ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mustafa kemal'in önce yemin sonra ihanet etmesi
5 bin tl maaş alıp lcw'den giyinen erkek
-
1000 tl maaş almasına rağmen lacoste'den giyinen erkeğe göre biraz daha vizyonlu bence. vizyon önemli bir şey. keşke herkes vizyonlu olsa.
10 yıla kadar hapsi istenen taksici
-
kendisiyle ilgili atlanmamasi gereken onemli bir nokta da karsiya gecmek icin 3. kopruyu kullanmasidir.
dolandiricilikta level atlamis.
memo tembelçizer
-
ustanın yazdığı gibi aktarıyorum:
"gözler *mcığa benzer... islandığı vakit anla ki s*kiliyorsun.."
vay ki.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: milli içkideki sübliminal mesaj
beyler başbakan "milli içkimiz ayrandır" diye bir kez daha bu ülke için olan hain emellerini inceden sezdirmiş oldu. amacı resmen ülkeyi bölmek. atalarımızın bi lafı var "ayran içtik ayrı düştük" diye. başbakanın amacı da işte bu. baktı ülke bölünecek gibi değil şeytanın bile aklına gelmeyen bu yöntemi buldu. hepimize ayran içirip dostu dosttan kardeşi kardeşten ayıracak.
(aynstayn benim ?, 26.04.2013 18:51)
dokunmatik ekran
-
resistif ve kapasitif olmak üzere iki genel başlıkta toplayabiliriz bunları.
resistifler genelde daha eski cihazlarda görülüp basınç mantığıyla çalışırlar. yani parmağınızı ekrana bastırınca hafif içe çöküyorsa resistiftir.
çalışma mekanizmasını biraz daha açarsak, ekranın altında birbirine çok yakın ama temas etmeyen iki plaka bulunur ve bunlardan sürekli bir elektrik akımı geçer. siz üstteki ekrana parmağınızı bastırınca iki katman birbirine değer ve o noktadaki elektrik akımında değişiklik meydana gelir. cihazdaki yazılım değişikliğin oluştuğu noktayı tespit edip o noktada işlevini gerçekleştirir.
bu tip cihazlar basıncı neyin uyguladığına aldırış etmez ve nefes alsın yeterci bir tavır güder. o yüzden de cebinize falan koyunca kendi kendine çalışır, birilerini arar, art arda gelme olasılığı trilyonda bir bile olmayan harf kombinasyonlarını denk getirip hoşlandığınız kişiye ilan-ı aşk mesajı atar falan. bir de çoklu katman olduğu için ışığı daha fazla yansıtır, göz yorarlar.
evlerden ırak.*
ikinci dokunmatik türümüz olan kapasitifler de kendi içinde yüzey* ve projeksiyon* olarak ikiye ayrılır ama uykusuzluktan bayılmak üzere oldugumdan teferruatına girmeyeceğim.*
kapasitifler basınçla değil de elektrikle çalıştığı için elektriği ileten ya da tutan herhangi bir nesneyle de iş görürler. dokunmatik ekran kalemleri gibi. zaten laf aramızda, ben de bunca zımbırtıyı evde dokunmatik ekran kalemi yapabilmek için araştırmıştım.* bu ekranların altında bakır ya da indiyum kalay oksit gibi saç telinden daha ince tellerle döşeli ızgara vardır. biz ekrana dokununca devre tamamlanır ve o noktada voltaj düşer. gerisi zaten yazılımın işi.
bu arada bu evde dokunmatik ekran kalemi yapanların en genel hatası kalemi ince yapmaktır. kapasitif ekranlar belirli büyüklükten daha az yer kaplayan temasları görmezden gelirler. dolayısıyla kaleminizin ekrana temas ettiği kısım insan parmağına yakın bir kalınlıkta olmalıdır. hatta orijinal kalemlerin çoğu da bu yüzden kalındır. tabi ince olanları da var ama tuzlu fiyatlarından da anlayacağınız üzere onları evde yapmanız pek mümkün değil.
not: entry'nin başında genel olarak iki çeşit ekran var demiştim. şimdi aklıma bir tane daha geldi ama yukarı çıkıp düzeltmeye üşeniyorum asdfghjkl.
üçüncü tür ekranlar frustrated total internal reflection şeklinde muazzam havalı bir isme sahip dokunmatik ekranlar oluyor. diğerlerinden farkları ebatlarının çok büyük olması. belirli bir ebattan sonra kapasitifler çalışmaz olur çünkü ekran büyüdükçe oluşan elektrik alan dokunma hassasiyetini ortadan kaldırır. o nedenle büyük ekranlarda ışık değişimine dayalı bir sistem bulunur. ekranın ortasında kameralar vardır ve parmak ekrana dokununca ışıkta oluşan değişimi algılayıp ona göre yanıt verir.
yeni akit'in genel yayın yönetmeninin öldürülmesi
-
yeni akit : müdürümüz geberdi!
cumali ceber
ezberlenen oyun replikleri
elde çorap yatakta otururken halıya takılı kalmak
-
uyanmaması gereken saatte uyananın başına gelir. insan uykusu bittiği için uyanmalı bence. şahsen elde çorap, elde çalar saat, saç tokası ya da el boş vaziyette binlerce kez yaşadım bu durumu. uyku daha bitmemiş, bünye niye uyandığını anlamıyor. iş güç ders, yok anlamıyor. gözler yarıaçık cezaevi, alında bir "loading... %68" yazısı. yazık yaa.
insanın en zavallı hallerinden biri.
ömer halisdemir
-
kızı çok akıllı, ufku çok geniş, çalışkan, karakterli ve geleceği parlak bir öğrencidir. seneye üniversite sınavlarına girecek. aksi olmayacağından eminim gerçi ama umarım geleceğini etkilemez.
babası da çok neşeli kızıyla ilgili bir veliydi.
dengir mir mehmet fırat
-
ismi neşe kaynağı haline geldi.
son iki haftada ne dengir mir mehmet fırat dendi , ona şaştım ben arkadaş. "sayın fırat" demiyor kimse. sırayla herkes "ben de telaffuz edebiliyorum oğlum dal sarkar kaltar sarkal" diye mikrofona yanaşıyor.
abartacak ne var bu isimde? mengir fır dengir tırat... bu işte.