ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocukluk dönemi korkuları
-
gece olup artık televizyon kapatılınca o televizyonlu odada yatan bi çocuk olarak kapalı televizyondan çıkan çat-çut seslerini televizyonun arkasında yaşayan sarı küt saçlı uyuz bi çocuğun* televizyonu kurcalayarak çıkardığına inanmak.
gaziantep'te iki erkeğin öpüşmesi
-
ben kız arkadaşımla böyle öpüşmedim denilerek yorumlanmış olay. öpüşseydin amk tutan mı vardı seni?
jamon gordon'un carlos arroyo'dan yediği fake
-
gereksiz abartılan fake. kenardan koç çağırıyor amk görmüyor musunuz?
atari salonunda jeton sahtekarlığı yapan nesil
-
flaşbakınla bi 15 yıl öncesine dönelim. sene 1997 civarı. her mahallede kesif bok kokulu atari salonları ve içinde cıvıl cıvıl bir nesil. gözleri dönmüş bir şekilde adukent, apargat çekenler, mustafa'yla kadillağa binip kendini miami'de sananlar, mortal kombat, tekken önünde bekleşen zayıf, çelimsiz bir elde ekmek arası domates peynir bebeler... işte bu nesil.
bizim buralarda ne hikmetse atari salonlarındaki aletlerin jeton giriş yeri köşeli değildi. bildiğin düz, yuvarlak bir delik anlayacağın. adam jetona 100 kuruş istiyor o zamanlar. lan it, 100 kuruşu bulsam gidip max, panda stix neyim alıp yerim, içinden beleş çıkar bir daha yerim. para mı basıyoruz biz? hah tam bu soruya müteakip benim jeton düştü. köşeli değildi tabi. ablamın para koleksiyonu kutusu richie richin gözlerindeki dolarlar gibi parladı bende. içinde yıllarca biriktirilmiş madeni para koleksiyonunu çekmeceden bulmamla birlikte soluğu atari salonunda alıp hunharca katletmem, ablamda yıllardır "bu benim koleksiyonlarım nerde gören var mı?" sorusuna dönüşmüştü tabi. ama günler haftaları haftalar ayları kovaladıktan sonra iktisadın en mühim konusu kıt kaynaklara yenik düşmüş, sadece domates peynirli ekmeğimle "bi el versene bak ben geçerim senin için" gibi dravdan laflar etmeye başlamıştım.
11 yaşlarındaki bu veletler için çareler bitmezdi yine de. bisikletlerin fren telini delikten sokup çıkarmak suretiyle sınırsız hak elde edebileceklerini anlamaları çok da zor olmamıştı. matematikte ilk defa x görüp saatlerce bu x ne lan diyen bu gençler bisiklet teliyle saatlerce atari oynuyordu.
taa ki baba atari salonunun kapısında eller cepte dikilip, o dayaktan beter bakışlarıyla seni süzene kadar... kafa yere çevrilir ve salya sümük eve gidilirdi. hakkını helal et amca. her akşam o kasayı açtığında gördüğün suudi dinarları, avusturya şilinleri için beni affet.
zorunlu edit: bazı arkadaşlar suudi dinarı olmaz demiş. arkadaş 12 yaşındaydım aklımda öyle kalmış. 15 yıldır ne suudi arabistan parası gördüm ne gazetelerin ekonomi sayfasını açıp suudi parasını merak ettim. sikimde de değil zaten :) . dinara sokim mustapha'ya bişey olmasın.
şeyma subaşı
azerbaycan'ın 10 kasım gününü zafer bayramı ilanı
-
bizim yas günümüzde bayram ilan etmek de ne bileyim.
flört dönemi angaryaları
-
karsi tarafin kisisel ilgi alanlarini fazlasiyla benimseyip, "bak ne cok ortak yonumuz var" mesaji vermek var bir de. en baba angarya bu bence. hayatinda bir kere sergi gezmemis insan, ekpresyonizm sevdalisi oldugunu soyluyor. oburu gidiyor jazz'a merak sardim son zamanlarda diyor, evine gidip baksan kuschel rock 11'e rastlarsin en fazla. hepsi bildigin angarya ama karsi tarafi etkileyeceksin ya aklin sira...
tiyatroya gittim ben de mesela bir kere. keske kizi etkilemek icin oyun hakkinda mal mal yorum yapacagima, ya ben bir bok anlamiyorum tiyatrodan ama seni gorunce kalbim yerinden cikacak gibi oluyor deseydim. belki baska bir herifin kollarina gitmezdi o zaman. hayir,simdi tiyatrodan nefret etmezdim lan en azindan.
taksiciler battı mutlu musunuz
-
evet mutluyum.
nezaket ve vicdanın minimum olduğu her iş umarım batar.
ekip otosunun camını kafasıyla kıran adam
-
-allaam kimse yazmadan yetişebilmişim ne güzel-
ağır başlıdır.
oh.
mezun olur olmaz 3500 tl maaş isteyen mühendis
-
zamanın ötesine gidecek biliyorum lakin, hayatı boyunca 3500 lira maaş göremeyecekler tarafından kıskanılmış mühendistir. vizyonsuz adamlar gelmiş burda başkasının alacağı maaşı konuşuyorlar. bir de 10 senedir piyasadayım öyle maaş yok diyen var. kusura bakma da piyasanın dibindesin arkadaşım sen.
2008 senesinde mezun oldum; çevremde en 20 az kişinin işe giriş maaşlarını biliyorum 2500-3000 net aralığında hepimizinki. 5 sene öncenin maaşları bunlar. enflasyon oranında zam yap buna sonra kendin hesapla yeni mezun 3500 alır mı almaz mı. evet her mühendis almaz bu parayı ama, ütopya bir rakam da değil kesinlikle
thy hostesleri 4000 haketmiyor 1500 liralık iş yapıyor diyen vizyonsuzla aynı vizyonsuzluktasın kardeşim. nasıl bir psikolojiyle yazıyorsunuz bunları anlamıyorum ki. şurda yazdıklarınızla tek yaptığınız patronların ekmeğine yağ sürmek.
ayrıca sözlük kızlarına falan da selam etmiyorum dağılın ve seri eksileyin
joachim löw
-
hayat çok garip amk. bundan 12 sene evvel adamı futboldan anlamıyor diye 6 haftada adanaspor'dan kovmuştuk şimdi dünya kupası sahibi. çocuklarına anlatıp taşak geçer herhalde.
çocukla sucuğu karıştıran adamın dramı
-
içine keklik eti mi karışmış nerden bilecen? dedi ya.. işte ben o an, hayatı sorguladım. ben olsam köpek eti mi, kedi eti mi nerden bilecem diye düşünürdüm. ama bak amcaya ne kadar iyimser, milletin arayıp bulamadığı keklik etini ne idüğü belirsiz sucuğun içinde bile düşündü. bundan kelli, daha iyimser bakacağım hayata. teşekkürler amca, teşekkürler sucuklar!!
edit:anlatım bozukluğu
yazarların 15 temmuz gecesi yaşadıkları
-
ilkokul 3. sınıfta okuyan yeğenimin bugün bana yönelttiği soru.
diyalog aynen şöyle;
- dayı, öğretmen ödev verdi. sana soru sorabilir miyim?
+ tamam sor bakalım.
- 15 temmuz gecesi neredeydin?
+ bu nasıl soru lan? bunu mu merak ettin?
- hayır. öğretmen istedi.
+ öğretmen sizden 15 temmuz gecesi nerede olduğumuzu mu öğrenmenizi istedi?
- evet ama zaten kitapta yazıyor. o soruları cevaplamamızı istedi.
görsel
görsel
bence milli eğitim bakanlığı, tarih dersini müfredattan kaldırsın. "15 temmuz" adında bir ders koysun. ya da türkiye tarihini 15 temmuz'dan başlatıp anlatsınlar.
edit: lazor'un dikkati sayesinde kitap kapağındaki okulun adının da 15 temmuz şehitleri ilkokulu olduğunu öğrendim.