hesabın var mı? giriş yap

  • o estetikten uzak mavi paket tasarlanırken sen babanın taşaklarında bir amino asit tanesiydin muhtemelen, yok değildim diyorsan da mağarada yaşıyordun heralde, çizi ile bunun ne alakası var. ne içeriği aynı ne tadı aynı ne dokusu aynı ne pişirme şekli aynı.

    not: haylayf kırmızı çizgimdir.

  • kendisine gülümseyen, iyi davranan kadına hemen yürümeye çalışması, kendine iyi davranan erkeği ise ezmeye çalışması. bomboş olduğunun en büyük kanıtıdır bana göre.

  • kodumunun oyununda nasıl yürünür çözemedim bir türlü. yollara tıklıyom tıklıyom daire çıkıyor ama yürüyemiyorum. bir el atın lütfen.

    edit: gerçekten yürümek gerekiyormuş sağolun.

  • benim. evde bile derli toplu gezerim. ama raytingi sanıldığı/ söylendiği kadar yüksek değil. o da bilinsin isterim. ele güne karşı değil kendine karşı olunması gereken bir şey.

    vakti zamanında bir sevgilim var. çat kapı gelmeyi seviyor. bir gün şu konuşma yaşandı:

    s*: ben yukarı çıkana kadar ne ara süsleniyosun yahu?!
    b*: bu ev halim.
    s: sucuya mucuya da mı böyle açıyosun kapıyı?*
    b: hayır tamamen soyunuyorum daha fantastik oluyor!
    s: ha ondan siparişlerin şak diye geliyor.

    peki sonunda noldu? adam beni bi güzel aldattı.

    kıssadan hisse: istediğin kadar bakımlı ol, adama kekli börekli kahvaltı hazırla, gömleklerini kolala...
    geçinmeye gönlü yoksa, niyeti bozuksa beyhude! ne demiş aşık veysel:

    "güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa"

    o yüzden bakımlı kadın, kendine özenen ve bunu başkası için yapmayan kadındır.

  • oflu bir baba ve bandirmali bir anneden 1907 yilinda gumulcine'de dogmu$, turk yazininin en onemli isimlerinden biri olmayi ba$armi$, 1948'de ise katledilmi$ olan aydin..

    hifzi topuz'un eski dostlar adli kitabinda anlattigi uzere, 1928-1930 yillari arasinda egitim icin almanya'da bulundugu donem sabahattin ali'nin ya$amina yon veren bir donem olmu$.. her $ey tren yolculugu sirasinda upton sinclair'in romani oil'i okumasiyla ba$lar.. yillar sonra rasih nuri ileri'ye anlattigina gore sabahattin ali, bu kitabi bitirince, "bu romanda olanlarin onda biri dogruysa namuslu bir insan mutlaka solcu olmalidir." der..

    yine ayni kitapta anlatilan bir aniya gore, sabahattin ali'nin aydin ortaokulu'nda almanca ogretmenligi yaptigi donemde, istanbul'dan donu$lerinden birinde trenden inmi$, bir de bakmi$, istasyondaki sivil polis kendisini izliyor. sabahattin ali'nin elinde iki valiz varmi$, hava da sicak mi sicak, polis de pe$inden geliyor.. ali biraz yurudukten sonra, durmu$, polis memuruna,

    "nasil olsa eve kadar pe$imden geleceksin," demi$,
    "hava da sicak, bari $u valizin birini de sen te$iyiver."

    adam da bir an $a$irip duraklami$, sonra da, "pekala, insanlik oldu mu?" demi$ ve bavulun birini yuklenmi$, iki eski dost gibi ahbaplik ede ede eve kadar gitmi$ler..