hesabın var mı? giriş yap

  • entry: devlete dava açmak üzereyim yardım edin

    entry: aranızda avukat var mı bilmiyorum, inşallah vardır ve bana yardım eder.

    beyler nüfus cüzdanımda kangurubu diye bi ifade yer alıyor, ben kanguru değilim!

    bi kaç avukata mail attım cevap bekliyorum..

  • demiş ki, normalde bu parayı ensar'a vermek istiyoruz. ama öyle yaparsak direkt cebimizden çıkıyor.

    "halihazırda harcamış olduğumuz parayı vermiş olsak, devletin kasasına gireceğine, ensara gitsin. o zaman kızılay'a yollayayım, oradan ensar'a yollarım. "

    sonuç: devlet ensar'ı 7-8 milyon fonlamış oldu. normalde vergi denetçileri bu adamları asmalı.

  • 1953 yılında, stanley miller ve harold urey adlı bir bilim insanlarının, canlılığın ortaya çıkışıyla ilgili görüşleri aydınlatmak için gerçekleştirdikleri deneydir. deney, ismini bu iki bilim insanının adından alır.

    abiyogenez teorisi'ne göre canlılar, cansız varlıklardan üremiştir, hatta türemiştir. yani bu teori, "bir yaratıcıya ihtiyaç duyulmadığını" anlatmak istemektedir. işte söz konusu bu deney, bir bakıma abiyogenez teorisi'nin geçerliliğini sınamak için gerçekleştirilmiştir.

    deneyin yapılışı: kısa ve net anlatmak gerekirse deney su (h2o), metan (ch4), amonyak (nh3), hidrojen (h2) ve karbon monoksit (co) ile yapılmıştır. düşünceye göre, böylesi bir karışıma yıldırım, şimşek gibi doğal etmenler etkilerse; canlılığı oluşturan aminoasitler oluşacaktır. şimşek, yıldırım gibi kıvılcımları temsil etmek için deneyde elektrotlar kullanılmıştır.

    deney sonucu : yukarıda belirtilen karışıma elektrotlar yardımıyla kıvılcımlar uygulandığında, yaşamın temel taşı olan aminoasitler kendiliğinden oluşmuştur. aminoasit demek protein demektir, protein demekte canlı demektir. yani deney sonucuna göre canlılık doğa olayları sonucunda kendiliğinden oluşmuştur.

    deneye yapılan itirazlar: böylesi bir deneyin yapıldığını duyan "dinciler" (dikkat, özellikle dinciler) durur mu, yapıştırmışlar hemen cevabı; "ilk insanın nasıl yaratıldığı kutsal kitaplarda yazıyorken, böylesi bir deney de nereden çıktı ey mümin kardeşler?" yok, yok; şaka yaptım. ilk defa mantıklı bir itirazda bulunurlar. şöyle ki:

    birtakım bilim insanlarına göre, ilkel atmosferde metan ve amonyak yerine; azot ve karbondioksit bulunmaktadır. hal böyle olunca, söz konusu bu deneye göre aminoasitler oluşamayacaktır. hatta deneyi gerçekleştiren bilim insanlarının da bunu kabul ettiklerini iddia ederler.

    ayrıca aminoasitler oluşsa bile, ilkel atmosferde oluşacak aminoasitleri parçalayıp onları yok edecek oksijen miktarı oldukça fazlaydı. yani yine aminoasit oluşamayacaktı.

    deneyi destekleyen durumlar: birtakım bilim insanları derki; " ilkel atmosfer karışımını kesin olarak bilmesekte, bu deneyde kullanılan atmosfer karışımı, gerçeğe en yakın karışımdır ve deney geçerliliğini korumaktadır."

    bazı bilim insanları şunu der: "söz konusu oksijen miktarı fazla değildir ilk zamanlar. çünkü bundan yaklaşık 5 milyar yıl önce demir yatakları bulunmuştur. işte atmosferdeki oksijen, demir ile etkileşime gireceğinden, atmosferde sanıldığı kadar oksijen yoktur."

    her iki kesim kendilerince kanıtlarını, görüşlerini ortaya koyarlar kısacası.

    sonuç: bilindiği gibi dincilerin en büyük kanıtları kutsal kitapları. orada yazılanlar kesin ve nettir. değişmemiştir, ya da insanlar tarafından zamanla çarpıtılmamıştır. ayetler nedense hep birilerinin çıkarları adına farklı farklı yorumlanmıştır. canlılığın oluşumu dincilere göre kesin ve nettir.

    ancak bir gün bilim insanları canlılığın nasıl oluştuğuna dair bir deney gerçekleştirse, dinin emrettiği gibi araştırıp sorgularsa, bu durum hemen tepkiyle karşılaşır. en azından bazı bilim insanları, körü körüne inanmak yerine araştırmak istemiş, kendilerince bir sonuç, bir delil aramak istemişlerdir. nitekim söz konusu bu deney de birtakım din tacirlerini rahatsız etmiş olacak ki, onlar dahi araştırma gereği duymuşlardır, bu deneye itiraz edebilmek için.

    ancak şöyle de korkunç bir durum vardır, yakın zamanlarda bu deneye benzer deneyler yapılmış ve aminoasitlerin kendiliğinden oluşabildiği anlaşılmıştır. yani deneyler olumlu sonuç vermiştir. "zaten yaşamın dünyaya başka gezegenlerden, yıldızlardan geldiği tezi" git gide kuvvetlenmiştir.

    bilmem söylemiş miydim; "bilim bilmek ister, din ise inanmak."

  • skor odaklı bir taraftar olmadığımı ön bilgi olarak sunarak; biri fener derbisi olmak üzere son 5 maçının 4'ünü kazanmış, son 4 senenin en iyi 8 haftalık açılışını yapmış, sezon başında teknik direktör, sezon içinde yönetim değiştirmiş bir takım olmasına rağmen maç fazlasıyla da olsa an itibari ile zirvede... aynı durumda fenerbahçe olsaydı, an itibariyle tüm gazeteler:

    - ismail kartal'ın anka kuşu gibi küllerinden doğuşunu,
    - emenike'nin afrika'daki fakir günlerini,
    - sow'un müslümanlığını,
    - aziz yıldırım'ın ileri görüşlülüğünü,
    - emre b.'nin nasıl bir lider olduğunu,
    - meireles'in nasıl şarkı söylediğini,
    - fenerbahçe'nin şampiyonlar ligindeki tek temsilcimiz olduğunu,
    - volkan demirel'in ( lan bunun yine ayılığından bahsederler, ayı her zaman ayıdır ) yazıyor olurdu.

    aynı basın cimbom için neler konuşuyor?

    * sabri'nin yönetim tarafından affedilmesi,
    * kadronun yönetim tarafından kurulması,
    * sneijder'ın ilk 11'den kesilmesi,
    * sneijder'ın kaprisleri,
    * sneijder'ın karısı,
    * prandelli'nin vizyonsuzluğu,
    * prandelli'nin disiplini elinde tutumaması,
    * prandelli'nin bugün yarın kovulacağı,
    * yeni yönetimin, emanetçi olduğu,
    * bu futbolla almanya'da kaç yiyeceğimizi

    bunlar konuşuluyor. bizim mal taraftar da bunları her zaman ki gibi yiyor.

  • alfred crosby tarafından isimlendirilmiş (bkz: the columbian exchange); eski dünya ile yeni dünya (amerika) arasında gerçekleşen kültür, mal ve gen değiş tokuşudur. aslında sadece domates, patates, mısır gibi sebze ve meyvelerden ibaret değildir söz konusu değişim. binlerce yıllık bir birikimin iki kıta arasında paylaşılması olayıdır aslında. ve de en önemlisi, yaşadıkları binlerce yıl boyunca tecrübe etmedikleri çiçek, grip gibi hastalıklar içinde evrimleşmedikleri için yerli amerikan halkının sonunu getirmiş değişimdir aynı zamanda columb değişimi. bir kıta dolusu insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. öyle ki 80 bin kişilik inka ordusunu francisco pizarro’nun sadece 168 askerle yok etmesinin sebebi kesinlikle ispanyolların sahip oldukları teknoloji değil, beraberlerinde getirdikleri hastalıklardır. (bkz: cajamarca savaşı)

  • evet hakan'ın tuhaf hareketleri olmasına rağmen gerek liderlik vasfı,gerek kibarlığı,efendiliği,adadaki birçok hırboya nazaran anlamlı ve düzgün cümleler kurabilmesi,uyumlu bir insan olması türk halkına fazla diye düşünürken hasan olayının bir benzeri yaşanarak hakan 2. sıraya kadar yükselmiştir,bence tebrikler.

  • takımla maç yapma kısmına takıldım bu ödüllerde.
    türkiye'de yenilmedik oluşum kalsın istemiyorlar herhalde.

    edit büdüt: şimdi editlemek istemezdim ama takımla deplasman gezisi de sıkıntılı. düşünsenize uçakla gittiğiniz yerden takımın yediği gol sayısına göre otobüs, minibüs, zeplin bilimum araçlara dönüyorsunuz. artık fark fazla olursa otobüsü çekin diye önüne mi sürerler köle gibi bilemedim. futbolcuların gerçek hayattaki zekası oyun zekası gibiyse orada unutulmanız da ciddi bir olasılık. olmadı 11 kişi + siz para toplayıp özel araç falan tutulur, adamlar zengin.

    bu arada ben de fenerbahçe'liyim ama en son chelsea maçına gittim, zirvede bıraktım.*