ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şafak sezer'in 1.5 senedir işsiz olması
-
şaşırtan bir olay.
demek ki daha fazla yalaması şey pardon çalışması gerekiyormuş.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bende, hizmetçim olsa onunla beraber kahvaltı edip nevresimleri değiştirirken yardım edecek bir tip var. o yüzden allah beni zengin yapmıyor."
babet çorabı giyen erkek
-
desteklediğim erkektir. giysin. mümkünse yavruağzı ve pembe renklerini tercih etsin.
(bkz: rakip azaltma taktikleri)
insana direnme gücü veren sözler
-
(bkz: daha yolumuz var)
hugo almeida
kedi canını senin
-
- ve benim prenses sürreyam, tatlı, munis ve beni de çok seviyor... doğru mu?
- doğru inşallah...
- lan adam gibi cevap versene! doğru mu değil mi?
- doğrudur inşallah ama tam emin değilim. 2 şık vardı, salladım, doğrudur inşallah.
- kedi canını senin!!!
balık al yanına da büyük rakı açarız diyen kadın
-
hep bu kadınları dileyip zeytine kurdele bağlayan kadınlarla evleniyorsunuz.
hayır hayır kezban değilim.
kitap satın alma hastalığı
-
bir bagimlilik cesididir. hastamiz gosteris olsun ya da kutuphanede sik duruyor diye kitaba yatirim yapanlardan bircok noktada farkliliklar gosterir. oncelikle hasta kisi, kitabi sadece satin almaz, okur da. yalniz okuma ve edinme hizlari birbirlerine uyum gostermediginden, aradaki fark, yani okunmamis kitaplarin okunmuslara orani gitgide buyur. bu durumda hastaligin ilk etaplarinda bir hayiflanma sureci yasanir. sikayet edilir zamansizliktan, hicbirseye yetisemiyor olmaktan, daha okunacak aha su kadar kitap bulundugundan. zamanla bu durum kaniksanir, zira okunan ya da gozgezdirilen bir metinde, bir arkadas sohbetinde, ilgi duyulan bir konu, yazar, vs. ile karsilasildiginda hemen soluk kitapcida alinmakta ve evde biriktilmekte olan kitap sayisi gunbegun artmaktadir. bir gun gelir kitaplikta yarisi, dortte biri okunmus, hic okunmamis, ya da soylece bir goz atilmis kitaplar ustunde bir baski olusturmaya baslarlar. o zaman hastamiz bu gidise bir son vermek lazim der ve bagimliligi kontrol altina almaya calisir, fakat genelde cabalari beyhudedir. bir sure bagimlilik kontrol altina alinir, kutuphaneye dadanilir, odunc alinan kitaplarin teslim tarihi gelip catinca soluk en yakin kitabevinde alinir. buradan da anlasilacagi gibi kisinin derdi yalnizca okumak degil, okunan metinlere sahip olmak, yaninda bulunmak, bir gun birseye bakmasi icabettiginde elini atacagi kaynaklari yakin cevresinde bulabilmektir. boylelikle okunmamis kitaplardan ozur dilenip baris antlasmasi imzalandiktan sonra bir ferahlama donemi gelse de artan kitap sayisini kaldirmayan kitapliga yenilerini eklemek, evin orasina burasina konuslandirilmis kitap yiginlarini duzenlemek gibi mekana ve mobleye dair problemlerin peydahlanmasi yakindir. etrafla konu uzerindeki konusmalarinda ise savunmaci bir havaya burunur. kitapciya yollandigini soyledigi arkadasi, -e daha gecen gun almadin mi sunu bunu? dediginde - birader bu meyve sebze degil ki curusun, bittikce alinsin, teessuf ederim! gibi bir cikista bulunup kabarsa da icten icte, 'yahu hakli, hayallah, ama geldik iste simdi elim mecbur...' bir tane daha. neyse efendim, bilincli ve bagimliliginin farkinda olan hastamiz cesitli ruh hallerine bata cika kah okur kah kitap alir, bu is boylece gider. dilegimiz gun gelip de okunmamis kitaplarin agirligi altinda ezilen hastamizin, 'ben bu kitaplari simdi baslasam omrumun sonuna kadar bitiremem' hesabi yapip okumayi topyekun birakmamasidir.
çok küçük hesapların adamı
-
-dayı 1 lira bozuğun var mı?
-yok.
-1 dal sigara?
-kullanmıyorum.
-saat kaç, onu söyle bari!
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
1900lu yillarda aynen ya$anmi$tir.
edebiyat sinavi. soru: "baki'nin her yaneden ayagina altun akup gelür /
escar-i bag himmet umar cuybardan beytini ceviriniz." cevirinin sonu "dusen yapraklar medet umar irmaklardan" olacak.
yanda oturup "cuybar ne?" diye soran adamin soyadi akarsu'dur.
-"oglum, cuybar ne lan?"
-"fisir fisir"
-ne?
-"nehir. nehir."
-"ne?"
-"yahu, nehir! river, ....riviere,.... irmak, ....dere,... cay"
-"ne?... ne?...ne?... ne?...ne?... ne?...ne?... ne?..."
- "ooooof! hah, soyadin salak!"
- "tamam. saol."
sonuc: sinavdan cikilir, zaman gecer. notlar aciklanir.
edebiyatci: "x, sen bi daha istersen y'den kopya isteme evladim. senin iq seviyene gore fazla komplike kopya veriyo. ben de cok dusundum soyadini nerden cikartti bu diye."
adamin yazdigi: "du$en yapraklar medet umar soyadlarindan."
pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
-
tembelin el kitabına göre, pazar sabahı erken kalkmak için en iyi neden, kalktıktan sonra yatıp biraz daha uyumaktır.