ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anıtkabir için harcanan 24 ton altın
-
helali hoş olsun dediğimdir.
türkiye ile norveç arasında yapılan müthiş anlaşma
-
https://twitter.com/…?t=lqnfywnsnewruic7dyynva&s=19
"türkiye ile norveç arasında yapılan anlaşma ile norveç vatandaşları türkiye'ye kimlikleri ile seyahat edebilecek, türk vatandaşları için vize zorunluluğu devam ediyor"
bir kez daha ülkemle gurur duydum. ancak yine de biraz yetersiz gibi geldi bana. afgan, suriyeli ve pakistan vatandaşları ülkemize kimliksiz bile girebiliyorken, norveç halkından kimlik istememiz pek yerinde olmamış.
edit: arkadaşlar biliyoruz biz de turizm, o, bu, bilmem ne... sizce trajikomik olan şey bu söyledikleriniz mi? çok mesaj geldi. yeter artık. norveç, isveç, herkes bize giriyor. biz giremiyoruz. hep bize giriliyo. olay bu.
2. el oto pazarına büyük operasyon geliyor
-
sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...
oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.
bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!
usain bolt'tan selam kapan gönüllü
-
sporu ve her şeyi bir anda sevme nedeni olan gönüllü.
olay şu; usain bolt, londra 2012 200 metre finallerinden önce, orada görevli olarak bulunan gönüllülerden birisine yumruk selamı veriyor. çocukcağızın sevinci ise görülmeye değer oluyor. hani ağız kulaklarda denir ya, işte öyle.
yarım saattir izliyorum lan, benim de ağzım ayrıldı gülümsemekten. spor güzel şey be.
linki: http://imgur.com/gallery/hkmuq
daha yakını: http://24.media.tumblr.com/…3ifxsq1qdlh1io1_400.gif
not: aramaya inandım ama bulamadım ha.
edit: yepisyeni link: https://www.youtube.com/watch?v=izlzxoynu2e
en iyi arkadaşının akrabası gelen çocuk yalnızlığı
-
arkadaşın evindeyken geldiklerinde daha da yalnız hissettirir. hele bir de aynı yaşlarda kuzeni varsa en iyi arkadaşınız sizi oracıkta satabilir. (bkz: acıların çocuğu)
bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri
-
kızlarımızın nedense '' para ve karizma'' öğesini zikretmedikleri özellikler. bir erkek sabaha kadar ince ince öpsün, güzel gülümsesin, odun olmasın, yakışıklı değilse sallanmaz arkadaş. adam genel kültüre tecavüz eder derecede hakimi olsun, ince birisi olsun falan, fakir veya tipsizse geçmiş olsun.
biraz dürüstlüğe davet ediyorum lan hepinizi.
isp müşterisi tripleri
-
müş. siyah ekran çıktı efendim
ben. yazın kullanıcı adınızı
müş. yazdım
ben parolanızı da girin
müş taman
ben. garip karekterler akmaya başladığında klavyeden f7 ye basın
müş. elimle mi?
ben. eee siz bilirsiniz
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
-
(bkz: forrest gump)
jenny: - çok korktun mu?
forrest: - bilmiyorum.ama bazen yağmur diner gökyüzü açılırdı.gökyüzü milyonlarca yıldızla dolardı.ya da dağdaki gölde gökyüzü iki katmış gibi görünürdü.çölde güneş doğarken yeryüzünün nerde başlayıp nerde bittiğini anlayamazdım
jenny: - keşke ben de orada olsaydım
forrest: - oradaydın ...
depe edit: (bkz: geri dönülesi yaşam kesiti) yeniden yaşama şansınız olsa nerden başlardınız?
14 ocak 2022 almanya'nın turkovac kararı
-
şeffaf olmazsanız bu yaptırımlara mahkum olursunuz.
birini tanımanın en iyi yolu
-
sessizce durun yanında,zaman geçirin ve bekleyin bakalım sizin hakkınızda ne düşünecek gözlemleyin.eğer senin sinsi olduğunu düşünüyorsa sinsidir.ezik olduğunu düşünürse eziktir.mütevazi olduğunu düşünüyorsa mütevazidir.iyi niyetli biri diye düşünürse iyidir zaten.
sessizliğe,boşluğa,yumuşaklığa herkes şekil vermek ister.ve tabiki vereceği şekil kendisinden birşeyler içerir.
neşet ertaş
-
bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."
hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.