hesabın var mı? giriş yap

  • ya yine salak salak başlık açılmış yorum yapılmış. ya kardesim büyük ihtimalle zaten 1 5 yıldır tatilde bırakacakları büyükanne bakımı için destek oluyorudur. annenin ve babanın mental sağlığı için böyle aralar iyidir. kısa tatile gidecek ana babalar buradaki gerizekalı yorumlara kulaklarını tıkasınlar.
    tanım: mal beyanıdır.

    ekleme: yani bu konu ruhsuzluğa nasıl bağlanmış inanılmaz. çocuk yetiştirmenin anayasal kuralları yoktur. her aile, her çocuk kendine hastır.istisnaları saymıyorum ama her çocuk anası babası için biriciktir, onların canıdır, ciğeridir. insanlar kim oluyorlar, hangi hadle o aileleri ruhsuzlukla itam edebiliyorlar çok enteresan. 3 günle 5 günle ne çocuk bağlanma problemi yaşar ne de krize girer hele ki bakımına doğumundan dahil edilmiş bir büyükanne ile kalıyorsa. sağlıklı çocuklar sağlıkli ebeveynlerle mümkün. saçmalamayın.

  • soma'da bulunmuş bir cinayet delili.

    madencilerin kullandığı ve üzerinde çince bir şeyler yazan gaz maskelerinin üretim tarihi 1993 ve son kullanım tarihi üretim tarihinden 3 yıl sonrası.

    az önce cnntürk haber yaptı izledik. kanımız dondu.

    taner yıldız ve faruk çelik bir saniye oturmayın arkadaşım orada.

    allah'ın gazabı çok büyüktür.

  • istediği hakkı istediği yerde arar. fakat bulamaz. bahsi geçen ülkede önce insan güvenliği geldiğinden, havuza beden ağırlığını arttıracak kıyafetlerle girilmesi boğulma riski taşıdığından yasaktır.

  • yıllar önce muhalif denilen insanlar "yanlış yapıyorsunuz, betonla ekonomi dönmez, üretim lazim" dediğinde, "ekonomi çok iyi, 3. havalimanını almanlar kıskanıyor, dünya lideri, super güç olduk" diye böğüren ve muhalefet eden herkesi fetöcü, pkklı ilan edenlerin bu başlıkta duyar kasmaya hakkı yoktur. kaldı ki kimsenin ülke batıyor diye sevindiği de yoktur. işler iyiyken, küp dolarken aynı gemideydik de şimdi biz muhalifler filikalara mı doluştuk. beraber batıyoruz.

    tanım: yüzsüzlük barındıran ifade.

  • bu mevzu icin soyleyeceklerimiz bitmez... en son devrim mi diyorduk?

    evet, psychedelic (d)evrimin en onemli kilometre ta$larindan birisinin, 1970’lerin ba$inda amerika ve avrupa topraklarinda kitleler halinde ya$ayan hippie topluluklarinin asya kitasini ke$fe cikma guduleri oldugunu soylemek mumkun. bu hem ruhani hem de ki$isel yolculuklarin ara duragi olan goa e$siz dogasi, ozellikle lsd gibi psikoaktiflere taninan ozgur ortami ve mistik atmosferiyle bu topluluklarin en gozde mekanlarindan birisi haline gelmekte gecikmedi. ve bu insanlarin ya$amlarinin en onemli dinamiklerinden birisi olan "muzik", burada oylesine gorkemli bir fuzyon gecirdi ki, bunu sanirim kendileri bile beklemiyordu. donemin ba$at muzigi olan psychedelic rock, 80’li yillara gelindikce elektronik elementlerin boy gostermeye ba$ladigi donemlerde kendine yepyeni anlamlar buldu. bu, ebm altyapisindan beslenen, hizli, bol tekrarli ve yogun katmanlara sahip synth soslu muzik, elbette ki ilk kez ortaya ciktigi yerin ismini alacakti: goa trance. burada esasli bir ahkam kesmeden duramam: $ahsi fikrimce goa trance, ortaya ciki$i ve geli$imine baktigimizda en dogal bicimde evrilmi$ muziklerden birisi. icerisinde ne ticari bir oyun, ne bir plak $irketi stratejisi ne de ba$ka bir materyal oge barindiriyor. tamamen hissiyat ve ya$amin aki$i neticesinde $ekillenmi$ olmasi onu ozel kiliyor. gelelim i$in piyasa uzamina... 90’lara gelindiginde, goa trance avrupa listelerinde, ozellikle ingiltere’de adeta bir saman alevi gibi bir anda parladi; gel gor ki fazla zaman gecmeden de du$u$e gecti. belki de insanlar henuz onu anlamami$lardi, ya da avrupa elektronik musiki sahnesi boyle bir stile hazir degildi. sonra ilginc bir $ey oldu, israil’li gezginler 90’li yillarin ortalarinda yaptiklari hindistan seyahatlerinden edindikleri tecrubeleri kendi ulkelerine ta$irken goa’nin muziklerini de yanlarinda getirdiler. boylece "psychedelic trance" dogdu. israil’li muzisyenler bu muzigin ozunu, etnik ve mistik tarafini korudular ama tamamen farkli bir $ekilde algilayip yorumladilar. goa trance’in o karma$ik ve cok katmanli melodik yapisindan ziyade daha sek, daha ritme dayali ve daha groovy tabir edilecek i$ler yaptilar. boylece, o me$hur dolunay partilerinde ortaya cikan nitzhonot'u ve onun halefi sayilabilecek "full-on" (full-moon) stilini yarattilar. ve psytrance israil’den avrupa’ya, oradan da tum kitalara yayildi, tum dunyada tecrube edilmeye ba$landi. ve kendi alt dallari da bulunan, diger elektronik muzik tarzlariyla pasla$an ve neredeyse –ve maalesef ki- bir sektore donu$mek uzere olan; devasa bir agaca evrildi.

    ve bunun otesinde, gunumuzde bir elektronik muzik tarzi ve belki de bir kultur ikonu da olmasinin otesinde, psychedelic trance’in ba$ka olgulara yaptigi atiflar, onu seven ve dinleyen kitlenin en buyuk tutkularindan birisi. bir psytrance partisiyle $amanik bir rituelin arasinda, oz itibariyle hicbir fark bulunmadigini soylemek bir iddia degil, bir realite. bu muzikte, muzisyenin yonettigi kollektif bir ayin, butunle$me ve varolu$ katmanlari arasinda bir gezinti var. bu muzikte insana dogadan, hatta kendi bedeninden tanidik gelen sesler ve melodik yapilar var. ve bu muzikte insanoglunun kendini bildiginden beri, her deneyimlediginde e$lik etmekten geri durmadigi bir $ey var: "ritm". doganin ve ya$amin, canliligin ritmi. bedenleri esriten bir ritm, ruhu kabugundan ayiran, hic gidilmemi$ yerlere goturen ve tekrar yuvasina geri birakan. bu muzigin icinde tutku var, varolan ama bilinmeyen, gorulmeyen ve duyulmayani ke$fetmek, gormek ve dokunmak adina alevlenen o sonsuz tutku... bu muzigin icinde iki gozun goremedigi bir motif, ve hatta o algiya vakif ol(a)mayan kulaklarin bile duy(a)madigi bir melodi var: evrenin melodisi. ve bu muzikte titresim var, ilk varolu$ aninda ba$layan ve kuant kopuklerinin evrenin sonsuz $elalelerinden gurul gurul aktigi yerlere kadar devam edecek olan o titre$im... ve bu muzikte safkan bir aki$ var, sifirdan sonsuzluga, ezelden ebede, siyahtan beyaza ve hiclikten varolu$a dogru vah$ice, ozgurce ilerleyen...
    ______

    aslinda $u kaliyor kelimeleri suzgecten gecirince: bu muzikte sozcuklere dokmenin aslinda cok da mana ifade etmeyecegi bir doku var. belki de hicbir psikoaktif ilacin, rituelin, ibadetin, meditasyon tekniginin ve manevi inisiyasyonun yerini alamayacagi, ula$amayacagi bir doku. ve o dokunun tadini bir kez "gercekten" duyumsayanlar icin, ne gecmi$, ne de gelecek; ne de "an" ayni kalabiliyor.

  • okul yıllarının vazgeçilmez tadıdır. sevmeyenini görmedim. o nasıl bir tatsa artık.
    konya'da cips diyorlardı buna. kokusu ve tadı zihnimde canlandı yeminlen.

    debe notu: ekmek arası patates kızartması bir fakirlik belirtisi değil, öğrencilik belirtisidir. tatlı anıların kahramanıdır.

  • ailece yemek yiyorsunuz... ya da belki de cancişlerinizle... besinler bünyeye girdikçe huzur doluyor alyuvarlar, akyuvarlar... o sırada ortamın umumiyetle hakimi olan şahıs o ölümcül geyiği açıyor: "şu yemeği dışarda yeseydik en az x milyondu"...

    bir başkası onaylıyor: "x milyon mu? ne x milyonu, en az y milyon..."

    ve öldürücü vuruş geliyor - eğer söz konusu geyiğin aktığı mecra ailemizle yediğimiz bir yemek ise bu vuruşu yapan kişi genelde annedir- :

    "bu kadar da temiz olmazdı..."

    yancı onaylaması (hala/dayı/teyze/kardeş/canciş): "kim bilir nasıl yapıyorlar, bilemiyorsun ki kirli mi temiz mi... gözümüzle gördük, elimizle yaptık en güzeli böyle evde yemek..."

  • geçtiğimiz aylarda chadwick boseman'ın acı kaybıyla sarsıldık. sadece mcu kralını ya da hollywood başarılı bir aktörünü kaybetmedi. dünya çok temiz kalpli bir insanı kaybetti. boseman'ın kaybından sonra mcu'nun black panther ile neler yapabileceği üzerine yazmak halen zor geliyor aslında. bir çok kez elim klavyeye gitti ve geri geldi. ama zorda olsa bi'şeyler yazma zamanı da geldi. bu yazıda marvel studios'un nasıl hareket edebileceği ile ilgili ihtimallerden bahsedeceğiz.

    black panther 2 filmini iptal etmek

    her ne kadar seçeneklerden biri olsa bile en düşük ihtimalin filmi iptal etmek olduğuna inanıyorum. evet film çok büyük gişe yaptı. ama marvel her filmi ile yüksek gişeleri hedefleyen bir stüdyo. başka markalarla zaten bu rakamlara çıkabilirler. black panther 2'yi getirecek olan en önemli faktör ilk filmin yarattığı kültürel hareket.

    filmin vizyona girdiği ve onu takip eden ayları hatırlarsanız black panther'in nasıl ikon haline geldiğini de görürsünüz. üstelik sadece siyahi çevreler için değil her yaş ve ırktan insan için son derece ilham verici bir karaktere dönüştüğünü de hatırlarsınız. erkek ve kız siyahi çocuklar için ise black panther filminin her bir karakteri bu kadar kısa süre içerisinde resmen efsane haline gelmişti.

    işte elinizde böyle ikona dönüşecek bir hikaye varsa onu hitap ettiği bu kitleden ayıramazsınız. black panther ve wakanda kültürü marvel'ın sorumluluğu haline geldi. bunu en doğru şekilde yönetmeleri gerekiyor. şu noktada böyle bir şeyi iptal etmek, sorumluluk göstermeleri gereken kitleden gerçek bir kahramanı ayırmak anlamına gelir. bunu yapmayacaklardır.

    filmin gösterim tarihi 6 mayıs 2022 olarak açıklanmıştı. belki bir sene ileri atılabilir ve yeni yol haritası çizilir ama film gelecektir.

    yeni oyuncu cast etmek

    hollywood'da genelde bu tip durumlar olduğu zaman karakterin emekli edildiğine şahit oluyoruz. tabii ki dumbledore gibi örnekler de var. ama böyle bir kayıp olduğu zaman bir sonraki reboot'a kadar genelde karaktere de veda ediyoruz. şu anki durumda beni en fazla meşgul eden düşünce yeni birinin cast edilip, edilemeyeceği.

    karakterin ikonlaştığından bahsetmiştik. burada ikonlaşan sadece black panther değil onun içerisindeki t'challa'da maskesi kadar ikona dönüştü. captain america: civil war ile başlayan karakter gelişimi, diğer karakterlerle ilişkisi, bir kahraman ve kral olarak duruşu, süper kahraman olmasının yanında bir karakter olarak da t'challa'nın gelişimiydi. ihtimalleri masaya yatırdığımız zaman önümüzdeki filmlerde karşılaşabileceği zorluklar black panther'den ziyade t'challa'nın yüzleşmesi gereken mücadeleler. olası bir atlantis ve namor savaşı, ılluminati'nin kurulması, fantastic four'un evrene girişi, storm'un ortaya çıkışı, secret wars hikayesi direktman t'challa'nın vermesi gereken savaş ve dostluk ilişkileri. bunlar başka karakter üzerinden de verilir. lakin t'challa kadar vurucu olmayacaktır.

    recast işi bu durumlarda çok bıçak sırtı bir olay olduğu için marvel studios'un vereceği her türlü karar saygı ile karşılanacak gibi duruyor.

    shuri'nin black panther olması

    bu en fazla dillendirilen ve gerçekleşmesi en yüksek ihtimal olan seçenek. daha önce benzeri bir durumla çizgi romanlarda da karşılaşmıştık. şahsen shuri'nin black panther olması ile ilgili hiçbir sorunum yok. tamam der ve hikayemize bakabiliriz. ama bazı soru işaretlerimiz de var.

    captain america: civil war ve black panther filmi t'challa için origin görevi gördü. bu iki film boyunca biz karakterin black panther'e dönüşmesi ve olgunlaşmasını izledik. üstelik bu gelişim solo filminde de devam etti. kostümü giyse bile ilk filmin sonunda gerçek anlamda black panther'e dönüştü. bu kadar kısa süre içerisinde bir kez daha bu sefer yeni bir karakter üzerinden black panther origini izlemek seyir zevkini tek düze hale getirebilir.

    ikinci olarak t'challa ve shuri karakterizasyon olarak biraz farklılar. mcu'da esprili karakterler görmeye alışkınız. ama t'challa ve stephen strange gibi ciddi karakterler bunu dengeliyordu. shuri bu denklemi tekrar bozabilecek bir karakter. ilk filmde bir çok yerde çok önemli rol oynasa da comic relief özelliklerini de bolca görmüştük. karakterizasyonu fazla değişmeden bu karakteri black panther olarak görürsek t'challa'nın ciddiyetini karakterde arayabileceğimizi düşünüyorum.

    killmonger'ın black panther olması

    içten içe en çok istediğim seçenek bu. killmonger mcu içerisinde gördüğümüz en başarılı villain'lardan biriydi. hikaye arc'ı son derece başarılı yazılmıştı. michael b. jordan ise çok güzel bir şekilde hayat vermişti. karakter empati kurulabilecek, acıları olan üç boyutlu bir karakterdi. olası bir kefaret hikayesi hem karakteri çok başarılı bir şekilde geliştirebilir hem de mcu'da daha önce görmediğimiz bir hikaye anlatım biçimine kapı açabilir. killmonger gibi bir villain'ın kahramanlık yolculuğunu izlemeyi, zaten son derece iyi kalpli biri olan shuri'nin kahramanlık yolculuğuna tercih ederim.

    yönetmen ryan coogler ve michel b. jordan'ın ilişkisi de bence önemli. coogler şu ana kadar bütün filmlerinde jordan ile çalıştı. ikili yakın arkadaş ve chadwick boseman daha önce cast edilmeseydi coogler eminim jordan'ın t'challa olmasını çok isterdi. coogler için jordan ile tekrar çalışmak ve ona bir karakter yazmak daha ilgi çekici olabilir.

    şu an için elimizdeki seçeneklerin bunlar olduğunu düşünüyorum. recast, shuri, killmonger bunların hepsi gerçekleşebilir. önemli olan marvel studios'un nasıl devam etmek istediği. yaratıcı anlamda bütün seçeneklerden başarılı işler çıkabilir.

  • bu sabah bir arabaya çarptım, markası 93 model doğan slxti. kimsecikler yoktu sabahın köründe kaçabilirdim, ama yapamadım. garibanın tekidir zoraki almıştır vs vs. işe de geç kalıyordum, sokayım işine. neyse aracın sahibini aradım, sordum. bizim mahalledeki şantiyedeki bir inşaat işçisininmiş. adam da 2 aydır maaşını alamıyormuş. ben de nasıl çarptıysam artık; arabasının sol çamurlukla, sol tekerin aksını kırmışım. 8 çizerek gidiyordu tekerlek. neyse tutanak tuttuk, fotoğrafları çektik vs vs. sigortayı aradım, yapacaklarımızı söyledi. adama da 100 lira uzattım sanayide ustaya verir, ya da bir yemek yer diye. almıyordu, zorla soktum cebine. üç kuruş için kimsenin hakkını yemeye gelmez. içim rahat şu an, mis gibi...

    edit:imla.