ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gheorghe hagi
-
"sağ ayağına kitap yazılır, son satırına solaktı diye eklenir" yorumu yapılan 18 yıl önce bugün galatasaray'a gelmiş bir efsanedir.
aynı şehirde doğmuşların egemen olduğu sektörler
-
hatay - casino
rize - inşaat
sivas - taksi
bolu - restaurant
malatya - kuruyemişçi
diyarbakır - torbacılık
albuquerque - metanfetamin
internete ilk defa bağlanıldığında girilen site
-
ilk defa internet'e baglandigimda daha web diye bir sey yoktu, sadece email, ftp falan vardi. ama web ciktiktan sonra agustos 1995'te girdigim ilk site playboy.com'du. o sirada yanimda olan bilgi islem calisanlarindan biri "bayan arkadaslarimiz bunu hos karsilamayabilir" deyip nazik bir dille uyarmisti beni.
sevmek
-
tam karşımda oturuyor şu an.
aramızda bir haftadır evin orta sahasını parselleyen bilmem kaç bin parçalık bir yapboz var. "la palette bistro" diye küçük bir lokanta manzaralı. bitiremedik. her gün usul usul ekledi parçaları, sabırla. küçük karton parçalarını sanki sever gibi birbirine ekledi. ama bitiremedik. yapbozun kalan son parçası eksik çıktı. üzüntüden öyle bıraktı olduğu yerde, toplamadı. "sevmek", salonun orta yerinde terk edilmiş boş bir "dükkan"ın arkasında duruyor şu an.
elinde bir kitap var, "marifetler". onu okuyor. kitap okumasına o kadar alışığım ki. insanlar sevdiğine çiçek alır, ben yeni kitap kokusu hediye ediyorum ona. öyle bir gülüyor seviniyor ki. şu an elindeki kitabı okurken mesela, hayata dair bütün soru işaretleri siliniyor aklımdan. ona bakıyorum: huzurlu. sadece, geçen trenlerin sesine dönüp bakıyor arada bir, çocuklar gibi.
"koltuğun altında yapbozun o son parçasını bulamayınca dönüp bana baktığın yüz ifadeni özlüyorum."
tam bu cümleyi yazmayı bitirirken kalktı geldi yanıma: "ne yapıyorsun?". iş maillerimi açıp, gereksiz bir şeyler gösterdim. yaptığım işin belki de en güzel yanı bu; meraklısı olmayanın ilgisini dağıtacak sayısız malzemem var. hafif geri çekildi, defansta derinliğin kaybolduğu bu andan faydalanıp "belim ağrıyor" bahanesiyle yönümü değiştirdim, rahat yazabilmek için. sırf sana çaktırmadan, gönül rahatlığı ile şu yazıyı bitirebilmek için:
aramızda sadece bitmemiş bir yapboz kadar mesafe varken bile yine anladım.
seni her an özlüyorum ve seviyorum.
nureddin nebati'nin ağa sofrası fotoğrafı
-
ya menüden geçtim. niye araplar gibi yerde yiyorsunuz kardeşim? ne bu arap özentiliği?
masa var sandalye var insan gibi otursanıza.
mide bulandıran görüntü.
en son haber mustafa kemal tweeti
-
bunların vatan hainliği ile yargılandığı günü görmeden ölürsem gözüm açık gidecek.
9 ytl'lik uçak bileti diyalogları
-
pilot: 10 milyon üstü kimindi?
karşısında sigara yakılınca deliren dayı
-
ne summon etmeye çalıştığını anlayamadığım bir wizard.
otogarlar, ramazanda en rahat sigara içilen yerlerden biriydi. demek ki otogarları da kaybetmişiz artık. paladinler, witch hunterlar, anti-mageler göreve! *
istiklal marşı'nın korkma diye başlaması
-
12 mart 1921'de istiklal marşı kabul edilirken, ülkemizin mevcut durumu nasıldı bilinmeden, marşın ilk kelimesini eleştirmek, ağır cehalettir.
bilecik, yunanistan toprağı olmuştu.
adapazarı, yunanistan toprağı olmuştu.
gaziantep, teslim olup fransız toprağı olmuştu.
ardahan, artvin gürcistan toprağı olmuştu. üstüne, kızıl ordu burayı ele geçirmişti.
maraş, fransız işgaline uğramış ve kurtarılmıştı.
izmir, yunanistan toprağı idi.
yunanistan başkomutanlık karargahı izmir'e taşınmıştı.
bursa, yunanistan toprağı idi.
ingilizlerin çekildiği eskişehir ve afyon'a yunanlılar geldi.
urfa, fransızların toprağı idi çekildiler.
marmaris, italyanların elindeydi.
iznik, uşak, gönen, balıkesir, nizip, kars, ığdır, inegöl, zonguldak, merzifon, konya, manisa ve daha bir sürü yer işgal ediliyor, hatta kimisi ingilizlerden yunanlılara, italyanlardan yunanlılara olacak şekilde el değiştiriyordu.
osmanlı'nın başkenti olan istanbul'dan, osmanlı isen vize ile çıkabiliyordun.
peki, dışımızdan saldıranlar ile bitiyor muydu? içerideki ayaklanmalar da vardı.
ali batı ayaklanması oldu.
birinci bozkır ayaklanması yaşandı.
ikinci bozkır ayaklanması yaşandı.
üçüncü bozkır ayaklanması yaşandı.
şeyh eşref ayaklanması yaşandı.
1.anzavur isyanı çıktı.
2.anzavur isyanı çıktı.
1.düzce ayaklanması çıktı.
konya'da ayaklanma çıktı.
zile ayaklanması çıktı.
milli aşireti ayaklanması çıktı.
çapanoğlu ayaklanması çıktı.
2.düzce ayaklanması çıktı.
2.milli aşireti ayaklanması çıktı.
2.yozgat ayaklanması çıktı.
demirci mehmet efe ve çerkez ethem ayaklanması çıktı.
koçgiri ayaklanması çıktı.
ülkenin her tarafında ya dış ülkelerden gelen işgaller, işgal tehditleri ya da dış ülkelerin organize ettiği iç ayaklanmalar söz konusu iken, bulunduğu köyün, kasabanın, şehrin kendi milletinde mi kalacağı, italyan mı, yunan mı, fransız mı, ermeni mi, sovyet mi, ingiliz mi olacağı tamamen muamma olarak mücadele veren bir millete daha ilk kelimeden moral, motivasyon, destek, inanç verecek bir marş yazmazsanız, sadece şiir yazmış olursunuz.
mükemmel bir başlangıçtır.