• ganzfeld: almancada, "tum alan", "butun alan" demek. alici'nin ganzfeld'de olmasi: bes duyusu kisitlanmis halde oturma hali

    "acaba bilinen bes duyunun disinda bilgi aktarimi mumkun mu?" sorusuna aciklik kazandirmak icin yapilmis bir deneydir. prosedur soyle:

    birbirinden izole edilmis iki oda var. birine "alici" diye tabir edilen, digerine de "verici" diye tabir edilen iki kisi yerlerstiriliyior. vericiye yollamasi gerekn goruntu gosteriliyor ve "sesli olarak dusun bunu" deniyor. bu esnada alici kisi duyularindan kismen arindirilmis halde bekliyor (kuklaklikla hafif bir parazit, gozlerine yari saydam gozlukler ardindan verilen hafif kirmizi isik).

    yarim saatin sonunda alici'ya dort secenek sunulup biri sectiriliyor. sans eseri dogru tutturma sansi %25 olmasina ragmen denekler genel toplamda %35 lik basariya ulasiyor -ki bu beklenen sapmadan kat kat yuksek.

    bunun ardina bir suru psikolojist loy loy ediyor, "deneyinizde hata var olum" diyor. 1982'de honorton denilen bir erkisi deneyin allahini yapiyor. bu versiyonda itiraz edilen butun hususlara dikkat ediliyor, bagimsiz kisiler deney prosedurunu tescil ediyor, resimleri bilgisayar ayarliyor illa ki tam rasgele olsun diye; sonuc %34.

    honorton'un deneylerinde dikkat ceken baska korelasyonlar da var. yalnizca basarili olan insanlari bir gruba toplayip deneyi tekrar ettiklerinde basari yuzdesi %43 oluyor. julliard'dan (abd'deki en iyi sanat okullarindan) bir grup muzisyen/tiyatrocu/dansci uzerinde denediklerinde basari yuzdesi zonk diye %50'ye cikiyor.

    onbes yildir otuz kadar ganzfeld deneyi yapildi, ve bu deneylerin hatrı sayılır miktarında pozitif sonuçlar çıksa da prosedürün geçerliligi şusu busu tartışma konusu ve deneyi çeşitli sebeplerle makul/geçerli kabul etmeyen bilim adamları çoğunlukta.

    kaynaklar:
    daryl j. bem and charles honorton, psychological bulletin 1994, vol. 115, no. 1, 4-18, link: http://comp9.psych.cornell.edu/…does_psi_exist.html

    bem dj, palmer j, broughton rs, journal of parapsychology, 65 (3): 207-218 sep 2001
    link: http://comp9.psych.cornell.edu/…dating_ganzfeld.pdf
  • görsel algımızın nasıl da karşılaştırma üzerine kurulu olduğuna dair nefis bir örnektir bu deney. eğer sadece bir renk görüyorsanız ve görsel korteksi tetikleyecek diğer sinyalden de mahrumsanız beyniniz gördüğünüz tek rengi başka bir renkle kıyaslayamadığı için halüsinasyonlar üretmeye başlar.
  • ganzfeld deneyi veya ganzfeld etkisi. bunun bir uygulama alanı da halüsinasyon görmek için kullanılması. ben manyak mıyım niye halüsinasyon görmek isteyeyeyim ki diyenler olabilir. bilemem. belki de manyaksın. belki de lsd bağımlısısın halüsinasyonu bedavaya getirmek işine gelecek ben nereden bilebilirim, çeşit çeşit insan var.

    deney için ihtiyacımız olan şeyler: 1) pinpon topu 2) kulaklık ve youtube 3) kırmızı ışık 4) patik (patik aslında gerekli değil ama ben de deneye katkıda bulunmak istedim)

    step 1: youtube'u açıyoruz ve "white noise" ile ilgili bir video buluyoruz. kulaklığımızı takıyoruz, sadece white noise dinliyoruz. white noise, white noise...yok lan o şarkı wild boys'tu.

    step 2: pinpon topunu ortadan ikiye kesiyoruz ve her birini bir gözümüze denk gelecek şekilde bantlıyoruz. (burada banta da ihtiyacımız olduğu ortaya çıkıyor)

    step 3: kırmızı ışık kaynağının önüne geçip ışığı açıyoruz, beyaz pinpon toplarının ardından gözümüze kırmızı ışık gelecek.

    step 4: mal gibi oturuyoruz, iki dakika da olabilir bu süre yarım saat de olabilir.

    step 5: beynimiz çeşitli halüsinasyonlar üretiyor, artık allah ne verdiyse, polka yapan bir maymun mu görürüz, uçan bir zürafa mı veya dinazorla çiftleşen bir hobbitt mi orası sizin hayal gücünüze kalmış.

    bunu denemedim ben ama teorisi şöyle: ganzfeld etkisi nedeniyle, beynimize giden sinyallerin çoğu bloklanıyor. beynimiz sürekli aynı sinyal gelince bir müddet sonra white noise ve pinpon dışından gelen ışığı görmezden geliyor. bu sinyalleri ortadan kaldırınca da kendi sinyal üretmek durumunda kalıyor. algısal yoksunluk veya perceptual deprivation denilen hadise.

    bunun bir benzerini ira - irlanda kurtuluş ordusu militanlarına işkence yaparken kullandıklarını duymuştum. adamların her tarafını straforla kaplayıp her türlü ses, görüntü, ışık vs. tüm duyulardan arındırıyorlarmış, sonra adam herhangi 5 duyusundan birinden uyaran alamadığı zaman bu kez beyni kendisi halüsinasyon üretmeye başlıyormuş. sensory deprivation veya duyusal yoksunluk yaratan ortamlar hazırlamakla, bu ganzfeld deneyinde aynı duyuları sürekli vermenin etkileri aynı oluyor.

    near-death experiences denilen ölüme çok yaklaşma hallerinde de insan benzer şekilde halüsinasyon görüyor. veya çok fazla uykusuz kaldığınızda da halüsinasyon görebiliyorsunuz. çok uykusuz kaldığım zamanlarda ben halüsinasyon gördüğümü anımsıyorum.

    ilk fırsat bulduğumda kendime uygulamayı düşünüyorum. youtube'da araştırdım şöyle bir iki video buldum.

    ganzfeld procedure

    ganzfeld experiment
  • boktan filmler çekmiş yönetmen michael oblowitz'in 2014 tarihinde vizyona girecek filmi. belki de hiç giremez bilemem. burada konuşmama değecek şey de film değil aslında. esasında ganzfeld deneyi gibi gizemli bir konuyu ele almış. parapsikoloji var, gerilim var, bir evin içine tıkılmış iki kız iki de erkek var ki olayımız burada. bu tür filmler de genelde erotizm sosu da vardır ama bu filmde erotizm hiç yok. çünkü filmi türkiye'ye getiren arkadaşlar bütün içkili, sigaralı vs sahneleri buzlamışlar. erotik bölümleri hatta yapabildikleri zaman öpüşmeli sahneleri bile kesmişler. bir filmde bu tür sahneler olup olmaması önemli değil, ama eğer varsa ve bu bölümler kesildiyse bu sansürdür.

    merak ettiğim artık internetten izlediğimiz filmler de buzlu sahnelerle, kesilmiş sahnelerle mi dolu olacak. sansür internete mi sıçradı?
  • parapsikolojik fenomenlerin bilimsel kanıtını ortaya koymak için yapılmış deneylerden biridir.

    1985'te charles honorton ve ray hyman tarafından gerçekleştirilen bir dizi deney ve başka araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen toplam 762 deney toparlanıp meta analizi yapılmıştır. bu çalışmanın sonucunda %25 olan şans faktörü ile gerçekleşme düzeyinin çok üstünde bir oran olan %37 sonucu çıkmıştır. bu oranın şans eseri oluşma ihtimali bir trilyonda birdir.

    tafsilatlı bilgi için dean radin'in the conscious mind (bilinmeyen gücümüz) kitabı okunabilir.
  • (bkz: ielts)
  • gözlerinizi kapatın, hayatta en favori yapmayı en çok sevdiğiniz şeyi, en sevdiğiniz kişiyle birlikte yaptığınızı hayal edin. evet, deliliği halusinasyon ile gerçekleştirerek beyne giden sinyallerin büyük kısmını değiştirebilirsiniz. buna ganzfeld etkisi denir.
    bu teknik kişiye kalıpsız duygular sunar. yarım pingpong toplarını gözlerinizin üzerine koyun, bunun amacı ışığı dağıtmaktır (genelde kırmızı) ve yan yana kulaklıklardan katılımcı hışırtıya maruz bırakılır.
    ganzfeld etkisi, almancada tüm alan anlamına gelir, kişinin şekilsiz (dağıtılmış beyaz ışık) ve kulaklıklarla gelen hışırtıya maruz bırakılmasıyla elde edilir. ve sonuç olarak kişinin halusinasyonlar görmesine neden olur. amaç beyne gelen sinyallerin bloklanmasını sağlamaktır. yaklaşık yarım saat sonra ping pong toplarından ve hışırtıdan gelen sinyaller beyin tarafından yoksayılmaya başlar. yoksayılan sinyaller yerine beyin kendisi başka sinyaller üretir ki bu katılımcının halusinasyonlar görmesine neden olur.
    bu fenomen aynı zamanda zifiri karanlık madende çalışan madenciler yada kutupta günlerce alabildiğine beyaza maruz kalan kaşifler tarafından doğal olarak tecrübe edilir.
  • evde denemek için basit bir yolu vardır. beyaz ışık, beyaz bir kağıt ve sabit bir ses. şurada deneniyor
  • şu aralar deneyin amacı ile yıllardır etkisi altında olduğumuz ampul arasında bilinen bir bağlantı bir mesaj olup olmadığını sorguluyorum.
hesabın var mı? giriş yap