hesabın var mı? giriş yap

  • üyelerden biri "bu kadar boş beleş insanın toplandığı bir platform daha yok. " yazmış. bunu donanımhaber'de okuyunca bir gülme geldi.

  • başlık: 31 çekerken fantezi söyleyin lan

    entry: ayni kadinin yasini yukselt ve dusur. mesela 10 yas ekle, bi daha hayal et. 5 yas cikar, tekrar hayal et. boyle boyle aritmetik islemlerle farkli kadinlar hayal etmek yerine ayni kadini tekrar kullanabilirsin panpa.

    buna cevreci 31 i diyoruz

    (bombacı fıkrı ?, 14.06.2011 11:31)

  • bak güzel kardeşim. baharat işi yapan bir firmada çalışıyorum. perşembe günü işe gitmedim. cuma günü b2b listesinde fiyat güncellemesi yaptım ve 1. sınıf saf karabiberin kg fiyatını 68 lira olarak güncelledim. çünkü çarşamba günü gelen güncelleme o yöndeydi. b2b üzerinden deli gibi karabiber siparişi gelince uyandım zira kg fiyatı 75 tl olmuş. pazartesi fiyat 65 liraydı. işe gitmediğim tek bir günde yaşanan fiyat artışı bu. şimdi toptancısından bu fiyatlara ürün alan marketi / esnafı suçlayamazsın(söz konusu zincir marketlerin çoğuna doğrudan ya da dolaylı olarak mal veriyoruz). salça fiyatlarını günlük değiştiriyoruz. her sabah ilk işimiz fabrikadan günce fiyat almak. bazen gün içerisinde 3 defa değiştiği oluyor.

    ekonomiyi bok ettiniz suçlayacak yer arıyorsunuz ama boşa çabalıyorsunuz.

    edit: he yavrum esnafa verdiğiniz fiyatla zincir markete verdiğiniz fiyat aynı zaten diye akşamdan beri mesaj atan, ve gün içerisinde atacak sığırlar için;
    zincir markete ürün verirken kâr marjını kısarsın. yani bir ürünü esnafa %20 kârla veriyorsan büyük alıcıda bu marj %10'dur. ancak ürünün maliyetinde %10'luk bir artış olmuşsa o artış esnafa da zincir markete de aynı oranda yansır. dur bim'in maliyet artışını %7 tutayım demezsin. en spesifik örnek olan karabiber örneğini verim zira bu ürün için ocak ayında oluşturduğum listede kg fiyatı 26 lira idi. şimdi güzel kardeşim ocak ayından bu güne ürün 49 lira zamlanmışken ben bunu sırf zincir market diye bim'e yansıtmayacak mıyım? ya da pazartesi 65 liradan aldığım ürün perşembe 75 tl olmuşsa bu artış yansımayacak mı? nasreddin hoca misali 75'e alıp 65'e mi satacağım. tamam sığırsınız da bu kadar sığır olmayın. hükümet yalayıcısısınız da bu kadar mal olmayın. verdiğim örnek açık. ben alırken 10 lira pahalıya almışsam kâr marjımı sabit tutup satarken de 10lira pahalıya satarım ki zarar etmeyeyim. ki şu an onu yapınca bile zarar ediyoruz.

    edit2: bitmiyor memleketin sığırı bitmiyor. bakkal zincir marketten ucuza nasıl mal satarmış. gel sana anlatayım hileyi güzel kardeşim. örneğini verdiğim karabiberden yol çıkalım. 50 kg ince çekilmiş irmiği al, üzerine 5 kg kadar 3. sınıf karabiber koy, yaklaşık 50 mg kadar karabiber aroması koy. oldu mu sana mis gibi 55 kg karabiber? oldu. şimdi paketle onu sat bakkala. mesela pul biber. biberin bir özü vardır paprika diye geçer sektörde. o özü endüstriyel kullanımlar için alırlar ve geriye biber tadı ve kokusu olmayan ama biber formunda posa kalır. onu alır öğütürsün biraz iyi pul biberle karıştırırsın ve elinde ucuz yollu pul biber olur. paketler ucuz ucuz satarsın. mesela sumak limon tuzu fiyatları artana kadar hilesi en çok yapılan baharattı. al 3. kalite sumağı, yukarıda belirttiğim posa ile karıştır, bas limon tuzunu ve onu mümkün mertebe ince öğüt. hayırlı olsun artık ucuz sumağın var. paketle ucuz ucuz sat.

    edit 3: bak kardeşim ben sana sermayeyi savunmuyorum. tek kelime ile beter olsunlar. sucuk diye sattıkları saçmalıkları, zeytin yağı diye sattıkları saçmalıkları, bunların ifşa oluşlarını unutmadık. kesinlikle masum değiller. bu iktidarla türediler. bu iktidarın küçük esnafı bitirme projesinin baş aktörü oldular. şimdi de ters düştüler yesinler birbirlerini. ama tüm bunlar oldu diye hükümetin topu taca çıkarma abasına da sessiz kalamam. ekonomiyi bok ettiniz. fiyatlar artıyorsa suçlusu sizsiniz. bu kadar basit.

  • 1-dizel motor benzinliye göre daha narindir.
    +eskiden nispeten doğru bir tanımdı. çünkü eskiden benzinli motorlar istisnaların dışında atmosferikti. şimdi ise benzinli motorlar istisnaların dışında turbolu. zaten dizellerin en büyük narinliği de turbo şarj sisteminden kaynaklanmaktaydı aynı narinlik artık benzinli motorlar için de geçerli.

    2-dizel motor traktör gibi ses çıkarıyor.
    +artık çoğu dizel motorun traktör sesiyle alakası yok. hem daha sessizler hem de çıkan sesler daha düzgün. tabi ki benzinli sessizliğinde değil. benzinli kadar da güzel ses çıkaramıyor hala dizeller.

    3-dizel 5 lt yakıyorsa benzinli de 7 lt yakıyor. 16547895412365487455623 km'de anca çıkarırsın fiyat farkını bu yüzden benzinli al.
    +yalnız sevgili romalılar, gaz pedalının altında yumurta var gibi basarsanız, trafiksiz bir şehirde yaşarsanız, klima açmazsanız tamam kataloğun 1,5 katını yakabilirsiniz benzinli araçta. ancak biraz trafik, biraz seri hareketler, klima falan derken benzinli araç kafadan kataloğun 2 katı yakını yakar. hele turbolu veya superchargerlı benzinli motorlarda gazlamaya kalkarsanız kataloğun 3-4 katına hazır olun. dizelde ise hayvan gibi trafik, sonuna kadar açık klima, seri hareketler ile kataloğun 1,5 katını yakarsınız. dizel ile gazladığınızda ise kataloğun 2 katına ulaşırsınız anca. yani siz ekonomi düşünüyorsanız, benzinli aracınızla gaza basmaya korkarken bir dizel sahibi gazlaya gazlaya gider. o yüzden aynı hacimde dizel fiyat farkını yazıp, benzinlinin çok mantıklı olduğunu km hesabi ile açıklayanlar çok sakin bir şekilde kullanmak zorunda kalacaklarını da unutmamalılar.

    4-benzinlideki sürüş keyfi dizelde yoktur.
    +buna katılıyorum. dizelde tork 1400-3000 arasına sıkışıktır. daha üst devirlerde motor sağırlaşır. devir bandını esnek kullanamazsınız dizelde.

    5-acemi sürücüler için dizel manuel araç kullanmak zordur.
    +hayır tam tersi. acemi sürücüler için dizel manuel, benzinli manuele göre daha kolaydır. dizelde alt devirde yüksek tork olduğu için benzinliye göre daha az stop ettirirsiniz.

    bana göre türkiye cumhuriyeti'nde yaşayan(akaryakıt fiyatları malumunuz), tempolu sürmeyi seven kişiler üst gelir grubundan değilse dizel tercih etmeli. her dizel motor aşırı zevksizdir diye bir olay yok. yüksek devirde çok fazla sağırlaşmayan dizeller de oldukça keyiflidir. aynı hacimde en yüksek beygir ve en yüksek torka sahip bir dizel motor daha güçsüz bir motora göre keyifsiz olabilir.

    136bg 320 nm torka sahip bir dizel motor 116bg 270 nm torka sahip bir motordan daha keyifsiz olabilyor. (kasa ağırlığı, şanzuman farkını falan kast etmiyorum. direkt motorun karakterinden bahsediyorum). bir dizel almadan önce mutlaka gücün tamamı kısa bir devir bandına mı yığılı yoksa motor 4500 d/d'yi de iştahla çevirebiliyor mu diye kontrol edin.

  • malezya’da kamu fonlarının başbakan necip rezak’ın şahsi banka hesaplarına aktarıldığı iddia edilmis. rakam 700 milyon dolar. başbakan "ülkenin demokratik yollarla seçilmiş başbakanını devirmek için siyasi bir sabotaj kampanyası” demis. olmaz ağa "montaj bunlar montaj" diyeceksin. "paralellerin işi" diyeceksin. hiç bir şey bilmiyorsan al 17-25 aralığı incele. paralel diyeceksin paralel, bu önemli. ha bir de mümkün mertebe bankalari kullanmayacaksin, evde saklayacaksin paraciklari

    edit: https://twitter.com/…tatus/1345134378498859009?s=20

  • ruhçuluk. biri bir yalan uydurmuş, o yalan dönmüş dolanmış kendi kulağına gelmiş de, anlatan da kendi uyduruğu oldugunu hatırlayamamış, inanmış söylenene ya; işte böyle bir ideolojidir ruhçuluk.

    bilinen en eski inanç olmasına rağmen bu koca süre zarfında ne varlığına ilişkin bir delil ne de inanmaya yöneltebilecek bir gerekçe bulunmuştur ruh için lakin insanlar ısrarla ruh, ruh diyip dururlar. şimdilerde enerji, elektrik gibi kelimeler almış olsalarda da ruh kelimesinin yerini inanışın temeli aynıdır. (bkz: evrende serbest halde dolaşan enerji) (bkz: elektrik alamadım senden) binlerce insan ruh çağırma seanslarını profesyonel gözlemciler önünde bir kez daha tekrarlamaya çağrılmış, çoğu böyle bir şeye yanaşmamış, yanaşanların da foyaları ortaya çıkartılmıştır kolayca; ama tabi siz gene de ruha inanın.

    gökgürültüsünü, sebebini bilmedikleri için tanrıların savaşı zanneden insanlar, kendileri ile dağlar, taşlar arasındaki farkı açıklamak için ruh diye bir şey uydurmuşlar; gökgürültüsü kolaymış, zırvaladıkları anlaşılmış da insan ile taş arasındaki tek farkın tarif oldugu bir türlü anlaşılamayınca ruhun varlığına inanç da bir türlü azalmamış.

    bir ruhçu ile tipik bir diyalog da şöyle gelişir:

    - ruhun olmadığını kanıtlayabilir misin?
    - tabi. bir şeyin olmadığı nasıl kanıtlanır söylerseniz hemen kanıtlarım. mesela kretimiopsi'nin olmadığını kanıtlayarak başlayın.
    - nedir o, hiç duymadım?
    - ben de hiç duymadım. ruh gören, işiten de duyrmadım. bu varolmasına engel değil ama, engel mi.
    - saçmalıyorsun.
    - ama siz koç gibi beni bırakıp beş bin sene önce yaşamışların saçmalıklarını tercih ediyorsunuz.
    - ufff. inanıyoruam ben tamam mı. gitsene sen işine.
    - peki.

    (bkz: ruhun kısa tarihi)
    (bkz: yöntemcilik)
    bonus (bkz: ra gibi konusma rehberi)

  • bedelli periyotlarına denk gelmeyip askere gitmek zorunda kalan vatandaşın düştüğü keriz durumu yanında bir hiçtir yanılmıyorsam.