hesabın var mı? giriş yap

  • canlı yayınlarda çokça rastlanan bir hadisedir, şu şekilde gerçekleşir.

    - eee, ahmet orda atmosfer nasıl?
    - (ahmet bir süre kafa sallar, eli kulağındadır) eaaa, melih burda atmosfer...
    - toplantı nasıl geçti ahmet?
    - ...atmosfer yedi katm... (susar, eli kulağına gider, kafa sallamaya başlar yeniden, duyum almıştır) melih toplantıda almanya...
    - toplantıda ırak meselesinin de konuşulduğu söyleniyor doğru mu ahmet??
    -... dış işleri bakanııı... (yine duyum almıştır, el kulağa gider, kafa sallanır) evet melih, ırak meselesi dee...
    - peki almanya dış işleri bakanının toplantıdaki...
    - melih oraya gelirsem ananı skerim senin, iki dakika sus da dinle be!

  • gerçekten de hayatımda gördüğüm en inanılmaz mantık hatası olabilir. "iyi bir çocuk olursanız, bir gün siz de şirinler'i görebilirsiniz" şartına rağmen gargamel isimli koca herif şirinler'i görebilmektedir. adam hem çocuk değil, hem de iyi değil. yaa yaa.

  • tanımsız ve yorumsuz:

    "polisin kendilerine “terörist muamelesi” yaptığını ve travmatize olduklarını kaydeden aile, avukata başvurduklarını ve almanya'ya geri dönebilmeleri için bir imza kampanyası başlattıklarını söyledi."

  • yer birkaç sene önce monako.
    tesadüf eseri bindiğim takside bach çalmaktadır ve şoför ikizi kadar gerard depardieu'ye benzemektedir, ama baya bir genç halidir. bach hastası ve gerard hayranı biri olarak şoför bey'i hayranlıkla izlerken ön koltukta gabriel garcía márquez'in yüzyıllık yalnızlık kitabını görürüm. sohbet etmeye başlarız, türk olduğumu duyunca nazım hikmet'den orhan pamuk'tan bahsetmeye başlar. adam orhan pamuk'un tüm kitaplarını okumuştur, en sevdiği kitabı ise benim adım kırmızı'dır. türkiye'de taksilerde ibrahim tatlıses o da olmadı ankaralı turgut duymaya alışmış bünye bayram etmektedir. bu arada konu şaraplara gelir, adam bana birkaç güzel şarap önerisi bile yapar. ben mavi ekrana bağlamak üzereyken gideceğim yere varmamızla yolculuğumuz ve ne yazık ki aşkımız sona erer.