hesabın var mı? giriş yap

  • sözlük sayesinde tarihe karışabilecek bir his.

    üşenmedim okudum hepsini ve diyorum ki ''bu kadar yalnız varken, niye bu kadar yalnız var?''
    sözlük elinizin altında. tanışın, kaynaşın, evlenin be kardeşim.
    tanımaksa tanımak işte. bu başlık yetmezse evlilikle ilgili diğer başlıkları kurcala ne bileyim... armut piş ağzıma düş mü var? evlenmek isteyen ama ''şu şu şu sebepten olamadı'' diyen yazarın profiline gir, bak anlatmıştır kendisini, şöyle biriyim böyle biriyim diye satır aralarında en azından. az çok nasıl bir dünya görüşü var anlarsın. sonra da at mesajını gitsin. yansın mesajınız var yeşilleri, çalsın davullar.

  • bende 85 yasinda olsam satmam evimi. 3 milyon euro'yu o yastan sonra öhöömm neyse. ama 30'lu yaslarimda boyle bir teklif gelse evimi satar sulalemi de yaninda promosyon olarak veririm. hic vatan millet duygusu kasamam bu konuda.

  • bundan 50 sene sonra messi’nin kupa kazandığı fotoğrafa bakacağım ve bunu göreceğim, allah belanızı versin.

  • bunların lağım çukuruna dönmüş ağızlarını misvak değil kezzap bile temizlemez.

    nasıl bir ceza ulan bu aşağılık adamlarla aynı ülkenin vatandaşı olmak, tarihin aynı rezil dönemine denk gelmek.

    ne kadar siyasal islamcı köpek varsa allah belasını versin...

  • “zavallı” diyorum çünkü müşteriden paket iptali için fax istemek için baya düşmüş olmak lazım.

    bir paketi iptal edeceğim. telefon ettim digiturk’e. kimliğimin fotokopisiyle dilekçeyi faxlamam gerektiğini söylediler. email olmuyormuş. hayır, memlekette fax diye bir şey kalmadı. işi yokuşa sürüp zaman kazanacaklar akılları sıra. 3 saattir fax makinesi arıyorum.

    her zaman yavşak bir işletmeydiniz. hiç de bir şey değişmedi.

    edit: hellofax.com digiturk’un numarasını kara listeye almış. gönderemiyorsunuz. digiturk hellofax’ı satın almışsa şaşırmam.

  • biri hacettepe tibbi bitirdi, yillarini zorunlu hizmet ile gecirirken evlendi dunya tatlisi bir kizi var.

    biri odtu elektronigi bitirdi, cok ucuk bir insan oldugundan standard bir is bulmayip kendi sirketini kurdu. birkac makine icat etti (evet hakikaten icat etti oyle bir adam), ama sonunda ulkeye dayanamayip isvec'e goctu simdi orada bir sirket kurdu avrupa bilim destek fund'larindan yararlaniyor.

    biri bogazici elektronigi bitirdi, mit'ye doktoraya gitti. yillar yili calisti aldi doktorayi, sonra konusma firsatimiz olmadi.

    biri de mal mal eksisozlukte entry girmekte an itibariyle.

    not: fen lisesi

  • wikipedia'da "who watches the watchmen?", "who watches the watchers?", "who will guard the guards?", "who shall watch the watchers themselves?", or similar, şeklinde verilmiş. türkçesi "bekçilere kim bekçilik" edecek olarak alınabilir.

    aslında günümüz türkiyesindeki en temel sorundur diyebiliriz. günlük hayatla, ülke için daha iyisini istemek düşüncesiyle aklınıza gelebilecek her türlü problemin varış noktasıdır. tüm çıkarımlar eninde sonunda gelip bu soruya dayanır.

    nihai cevabın duruma göre yasa, vicdan, din vb. gibi en üst makamlarda olduğu düşünülse de her cevap eninde sonunda bir fasit daireye girmektedir. sabah uyanıp, kafanızı kaldırıp "ya ben aslında şu anda olmadığım yerde mutlu olurmuşum gibi geliyor, acaba bu yerin sorunu nedir?" diye düşünürsünüz. her durumda varacağınız adres bellidir: quis custodiet ipsos custodes. şöyle ki:

    parasızlık > genel ekonomik durum > ülkenin aslında fakir olması > neden zenginleşemiyoruz > yöneticiler, siyasiler > onları kim denetleyecek > quis custodiet ipsos custodes

    terör > beceriksiz yöneticiler > siyasiler, komutanlar > quis custodiet ipsos custodes

    etraftaki insanlar, halk > az gelişmişlik, düşük zihinsel seviye > eğitim > öğretmenler okullar > meb > siyasiler > quis custodiet ipsos custodes

    suç > yanlış emniyet ve yargı uygulamaları > polis ve yargu mensupları > quis custodiet ipsos custodes

    tabi hiçbir şey bu kadar basit değil. hiçbir toplumsal ya da sosyolojik olgunun tek bir nedeni olamaz. hatta birden fazla temel nedeni olan, her birinin nteceleri de birbirinden farklı olan bir grup kavramlar ve sorunlar dizisi olabilir.

    söylemeye çalıştığım şu: eğiticiler, öğretmenler, okul yöneticileri, yök ve meb, polis, güvenlik güçleri, yargı, hakimler, savcılar, avukatlar, komutanlar, sivil memurlar, bürokratlar, diplomatlar, siyasiler, sivil toplum örgütleri ve en nihayetinde halkın en tmel toplumsal doğru ve yanlış yargıları toptan çürüyor ve daha kötüye gidiyorsa;

    kim kimi denetleneyecek?

    kim kimden hesap soracak?

    kim kimi yargılayacak?

    yasa koyucu, silahlı güç sahibi, din adamı ya da topluluğun öyle gördüğü kişi ve sonuçta halkın vicdanı gitgide evrensel yanlışa gidiyor, doğru yanlış arasındaki sınır her zaman "kime göre neye göre" lafıyla belirsizleşiyorsa...

    eğer bekçiler, yargıçlar, denetçiler, kısaca güç sahipleri dejenere olmuşsa:

    quis custodiet ipsos custodes?

    işte en temel soru budur.

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..