kullanım alanları sınırlıydı ve bazı büyük riskler içeriyordu. birçok doktor ve hasta birinin ameliyata alınmasının ölümüyle (anestezi sonrası uyanamamasıyla) sonuçlanacağından korkuyordu. buna karşın kokain, çok sayıda küçük ameliyatın (diş, burun, boğaz ve cilt ameliyatları gibi) genel anestezi tehlikesi ve zorluğu olmadan yapılmasına olanak sağladı.

    20. yüzyıla girmeye hazırlanan bir uygarlık için kokain, gerçekten çığır açan bir teknolojik atılım gibi görünüyordu. ingiliz tabibler birliği başkanlarından biri olan henry power, "kokainin keşfiyle yeni bir çağ başlamış gibi görünüyor" dedi. kokain hızla ünlü bir uyuşturucu haline gelmeye başladı. gazetelerde kokain hakkında manşet üzerine manşet atıldı.

    chambers’s journal, "son mucize kokain" şeklinde manşet atarak dönemin modunu yakaladı ve haber içeriğinde "kokain tıp dünyasının gözleri önünde bir meteor gibi parladı ancak bir meteordan farklı olarak, etkilerinin kalıcı olduğu kanıtlandı; hastalıkların yıkımı ile savaşta geleceği domine edecek." diye belirtti.

    20. ve 21. yüzyıllardan aşina olduğumuz uyuşturucu kısıtlamaları ve mevzuatı, viktorya döneminde pek ölçüde bilinmiyordu. sonuç olarak, bu yeni mucizevi ilaç, ameliyathane dışında popüler hale geldi ve hızla kullanılmaya başlandı.

    viktorya dönemi insanlarının gözünde kokain, hem ağrı kesici hem de uyarıcı olarak popüler bir evde tedavi yöntemi olarak görüldü. sıklıkla deniz tutması, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların tedavisinde kullanıldı. boğaz pastillerinin ve ağrı kesicilerin yerini aldı. diş ağrısı için damla formunda satıldı. görsel

    1986 yılında popüler olan bir ev yapımı soğuk algınlığı kürü, kokainin, öğütülmüş kahve, mentol ve pudra şekeri ile karıştırılmasını ve enfiye olarak kullanılmasını öneriyordu.

    kokain, modern uyuşturuculardan bekleneceği şekilde olmasa da moda dünyasında da yerini aldı. 19. yüzyılın sonlarında, viktorya döneminde şaşırtıcı bir şekilde popüler olan bir dövme modası ortaya çıktı. kokain, dövme yapımı sırasında iğnenin acısının dindirilmesi için ideal bir araç olarak kabul edildi.

    bazı gazeteler dövme yaptırma işlemi için "birkaç yıl önce çok acı verici bir operasyondu ancak kokainin keşfi onu ağrısız hale getirdi" diye yazdı.

    dönemin ünlü dövmecileri, jermyn street'ten sutherland macdonald ve yokohama'dan hori chyo (bir amerikan milyonere dövme yapmak için 2.400 sterlinlik, o dönem için müthiş bir ödeme aldığı söylenir.) müşterilerine ne kadar kapsamlı bir dövme isterlerse istesinler cilt altına enjekte edilecek kokain ile en ufak bir ağrı hissetmeden yaptırabileceklerini belirtmiştir.

    bu yeni keşfedilen ilaca olan yaygın ilgi, conan doyle'un, kurgusal dedektif sherlock holmes'e kokain kullandırmasının sebeplerini açıklıyor. kokain 1890'larda hala "yeni ve muhteşem" görünen bir keşifti. modern teknolojinin insanların hayatını çok çeşitli şekillerde iyileştirebileceğinin sembolüydü.

    sherlock holmes da aynı en modern ve bilimsel araştırmacılardan biri olarak yaratılmıştır. hayata yaklaşımı o kadar rasyonel ve bilimseldir ki dr. watson, holmes'ün bazen bir insandan daha çok bir otomasyon ya da bir hesaplama makinesi gibi göründüğünü belirmiştir.

    19. yüzyılın sonlarındaki tıbbi keşiflerin en "devrimcisi" olan kokain, holmes karakterinin bu yönüne mükemmel şekilde uyuyordu. "en modern ve yenilikçi dedektif için en modern ve yüksek teknolojili ilaç."

    ancak zaman geçtikçe sherlock holmes'un kokain kullanmayı sürdürmesi conan doyle için daha zor hale geldi. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde kokain bağımlılığı ve toksikoz risklerini daha yaygın olarak biliniyor ve anlaşılıyordu. 1904'de doyle, kayıp rugby oyuncusu'nda (the adventure of the missing three-quarter) sherlock holmes'un yüzde yedilik çözeltiden vazgeçmesine karar verdi.

    kariyerinin geri kalanında, sherlock holmes, kendini tütün ve sade kahve içmekle sınırladı. ancak dedektifin kokainle ilgili ilk deneyimleri, bazı ilaçlara yüklediğimiz anlamların zaman içinde nasıl değişebileceğinin canlı bir örneği olarak kaldı.

    kaynak: historytoday

  • kişinin sahip olduğu fiziksel çekicilik düzeyi pek çok açıdan mühimdir.

    fiziksel çekiciliği yüksek biriyseniz, mezun olduğunuzda daha kolay iş bulursunuz, seçim yapılan durumlarda daha çok tercih edilirsiniz, bir derdinizi anlatmak istediğinizde sözünüz daha fazla dinlenir ve daha bir dolu şey.

    bunu biraz araştırmalarla derinleştirelim.

    örneğin fiziksel çekiciliği yüksek biri olmak bir sebepten bulunduğunuz adliyede size avantaj sağlar mı? sanıklar duruşmalarda neden takım elbise giyer?

    2000 mahkumla yapılan bir çalışmada, mahkumların fiziksel çekiciliklerine 1 ve 5 üzerinden puan vermişler ve işledikleri suçların niteliğini düşük, orta ve yüksek siniflamislar.

    sonuç çarpıcı: sanıkların fiziksel çekiciliği arttıkça benzer suçlardan daha az ceza aldığı görülmüş.

    bu durum tek bir araştırma ya da mahkeme ile de sınırlı değil. başka araştırmalarda da, varılan sonuçlar şöyle

    - fiziksel çekiciliği düşük kişilerin yüksek kişilere göre %119 daha fazla ceza aldığı ortaya konmuş (oha)
    - bebeksi bir yüze sahip olmak alınan cezayı önemli ölçüde azaltmış.
    - kadınlar fiziksel çekiciliği yüksek suçlulara daha az ceza isteme eğilimindeymiş.

    suç mağdurları için de benzer bir durum var. istismar mağduru güzel ve alimliysa, mahkeme nispeten çok daha az delille o kişinin gerçekten istismara uğradığına ikna oluyormuş. mağdur güzel ve alımlı değilse, yalan söylediğine dair daha fazla şüphe oluşuyormuş ve yargı sürecinde daha fazla delil aranıyormuş.

    aynı durum öğretmen istismarı öykülerinde de var. aynı yaşta (13) iki çocuğu istismar etmiş iki öğretmen.

    birinin fiziksel çekiciliği yüksek,
    diğerininki düşük.

    hangi mağdura daha çok üzülürsünüz?

    amerikan toplumu fiziksel çekiciliği düşük öğretmen tarafından istismar edilen çocuğa daha fazla üzülmüş ve o mağduru daha fazla ön planda tutmuş. yargılayanlar da insan, bu algı verilen cezaya da kaçınılmaz olarak yansıyor.

    bir örnek de bizden verelim. benzer bir durumu türkiye'deki kadın cinayetlerinde de görebilirsiniz. medyada ve sosyal medyada daha çok yer bulan kadın cinayetlerine bakarsanız pek çoğunun ortak özelliğinin nispeten yüksek fiziksel cekicilik olduğunu görürsünüz. anitsayac'a bakarak bunu siz de kontrol edebilirsiniz. ben kontrol ettim ve fiziksel çekiciliği yüksek bir kadının ölümünün bizim toplumda gündem olma olasılığının çok daha yüksek görünüyor.

    sonuç olarak, toplum fiziksel çekiciliği yüksek kişileri olumlar, destekler, daha fazla olanak/kaynak sağlar. bu durum da fiziksel çekiciliği yüksek kişilerin dünyayı olduğundan daha iyi algılamasına yol açar, nispeten daha iyi algıladıkları için de bu kişiler daha az aktivist ya da eşitlikçi düşüncelere sahip olurlar.

    bu da çok anlaşılır aslinda. elinizde iyi bir oyun varsa, kartlar yeniden dağıtılsın istemezsiniz.

  • en küçük dayım üniversiteyi bizde kalarak okumuştu. hayatımın bütününün şekillenmesine etki eden çok güzel bir dört yıldı. mesleğe ilk atandığından evlenene kadar da bizde kalmıştı. öğretmenliğe atandıktan sonra aldığı ilk maaşla da eve yaş pasta alıp gelmişti. bizim ev için olağanüstü bir gündü. çünkü evimize ilk yaş pasta o gün girmişti. hem de damla çikolatalı. sevinçten havalara uçtuğumu hatırlıyorum. sonra yer sofrasına oturup o mutlu anı bekliyorduk. yaş pastanın dilimlenip tabağımıza koyulması gerektiğini de o gün öğrenmiştim. yıllar geçti. mesleğim gereği taşınmak zorunda kaldığım şehirde, bu sefer en büyük dayımın yanında kalmaya başlamıştım. ilk maaşımın yatacağı günü sabırsızlıkla beklemiştim. o ilk maaşla ne alacağımı aslında çok iyi biliyordum. işten çıktım, heyecanla pastaneye gidip yaş pasta aldım. hem de damla çikolatalı. maaşımla yaptığım ilk icraat bu oldu. insanlık için küçük ama benim için çok büyük bir şeydi.

  • chp bundan secim malzemesi yapmaya kalksa sonucu “cehape islamci teroru besliyor” olur. hatta bu beceriksizlik ile canli canli yakilan askerlerimizin sorumlulugu da ustlerine kalir.

    trump delisinin “obama’nin olume yolladigi askerlerimizi sag salim eve getiriyorum, boklu isleri de baskasina yaptiriyorum” tivitidir.

  • daha önce (teleferik yapılmadan öncesi) il özel idaresince işletilen ve 360 derece dönen panoramik salonu ile eşsiz bir manzarada uygun fiyatlı kahvaltı hizmeti sunan tünektepe tesisleri akp'li menderes türel'in ikinci defa büyükşehir belediye başkanı seçilmesinin ardından teleferik yapımı bahanesiyle kapatıldı.
    yeniden açıldığında ise müthiş bir işletme mantığı ile eski dağ yolu ulaşıma kapatılarak tünektepe'ye sadece teleferik ile ulaşım şart koşuldu. eskiden manzaralı yoldan ücretsiz çıkılan işletmeye artık sadece teleferiğe bilet alınıp binilerek çıkılıyordu. ve bu biletler de öyle uygun fiyatlı filan da değil haa.. artık ihale süreci nasıl oldu, kime kaç yolcu garantisi verildi bilemiyoruz. mevzu bahis ak belediyecilik ise gerisi teferruattır çünkü.

    umarız bu konuda yetkili kurum kim ise gereken cezayı keser ve hatta bu deli dumrul köprüsünü kökünden kapatır.

    edit: türel'in ne suçu var diye mesaj atanlar var. müteahhitler bile yaptığı binadan 10 yıl boyunca fenni açıdan sorumlu tutuluyorken başkanlığı döneminde ihalesi ve teslimi yapılan bir tesis nedeniyle büyükşehir belediye başkanı hesap vermelidir.
    ayrıca sonraki başkan muhittin böcek de gerekli denetim ve bakımları ihmal ettiyse mutlaka gereği yapılmalıdır.

    edit2: teleferik sistemleri hakkında teknik bilgi sahibi bir yazarın entrisi (bkz: #163393344)

    edit3: evet, tahmin ettiğimiz gibiymiş. (bkz: #163421341)
    bi kere de bizi şaşırtın bee