ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
georgia o'keeffe
-
kadın vücuduna ifade katan abstract bir dil bulmuştur sanki; biraz kişisel hissiyatlarla, biraz da goddess cultlara olan inancıyla kadın vücudunu doğa manzarasıyla* özdeşleştirip, patriyarkinin bunları nasıl kullandığını resimlerinde ifade eden kadın ressam. ikinci dalga feminizmin* şiddetle karşı çıktığı, kadını doğayla, erkeği de kültürle özdeşleştiren ekofeminizm resimlerde rahatlıkla görülebilir. ayrıca fotoğrafçılığı bir sanat dalı olarak kabul ettiren alfred stieglitz'le olan beraberliği esnasında çocuk sahibi olmayı çok istemiş ve fakat stieglitz'in tersi görüşü yüzünden bu isteğine bir türlü kavuşamamıştır. söylenti ise odur ki, o'keeffe işte tam da bu yüzden kayıp olarak tanımladığı dişiliğini kadın vücudu ve özellikle de pelvis resimleriyle ifade etmeye çalışmıştır.
ahu yağtu'ya aylık 186 bin tl nafaka kararı
-
her zaman söylüyorum bu istenmeyen zoraki evlilik ve çocuk cem yılmaz'ın tüm komikliğinin ve üretkenliğinin dibe vurmasının başladığı noktadır.
drunken master
-
jackie chan'in geniş kitlelerce fark edilmesini sağlayan ilk önemli işlerinden olan film, 110 dakikalık süresinin yaklaşık 80 dakikasına dövüş sahneleri sığdıran eşsiz bir yapım.
aslında film bir çeşit kung-fu dersi niteliği taşıyor. çok değişik ve herhangi bir şekilde karşımıza çıkması zor olan bir takım ilginç terimler ve akımları öğretiyor film bize.
film bunca dövüş sahnesinin arasına çok keskin komedi sahneleri de koymayı ihmal etmemiş. chan'in o zamanlardan bir aksiyon yıldızının yanında komedi oyuncusu da olacağının sinyalin vermiş.
7,5/10
halinize şükredin avrupa bildiğiniz avrupa değil
-
doğru diyor. avrupa bildiğiniz avrupa değil. siz ne hayal ediyorsanız 10 katı daha güzelini hayal edin. öyle bir avrupa
motora çarpıp kaçan kadın ve meriç
-
motorcu arkadas o kufurleri eden diger surucu bozuntulari hakkinda tek tek sikayetci olmazsa, kamera kayitlarini da savciliga sunarak hepsinin burnundan o kufurleri ve hakaretleri fitil fitil getirmezse hakkimi helal etmiyorum.
o surucu kadinin da burnundan getirilmesi lazim.
30 yaşından sonra yurt dışına taşınmak
-
38 de abd'ye gelerek yaptığım ve üzerinden 2 buçuk sene geçen eylem.
evliyim, çocuğum yok, eşimle aynı şirkette çalışıyoruz. böyle söyleyince insanlar zor bir şey yaptığımı düşünüyor. ama gerçekte zorluklarıyla, kolaylıklarını teraziye koyduğumda, kolaylıkları çok daha ağır basıyor. ilk olarak türkiye'de iken yerleşmiş olan “ne yaparsam yapayım olmayacak” düşüncesi çoktan geçti gitti. artık çok rahat şekilde “neler yapabileceğimi” planlayabiliyorum. hatta bana en acı gelen şey “keşke daha önce gelebilmiş olsaydım” düşüncesinin ara ara aklıma gelmesi.
amerika özelinde, bu eylemi kimlere tavsiye etmem dersek, aile bağları çok kuvvetli, gelenksel kişilere tavsiye etmem. filmlerle, müziklerle, kitaplarla amerikan kültürüne maruz kalmamış, sinemada sadece türk filmleri izleyen kitleye de tavsiye etmem. bunu sınıflandırma yapmak için, aşağı göstermek için demiyorum, bulunduğum yerdeki arkadaşlarımın yaşadığı zorluklara bizzat şahit olduğum için diyorum. sorumululuktan kaçan, tembel ve hayat görüşü kazandığı parayı yemek olan kişilere de tavsiye etmem.
bunların dışında, dil bilmiyorum, orada ne yapacağım, yeni hayat kurmak çok zor vb… bahaneler gerçek anlamda birer bahane. kendinize koyduğunuz engeller. dil öğrenebilirsiniz. yeni hayat kurmak, bozuk olana devam etmekten çok daha kolay ve bence insan psikolojisine iyi gelen bir şey. hepimiz doğamız gereği kendimize hedefler koyarız. türkiye'de 37 yıl yaşadım. en son lisedeyken kurduğum hayallere inancım vardı. büyüyünce dünya kirlenmeye başladı. küçülttüğüm hedeflere bile ulaşmam imkansız hale geldi. burada ise her şey mümkün ve yaşın bir önemi yok. benden daha yaşlı olup, daha geride olan insanlarla karşılaşınca ve onların umutsuz olmadıklarını, boşa mücadele etmediklerini bilmek bile insanı motive ediyor.
yukarıda bahsettiğim domestik kişiler de, bırakın başka ülkeyi mahallenin dışına çıktıklarında bile afallıyorlar, çünkü tüm dünyayı kendi küçük dünyaları zannedip, gittikleri yerdeki insanlardan da aynı şeyi görmeyi umuyorlar. sonra olmuyor tabii ki.
fırsat bulabiliyorsanız demeyimleyin derim ben.
serkan inci
-
7 şubat khk'si ile görevden uzaklaştırılan türkiye'ye klinik nöropsikolojiyi getiren prof. öget öktem'in cv sini inceleyip çöp olduğuna karar veren primat.
kendi ne yaptı derseniz zeykurun fikri olan bir sözlüğe çöküp 1 sene içinde ortaokullu mekanına çevirdi.
ülkenin en büyük sorunu bu, herkes her şeyi biliyor. herkes büyük resmi görüyor.
yılmaz özdil tarzı yazı yazma rehberi
-
son yazısını referans alarak yılmaz özdil yazılarına bir örnek vermek istiyorum. kendisi de eğer ekşi sözlük okuyorsa bu yazıyı çekinmeden copy paste marifetiyle kopyalayabilir. hiçbir telif hakkı istemiyorum kendisinden. lakin yazı çok uzun. bir yazı dizisi şeklinde yayımlaması gerekebilir.
1895 peder zickler doğdu.
1896
1897
1898
1899
1900
1901
1902
1903
1904
1905
1906
1907 fenerbahçe kuruldu.
1908
1909
1910
1911
1912
1913
1914
1915
1916
1917
1918
1919
1920
1921
1922
1923
1924
1924 ay iki kere yazdım yanlışlıkla.
1925
1926
1297 hiheheh karıştırdım tuşlara basarkene.
1927 doğrusu bu.
1928
1929
1930
1931
1932
1933
1934
1935
1936
1937
1938
1939
1940
1941
1942
1943
1944
1945
1946
1947
1948
1949
1950
1951
1952
1953
19554 oha.
1954
1955
1956
1957
1453 istanbul fethedildi.
1958
1959
1960 obaaaaaa darbeeeeee.
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971 obaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa darbe ikiiiiiiiiiii.
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980 ooooooooooooooooooooooo darbeeeeeeeeeeeeeeeeee. gerçi buna niye sevindim bilmiyorum.
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993 turgut özal öldü.
1994
1995
1996
1997 hobaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.
1998
1999
2000
2001
2002 hasssssssssss...........
2003
2004
2005
2006 peder zickler ekşi sözlük'ün altını üstüne getirdi.
2007-1 hasssssssssss..................
2007-2 ehehehehehehehehehehehehehehehehehehe merhabaaaaa.
2008 öyleyken böyle.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
yüzümü yıkarken banyoda elektirikler kesildi. elim ve yüzüm köpükler içinde gözümü açamıyorum el yordamıyla kapıyı bulmaya çalışırken sırtıma bir şey üç kez ard arda vurdu, arkamı dönüp bakmamı isteyen bana söyleyecekleri olan bi elin anlatmak istediği tonda.. banyodan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. olayı hiç bi şeklide kendime izah edemiyordum. saatler sonra banyoya girdiğimde uzun saplı banyoda suyu almak için kullanılan viledamsı şeye bastığımı onun sapının da rtimik bi şeklide sırtıma vurduğunu anladım. doğaüstü sayarsınız de mi, tek anım bu, hadi hadi 4.5 tan doğaüstü..
avlanan 10 erkekten 9'unun tırt çıkması
-
dandik yem kullanmaktan kaynaklaniyordur. iyi yem iyi av.
kaybolunca rahatlanan şeyler
-
(bkz: recep tayyip erdoğan)
en son bayramda bir kaç gün ortadan kaybolmuştu. ne kadar huzurluydum anlatamam...
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
10 yıl kadar önce; o zaman 80 yaşında annem. bastonuyla yürüyor her sabah. cübbeli genç bir kopil anneme yaklaşıyor.
-namazınızı kıldınız mı?
- (anneciğim gözleri görmüyor net, mahallenin hocası sanıyor) kıldım efendim.
(mütedeyyindir anacım, her sabah kılar-dı)
-neden başınızı örtmüyorsunuz?
- (annemde şafak atıyor tabii) bana bak!!!@!@!@!
baş örtmek ne zaman moda oldu? !?
bastonuyla da kovalıyor adamı...
sonradan öğreniyor o namazı soranın da genç bir delikanlı olduğunu, cübbe içinde adam sanıyor kendini gerzek...
hiçbir yeteneği olmamasına rağmen ünlü kişiler
-
başlık içinde hülya avşar ismini aratınca çıkan 10 sonuca şaşırmamak elde değil. yarın öbür gün biri daha aratır kesin. dur birkaç defa daha yazayım. hülya avşar bence de, bir de hülya avşar var yine. o kadar çoklar ki, saymakla bitmez.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
biraz daha iyiyim şimdi evet.