hesabın var mı? giriş yap

  • bir de o başlıkta orda oturan dayılara laf edenler vardı!! bu zamanda kimse kimseye yardım etmez bunlar yüzünden. biliyordum böyle olacağını.

  • patronu acun’un tertip ettiği engizisyon mahkemesi yargıçlarından biri! bütün kibir ve ahmaklığıyla gariban bir çocuğu binlerce insanın önünde küçük düşürme pahasına, bu pespaye tiyatroyu oynamakta beis görmemiştir.

    edit: tekrar edeyim: bir suçu varsa rahatsız olan şikayetçi olur. o da yasalar önünde kendini savunur, cezasını çeker! size mi düşüyor yargılamak! sizi ne ilgilendiriyor bir insanın yemek yapma becerisi dışındaki görüşleri, hayat tarzı, ideolojisi. siz kimsiniz arkadaş! yarın acun çıkın takla atın dese, takla mı atacaksınız reyting için! bu kadar mı aç ve çaresizsiniz! çoluk çocuğunuz var! ayıptır günahtır.

  • istiklal caddesinde vakkoramanın yanında bulunan müzik markette çalışan arkadaşa gidip kendi isim ve soyadınızı söyleyin ve "acaba albümü çıktı mı bu kişinin..?" diyin..ama sakın gülmeyin..kasetçi abinin size vericeği cevap süper olucaktır..
    mesela bir örnek ;
    arkadaşın adı reha can idi girdik çıktı mı dedik
    abi- çıkmadı ama çok satıyoruz..
    (bkz: nası yaa)

  • psikanalize göre cezalandırılma, dönemsel olarak üzerimize binen, altından kalkabileceğimiz fakat yine de kaygılandığımız bir konudaki cezalandırılma korkusu ile özdeşleştirilir.

    çocukluk ve ergenlikte okul ve sınav kavramları bir tür otorite, buna bağlı aile cezalandırması ile bilinçaltında eşleştirilir.

    yetişkinlikte bu tür otorite kalmadığından artık çok muhtemel ki profesyonel yaşamda işleri yetiştirme, terfi öncesi değerlendirme vb dönemsel kaygıların oluştuğu sırada bu tip rüyalar ortaya çıkıyor.

    freud ve arkadaşları bu rüyaların sadece o "sınav ya da testi" geçen (ilgili konuda başarılı olan) kişiler tarafından görüldüğünü, yani rüyada görülen sınavı/okulu geçemeyenlerin bu rüyayı görmediğini ortaya koymuş.

    rüya sırasında "e ben zaten öss'yi kazandım, ben zaten bu sınavı geçtim" dediğimizde de, aslında bizim önümüzde kaygı yaratan sorumluluğu başarabileceğimizi kendimize telkin ediyoruz.

    işte bunlar hep freud.

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.

  • kafa kesen, insan derisi yüzen, eroinle bir nesli zombiye dönüştüren katillere karşı girişilen operasyondur ancak ne kadar başarılı olur tartışılır.

    adamlar şehir sahibi olmuş, kitleleri maaşa bağlamış, devlet gibi örgütlenmiş yani.

    bu zamana kadar bunun gibilere karşı ordu tankla, topla önüne gelen kim varsa devirip neden harekete geçmedi dersiniz ?

    para konuşur da ondan. herkese para yedirince durum böyle laçkalaşıyor.

    paran varsa siyasetçi de satın alırsın, silahlı güç de, bu kadar basit ve bu kadar aşağılık bir durum.