ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
geliyoo.com
-
sonuçları google'dan çeken motorumsu. json olarak gelen sonucu sayfaya döküyor. ahanda link. test diye arattım google custom search'ten sonuçları aldı geldi. merak edenler herhangi bir browser'ın geliştirici konsolunda network tabına basarak görebilir. adamlar 10 yılda json parse etmeyi öğrenmiş herhalde.
edit: benim de bir arama motorum olsun diyenler google'ın ücretsiz hizmetini kullanabilirler. buradan buyrun. facebook kullanabilecek kadar internetten anlıyorsanız siz de yaparsınız :)
edit2: (bkz: #65674964)
edit3: bakanlık alakamız yok diye bildiri yayınlamış. acayip güldüm ya. neyse vurmayın artık öldü adamlar.
edit4: m. serdar kuzuloğlu 2010'da bu adamları fena haşlamış.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
arkadaşların üniversiteye maymun getirmesi. kapıdaki güvenlik görevlisi "hayvan sokmuyoruz arkadaşlar üniversiteye ayıp bu kadarına da" diyince arkadaşlardan birinin cevaben "hayvan değil abi bu burada okuyor erasmusla geldi." demesi. güvenlik görevlisi 5 saniye boyunca system error verip sonra kendine gelmişti.
bu arada maymun hakkaten erasmusla gelmişti. daha doğrusu erasmusla gelen bir elemanın maymunuydu.
eboue'ye dalmak için sahaya giren beşiktaşlı reyiz
-
sabrinin hafif dokunmasıyla kendini yere bırakmıştır. penaltı bekliyor sanırım..
her taşın altından meltem cumbul'un çıktığı yıllar
-
kabus gibiydiler.
meltem cumbul ne? oyuncu. meltem cumbul ne? sunucu. meltem cumbul ne? şarkıcı. meltem cumbul ne? kültür elçisi. meltem cumbul ne? bir on parmağında on marifet.
ülke olarak kollektif basiretsizliğimizin ve yetenekli insan çıkarmadaki kuraklığımızın sembolüydü maşallah.
güzel desen? tam değil. çok çirkin de diyemezsin.
ne tam yetenekli, ne de tamamen yeteneksiz.
ne sahnede harikalar yaratıyor, ne de tamamaen rezil oluyor.
bir garip sıkışmışlık, tarifi zor bir anlamsızlık vardı kadında. "ülkecek modern oluyoruz abi, evropa standartlarında sanatçı çıkarıyoruz!" hezeyanlarının iç karartıcı bir yan-ürünüydü besbelli. allahtan geçti gitti bu yıllar da, rahata erdik...
dikkat ederseniz meltem cumbul'un yerini kimse doldurmadı (dolduramadı demiyorum)
bunun nedeni ise kuşkusuz, doldurulmasına ihtiyacımız olmayan bir boşlukta durmasıydı.
ayağıyla ayağını iten adamı ifşa eden feminist
-
-diyalog kurmayı neden düşünmediniz?
-kurdum işte.
-fotoğrafınızı çekebilir miyim?
-buyurun
ve kadın;
-sizi teşhir edeceğim.
genç adam ineceği durak geldiği için umursamaz bir tavırla kapıya yaklaştı.
(bkz: alfa)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
tarih: 2005 aralık
yer: marmara üniversitesi
kahramanlar: ege: (4 yaş)
ilay : (2 yaş)
romica: (yaşı mevzu bahis değil)
(hem öğrenci hem anne olan romica, o günkü derse devamsızlık problemi yüzünden girmek zorundadır, şansa bakın, o gün çocuklarını satacak güvenilir bir yer bulamamıştır. mecburen çocukları da okula yanında getirir. bakacak gönüllü çok olmasına rağmen, bir derste çocukları emanet edecek kimseyi bulamaz, pişkinliğin dozunu arttırarak 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarını derse sokar.)
hoca: evet, bugünkü konumuz vesaire...
romica: ege, sakın yaramazlık yapma, sesini çıkarma, gürültü yapma yoksa öğretmen çok kızar, bizi dışarı atar.
ege: tamam anne.
romica: bak oğlum, çıt sesi bile duymak istemiyorum, burası merdivenli çok büyük bir sınıf ve en küçük bir ses yankı yapar tamam mı?
ege: tamam anne, anne bana da kalem kağıt verir misin?
romica: tamam, bak ses yapma sakın.
ege: öf, tamam.
(bir süre ders devam eder, sorun yoktur, zamanla sınıfta fısıldaşmaların dozu artar, boğuk bir gürültü hali vardır öğrenciler arasında, hoca istifini bozmadan dersi anlatmaya devam ederken ilay parmağı ile hocayı gösterir:)
ilay: ayu bak!
romica: şişt, sus!
ilay: anne bak, ayyuğ!
ege: (sınıftan atılma korkusu ile en yüksek höykürüşü ile ilay'a bağırır) ilay sus! öğretmen ders anlatıyor, konuşup durursan bizi sınıftan atar!
ilay: ege, bak ayu!
ege: ilay, sus diyorum sanaaa!!!! (amfide sesinin yankılanmasından sonra, bir sessizlik ve ardından gülüşmeler olur, öğrencilere döner, biraz hocaya yalakalık olsun diye, biraz da öğrencilerin konuşmalarından rahatsız olduğu için) siz de öğretmeninizi dinleyin, kendi kendinize konuşmayın, derslerinizi de çalışın! (anasının oğlu!)
george michael
-
bi fırsat çıksa da ölmeden önce canlı canlı izlesem dediğim üstad. kaymak gibi bir sesi var, başka nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum.
canlı performanslarında en ufak bir kaymaya rastlayamazsınız.
canlı performansı stüdyo kayıtlarından daha iyi olan nadide sanatçılardandır.
hemen üç adet efsane londra performansını not düşelim;
--amazing
http://www.dailymotion.com/…zing-live-25-lond_music
--fast love
https://www.youtube.com/watch?v=ivoew21xy9k
--father figure
https://www.youtube.com/…zhrnhlzpom8naqkeprd9sls71g
merhaba ben vedat milor sorularınızı cevaplıyorum
-
merhaba, ben vedat milor.
gurme değilim ama yazdığım ve çizdiğim hemen her şey yemek ve yemeğin şarapla olan uyumuyla ilgili. ama takip edenlerin de bildiği üzere, bunlarla da sınırlı değil; elimden geldiğince ve bilgim el verdiğince, konulara sosyolojik ve iktisadi açılardan bakıp, daha genel bir tablo çizmeye ve neden sonuç ilişkilerini de ortaya koymaya çalışıyorum.
tv’deki programım sona erince sosyal medyaya daha çok zaman ayırma şansım oldu. birçok takipçim ile artık düzenli etkileşime girebiliyoruz. ekşi sözlük’ten de böyle bir etkinlik için davet gelince açıkçası heyecan duydum. ister şekeri bol, isterse de acılı veya asiditesi yüksek olsun, sorularınızı cevaplamayı dört gözle bekliyorum.
kanıt
edit: sorular için çok teşekkür ederim. her soruyu cevaplayamadığım için kusuruma bakmayın. ekşi sözlük gerçekten değerli bir topluluk. inanın bana birçok gazetecinin röportajda sorduğundan daha derin ve ilginç sorular sordunuz. yakında tekrar bir arada olmak dileğiyle...
sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: merhaba ben vedat milor sorularınızı cevaplıyorum/@vedat milor)
not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.