ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atlı karınca ismini bulan kişi
-
atlıkarınca 19. yüzyılda bizde atlıkaraca birleşik sözcüğüyle karşılanıyordu. buradaki karaca ise hayvan adı olmayıp italyanca'dan giren ve bizde "araba, fayton" anlamında, karoça biçiminde kullanılan it. carrozza - araba sözcüğünden gelmektedir. atlı karoça zamanla atlıkaracaya, daha sonra da atlıkarıncaya dönüşmüştür. prof. dr. dogan aksan - her yönüyle dil
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (8) ile telefonda...
ege: anne ben 150 lira topladim bu bayramda...
romica: oo super oglum, benim bile o kadar param yok
ege: kac poundun var senin?
romica: cebimde 50 pound kaldi.
ege: yani kac lira?
romica: 125 lira kadar...
ege: simdi' ben turkum ya, gidip bir ingilize 200 lira versem bana kac pound verir?
romica: 80 pound kadar...
ege:oha amma da az, neden?
romica: kur farki oglum, ekonomi mi anlatayim sana telefonda simdi?
ege: peki bir ingiliz gelse de bana 200 pound verse ben ona kac lira veririm?
romica: 500 lira...
ege: niye salak miyiz biz, butun insanlar esit degil mi? ben niye daha cok veriyormusum!
romica: ingilizle para alisverisi yapmayiver be oglum...
ege: gunahimi vermem zaten de, mesela anne, bir iskoc bana 200 iskoc parasi verse...
varoluşu sorgulatan şarkılar
-
her ne kadar "yaşamda bazı şeyleri çözdüm bence" diye boyumdan epey büyük sözler etsem de ara sıra uğrayan varoluşsal krizlerimle boğuşmak ve varoluşumun acısını dindirmek zorunda kalıyorum. bu bazen çok zorlu oluyor; çünkü bir bedene sıkışmış haldeyken ve tüm o düşünceleri beynime üşüşüp adlarını bile bilmediğim onca duygu boğazımda düğümlenmişken kimsenin kapısını çalamıyorum. kendimi daha çok bir battaniyenin altında usul usul ağlarken ya da duvara dönüp kafamı vururken buluyorum. yalnız olmadığımı biliyorum; ama kimseyle bir de olamıyorum. öyleyse dans! renk! bu da bir seçenek elbette. bu kadar delirene kadar önce dibe, ama epey bir dibe bir batmam gerekiyor. diyorum ki "batayım lan!" bu batma anlarında beni hiç yalnız bırakmayan bir şey var ki kendisi mucizevi bir şey: müzik! çünkü müzik, varoluş acısını dindirmenin yollarından biridir de. peki ben ne yaptım? varoluş sıkıntısı çektiğim anlarda dinlediğim şarkıları derledim ki varoluş sıkıntısı çeken ve belki de müzik zevki benimkine benzer kişiler varsa kendilerine şarkıları ileterek bu süreçte yalnız hissetmemelerine yardımcı olabilirim.
kriz anlarım düşündüğümden fazla ve çeşitliymiş. bana varoluş sıkıntısı yaşatan türlü türlü şey var ve bu aşağıda paylaştığım listedeki şarkıları da ona göre dinliyorum aslında. yine de hepsi dönüp dolaşıp aynı kapıya çıkıyor.
fleet foxes - blue spotted tail (sözleri: #22959264)
bülent ortaçgil - zamana sıkışmış (sözleri: #1910650)
bülent ortaçgil - yüzünü dökme küçük kız (sözleri: #719495)
evdeki saat - deli miyim (sözleri: #71875575)
kodaline - big bad world (akustik) (sözleri: #36951734)
fikret kızılok - ama babacığım (sözleri: #8671886)
fikret kızılok - inişlerim çıkışlarım (sözleri: #3495460)
deniz tekin - böyle (sözleri: #53303498)
low roar - give up (sözleri: #43758261)
halimden konan anlar - sıkıntı var (sözleri: #36741502)
zardanadam - hepsi hepsi hayat nasıl olsa (sözleri: #2960034)
eddie vedder - society (sözleri: #26620842)
villagers - nothing arrived (akustik) (sözleri: #67087086)
johnny flynn and laura marling - the water (sözleri: #28948077)
patrick watson - the great escape (sözleri: #24943989)
agnes obel - riverside (sözleri: #20897629)
kesmeşeker - tek kişiyim ben hala (sözleri: #6569584)
great lake swimmers - this is not like home (sözleri: #8922766)
not: şimdi bana "ne kadar da işsizsin" diyecekleriniz çıkabilir. aslında işsiz olmak şöyle dursun, ölümüne yoğunum; ama ben dinlenmek için hiçbir şey yapmamak yerine yine bir şeyler yaptığımı fark ettim. her neyse. kimseye yararı olmazsa bile kendime liste çıkarmış oldum. aklıma geldikçe güncellerim.
ekleme: liste güncellendi.
eski sevgiliye söylemek istenen şeyler
-
bende aradıklarını bulamadın ama bende bulduklarını çok ararsın..
ganzfeld deneyi
-
ganzfeld: almancada, "tum alan", "butun alan" demek. alici'nin ganzfeld'de olmasi: bes duyusu kisitlanmis halde oturma hali
"acaba bilinen bes duyunun disinda bilgi aktarimi mumkun mu?" sorusuna aciklik kazandirmak icin yapilmis bir deneydir. prosedur soyle:
birbirinden izole edilmis iki oda var. birine "alici" diye tabir edilen, digerine de "verici" diye tabir edilen iki kisi yerlerstiriliyior. vericiye yollamasi gerekn goruntu gosteriliyor ve "sesli olarak dusun bunu" deniyor. bu esnada alici kisi duyularindan kismen arindirilmis halde bekliyor (kuklaklikla hafif bir parazit, gozlerine yari saydam gozlukler ardindan verilen hafif kirmizi isik).
yarim saatin sonunda alici'ya dort secenek sunulup biri sectiriliyor. sans eseri dogru tutturma sansi %25 olmasina ragmen denekler genel toplamda %35 lik basariya ulasiyor -ki bu beklenen sapmadan kat kat yuksek.
bunun ardina bir suru psikolojist loy loy ediyor, "deneyinizde hata var olum" diyor. 1982'de honorton denilen bir erkisi deneyin allahini yapiyor. bu versiyonda itiraz edilen butun hususlara dikkat ediliyor, bagimsiz kisiler deney prosedurunu tescil ediyor, resimleri bilgisayar ayarliyor illa ki tam rasgele olsun diye; sonuc %34.
honorton'un deneylerinde dikkat ceken baska korelasyonlar da var. yalnizca basarili olan insanlari bir gruba toplayip deneyi tekrar ettiklerinde basari yuzdesi %43 oluyor. julliard'dan (abd'deki en iyi sanat okullarindan) bir grup muzisyen/tiyatrocu/dansci uzerinde denediklerinde basari yuzdesi zonk diye %50'ye cikiyor.
onbes yildir otuz kadar ganzfeld deneyi yapildi, ve bu deneylerin hatrı sayılır miktarında pozitif sonuçlar çıksa da prosedürün geçerliligi şusu busu tartışma konusu ve deneyi çeşitli sebeplerle makul/geçerli kabul etmeyen bilim adamları çoğunlukta.
kaynaklar:
daryl j. bem and charles honorton, psychological bulletin 1994, vol. 115, no. 1, 4-18, link: http://comp9.psych.cornell.edu/…does_psi_exist.html
bem dj, palmer j, broughton rs, journal of parapsychology, 65 (3): 207-218 sep 2001
link: http://comp9.psych.cornell.edu/…dating_ganzfeld.pdf
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
ernst & young mülakatından:
-en sevdiğiniz evcil hayvan nedir?
-balık
-neden balık?
-balık iyidir.
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
-
yere oluorta tukurmek. amina koduklarim.
mizofoni
-
topluca yemek masasına oturamama, toplu tasıma araclarında sürekli kulaklık takma (müzikli ya da sessiz) , odayı paylaştıgınız eşiniz ya da kardeşiniz var ise onlardan önce uykuya dalmak için onlardan daha erken yatma sebebi olan hastalık. hastalığım.
aynı hastalığa sahip olmayanların "sana ne be benim sakızımdan , gıcık" diye çemkirmesine sebep olur ayrıca.
(bkz: ölüyorum anlasana)
12 temmuz 2015 novak cokoviç roger federer maçı
-
niye ingilizler federeri tutuyor ya da çoğunluk federeri niye tutuyor diye isyan edenler bir alıcı gözüyle baksınlar adama, bu kadar mı estetik olunur, adam rönesans döneminden çıkmış gelmiş sanatını icra ediyor gibi.
şanlıurfa'da iki motorcunun öldürülmesi
-
aslında urfa'nın amsterdam, bern, barselona olduğunu öğrenmemize neden olmuştur.
hee amk heee çok güzel çok misafirperver çok sıcakkanlı yer.
ulan siz bu ülke sınırları içinde akp'nin %60 alıp da insanlarının hoşgörülü, misafirperver, açık fikirli, sıcakkanlı olduğu yer mi gördünüz?
önüne kebap koydu diye neredeyse sevinçten ölecekler amk.
tüm motivasyonu öteki diye adlandırdıkları milyonlarca insana kan kusturmak, bastırmak hatta şartlar gereği öldürmek olan bir ideolojiye ölümüne bağlı bir il bu sıfatların hiçbirinı taşımaz.
hani aralarında yaşamasam inanacağım.
yazdıklarımın konu dışında olduğunu biliyorum lakin olay üzerinden bok çukuru yerleri göklere çıkarmayın amk.
kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan markalar
-
(bkz: ekşisözlük)
bana lcw yi hatırlatıyor. eskiden lüks bir markaydı, herkes giyemezdi. kuzen vasıtasıyla elime geçen o maymunlu poşetini yıllarca sakladığımı bilirim. sonra pazar malı üretmeye başladı. sözlük de zamanında lcw nin ilk hali gibi elit bir marka iken, inci - ulu karışımı bir yere dönmeye başladı maalesef.
bana ne lan çıkmam saraydan
-
selo konuşma yaptı ketıldan
muharrem elime verdi meydandan
bana çıkana bak hele sandıktan
bana ne lan çıkmam saraydan.
karşı cinsle tanışma denemesi replikleri
-
-ya sen google musun?
-neden?
-aradığım tüm cevaplar sende de.
(bkz: ba dum tsss)
-ilk karıma çok benziyorsun.
-kaç kere evlendin ki?
-hiç!
(bkz: ba dum tsss)
-ikizin var mı?
-yoo neden?
-o halde dünyadaki en güzel kadın olmalısın.
(bkz: ba dum tsss)
-neyin 42 tane dişi var ve hulk'u zapt edebilir?
-neyinmiş?
-fermuarımın!
(bkz: ba dum tsss)
-hayatın nasıl?
-iyidir, seninki?
-ona bakıyorum şuan!
(bkz: ba dum tsss)
-adın katrina mı?
-yoo neden?
-çünkü beni kasırga gibi vurdun bebeğim!
(bkz: ba dum tsss)
-pardon da bana bir içki borçlusun.
-o neden?
-çünkü seni ilk gördüğümde benimkini üstüme döktüm!
(bkz: ba dum tsss)
-bir yol tarifi alabilir miyim?
-nereye?
-kalbine!
(bkz: ba dum tsss)
-telefonumda bir sorun var ya!
-nedir?
-içinde senin numaran yok!
(bkz: ba dum tsss)
-merhaba nasılsın?
-güzel.
-nasıl göründüğünü sormadım!
(bkz: ba dum tsss)
-biraz bozuk para verir misin?
-neden?
-annemi arayıp hayatımın kadınını buldum diyeceğim de!
(bkz: ba dum tsss)
-pardon benimle mi konuşuyordunuz?
-yoo.
-e başlayın o zaman!
(bkz: ba dum tsss)
-off dişim ağrıyor!
-neden?
-çünkü çok şekersin!
(bkz: ba dum tsss)
enflasyon sadece devletin çözeceği bir sorun değil
-
2022 yıl başı: enflasyonu bitireceğiz.
mart ayı: yıl sonuna enflasyon tek haneye düşecektir
mayıs ayı: enflasyon sadece devletin çözeceği sorun değil.
biz mi çözelim a*k.