ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
servet çetin
-
televizyondan;
muhabir; servet, gecen hafta magazin basınında cıkan resimlerin bayan hayranlarını oldukca üzdü.
servet; sanmıyorum bayan hayranım oldugunu .
1500 m2'den küçük marketlere sigara yasağı
-
küçük esnaf kredi kartıyla sigara vermiyor. mecbur muyum ben 2021 yılında nakit taşımaya? ayak uyduramıyorsan bat abi bana ne..
halkı cahillikle suçlayan densiz kemalistler
-
pkk kilicdaroglu ile birlikte video yapmis alin izleyin yalanina inanan secmene cahil sifati az bile gelir.
osman sarıgün'ün ellerinin öpüldüğü fotoğraf
-
organize cehaletin bir ulkeyi nasil cokerttigini gosteren fotograftir.
birakin ayni ulkenin vatandasi olmayi, ayni biyolojik turden olmaya dahi utaniyorum bunlari gordugumde.
serdengeçti
-
bir hedef uğruna canını ortaya koyan, canından vazgeçen kimsedir. (bkz: fedai)
tarihte, osmanlı ordusundaki fedailer için bu kavram kullanılırdı. devletin kuruluş evresinde akıncıların, ileriki dönemlerde de yeniçerilerin arasında bulunan bu fedailer, savaş döneminde bir bayrağın açılmasıyla; fedailiğe gönüllü olan askerlerin o bayrağın altında 120'şer kişilik birlikler halinde toplanması sonucunda örgütlenirdi. bu gönüllü askerlerden; bir meydan savaşı yaşanacaksa en önden düşmanın arasına dalmaları, bir kale kuşatılıyorsa da açılan bir gedikten veya surları merdiven vasıtasıyla aşarak içeriye dalmaları beklenirdi.
serdengeçtilerin pek çoğu akınlarda hayatlarını kaybederdi. hayatta kalanlar ise maaşlarına zam yapılarak ve değerli kuş tüyleriyle süslenmiş bir kavuk giyme imtiyazı verilerek ödüllendirilirdi. kavuğu* alabilen serdengeçtilere serdengeçti ağası denilirdi. bu ağalar büyük saygı ve iltifat görürdü; ordunun içinde kıdemleri yükselirdi.
16. yüzyıldan sonra savaş sürelerinin uzamaya başlaması, ocak düzeninin bozulmaya başlamasıyla serdengeçtilere olan ihtiyaç daha da artmıştı. bu sebeple yeniçerilerin dışında başka sınıflardan da serdengeçtiler alınmaya başlanmıştı. 17. yüzyılda sık sık anadolu'dan serdengeçti toplandığı, gelenlerin de ulufe pazarlığı yaparak isimlerini yazdırdığı bilinmektedir. 18. yüzyılda ise patrona halil isyanı esnasında saray, asilere karşı koyabilmek için aşçı, helvacı vb. gibi saray çalışanlarından serdengeçti toplamıştır.
yeniçeri ocağı'ndaki nizamın iyice bozulmasıyla serdengeçtilik de tüm kıymetıharbiyesini yitirmiş; bu görev, menfaatçilerin üşüştüğü bir fırsata dönüşmüştür. bu düzensizlik döneminde serdengeçtilere verilen ulufe senetleri, bir nevi esham gibi ortalıkta alınıp satılmaktaydı. mesela 1768-1774 osmanlı rus savaşı döneminde bazı kimselerin yılda üç kere serdengeçtiliğe yazılıp ulufe hakkı kazandığı bilinmektedir...
velhasıl, 19. yüzyıla gelindiğinde sultan ikinci mahmut'un yeniçeri ocağı'nı kaldırmasıyla serdengeçtilik de tarihe karışmıştır.
kaynaklar:
+ ismail hakkı uzunçarşılı - osmanlı devleti teşkilatından kapukulu ocakları - cilt: 1 - türk tarih kurumu yayınları.
+ abdülkadir özcan - ''serdengeçti'' - tdvia - cilt: 36.
+ mehmet zeki pakalın - osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü - cilt: 3 - meb yayınları.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
ele geçirilen her türlü atkı, bere, yelek, ceket, mont vb.. giysinin alınıp birleştirilmesi, bunların büyükçe bir montta toplanması, montun kollarına içi dolu eldiven, başına ise kafa şeklinde doldurulmuş bir bere takılması...
ardından bunu arka köşeye, uyurmuş gibi monte etmek, sınıfa girildiğinde gerçekten de montunu giymiş bir öğrencinin alnını yarım çember oluşturmuş kollarının üzerine koyup uyurmuş izlenimi vermesi, sınıfa matematik öğretmeninin girmesi, herkesin ayağa kalkıp mont adam'ın haliyle olduğu yerde yatması, öğretmenin sinirlenip "kalksana evladım" diye birkaç kez tekrar etmesi, bizim anıra anıra gülmemiz, sonunda öğretmenin kaşları çatık vaziyette o köşeye ilerlemesi, durumu anlaması ve hala anıra anıra gülen sınıfta bir arkadaşa patlayıp "ne gülüyorsun gerizekalı" demesi...
sonradan bunu geliştirmiştik; öğretmen masasına oturtmuş, içi doldurulmuş pantolon, bot giydirmiş, tebeşirle yüz çizmiş, tek eline kutu kola vermiştik. felsefe hocası buna daşşaktan kızarken resim filan çekmiştik... benden fazla insana benziyordu.
kişinin okuduğu bölüm öğrenilince sorulan sorular
-
-ne okuyorsun?
+moleküler biyoloji ve genetik
-bana bi brad pitt klonlar mıssın?
+yapabilsem kendime bi angelina jolie klonlarım.
ekleme.
şunu da gerçekten yaşadım.
izmirde halamlardan eve dönüyorum. bi eshot otobüsüne atladım. şöfore iyi akşamlar dedikten sonra geç şu yakın koltuğa otur muhabbet edecek kimse yok dedi. peki deyip hemen kapının yanındaki koltuğa geçtim.
-öğrenci misin ?
+yok mezunum. yeni iş buldum. bi dahaki ay çalışıyor olacam inşallah.
-ne mezunusun?
+moleküler biyoloji ve genetik.
-ha sen bilirsin o zaman, söylesene çocuğunun erkek ya da kız olması için ne yapman lazım çiftleşme anında?
+dölleyen sperme bağlı. birşey yapamazsın.
-allah'ın işi demek.
+yani öyle de denebilir.
-ama tüp bebekte seçebiliyorlar spermi değil mi? bi makine var. oraya koyuyolar, x ve y kromozomu taşıyan spermleri ayırıyor.
dumura uğramıştım bunu duyunca. vay amk adam flow cytometry i (ya da diğer adıyla fluorescence activated cell sorting) biliyor lan. benim 3. sınıfta öğrendiğim tekniği.
+valla abi aynen öyle.
edit: sperm ayrımı yapılmıyor diye mesaj atanlar oldu, buyrun https://en.wikipedia.org/…iki/sperm_sorting#methods
fotoğraftan çirkinlik testi
-
program işliyor gençler, bana "hmm.." dedi. mealen"allah'ın yarattığına kötü bir şey deyip de günaha girmeyelim abi de niye upload ettin ki fotonu sen bilmiyor musun kendini" anlamı çıkarttım. "godlike" kategorisinden kızlar eqlesn, swh.
light graffiti
10 ağustos 2018 dolar kuru
-
arkadaş neyi konuşuyorsunuz burada? adamın elinde muaviye'nin şam ahalisi gibi bir kitle var. adam bunlara asgari ücret artacak vaadini yuhalattı siz hala bunlardan canlılık belirtisi bekliyorsunuz. zombi canlanır bunlar canlanmaz.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
konuşamayan bebeklere limon dilimi ikram etmek. ispiyonlayamıyorlar ve suratları inanılmaz sevimli görünüyor.
cem yılmaz'ın o. kavala ve s. demirtaş yorumu
-
"şu demirtaş suçlu ama..." yorumlarında gına geldi. onu da savunduruyorsunuz adama. arkadaş, suçluysa cezasını çeksin, mahkemelerimiz yargılasın, suçunu kanıtlasın, tck'da ne yazıyorsa o suçla ilgili, o kadar süre yatsın, bunu istemeyen şerefsizdir zaten. keza kavala için de aynı süreç işlesin. evrensel hukukta da böyle. olması gereken bu. gerek yasin börü ve arkadaşlarının başına gelenler, gerek 15 temmuzda yaşananları hepimiz biliyoruz, bunlarla ilgili kim suçluysa gün yüzü görmesinler. bu olması gereken şey.
ama ya suçlu değilse, soruşturma için içeride tutuluyorsa, yeterince suç bulunamıyorsa...
bu neden bu kadar önemli biliyor musun sevgili meriç? yarın aynısı sana da, bana da, bir tanıdığına da yapılabilir. ergenekon sürecinde, balyoz sürecinde yapıldı. şu anda hukuksuzca tutuklu binlerce khk'lı var. (neden hukuksuzca diyorum, devletin zamanında izin verdiği şeyleri yaptıkları gerekçesiyle suçlu gösteriliyorlar, legal bir bankaya, kendi hesabına para yatırdı diye işinden atılmış, hapse girmiş insanlar var. ha bu arada bankanın kurucusu bugün spk başkanı vs.)
iyi oku meriç. yarın şuursuzun biri gelip, seninle ilgili bir iddia ortaya atar, 4-5 yıl hapiste kalırsın daha hüküm almadan. bunu ister miydin? kendine istemeyeceğini başkasına da isteme. özgürlük çok kıymetli, bir saatini bile sana geri verecek kimse yokken, insanların yıllarını yiyorlar zindanlarda.
tanım: olması gerekeni savunmuş komedyen.
gelen mesajlar üzerine edit: yazdığım şeyin arkasındayım. anlatmaya çalıştığım bu soruşturmaların hala sürmesinin adalete güveni sarstığının anlaşılması. bu devletin savcısı/hakimi/polisi 4-5 yıl boyunca işlenen suça yönelik delil bulamıyorsa/dava açamıyorsa/davayı sonuçlandıramıyorsa adaletten nasıl bahsedebiliriz? adalet demek af demek değildir, suçluysa cezasını vermek, suçsuzsa haksızlığa uğramasını engellemektir. demirtaş o sözleri söylemiştir, halkı sokağa çağırmıştır ve bunun sonucunda insanlar ölmüştür. tamam, o zaman cezasını verelim, "dur biraz bekle (4-5 yıl) iddianame yazıp, seni yargılayacağız" denebilir mi? başımıza gelse "nerede bu devletin adaleti" demez miyiz?
şenol güneş
-
trabzon idmanı ders bir:
bugün trabzonspor idmanına getirilen vuvuzela antremana giren futbolcuların elinden ve çalma girişimden geçtikten sonra sahaya en son giren şenol güneş'in eline gelir.
- vuvuzela'yı hocaya veren görevli; içi boş bunun hocam
- şenol güneş; olur mu. içinde bağımsızlık var, özgürlük var bunun..
o gün şampanya patlatanla mı rabbine şükredenle mi
-
şampanya patlatanla amk.
2 nisan 2022 ramazan ayının ilk dayağı
-
edirne den gelmiştir.
kaynak : tamgatürk
kaynak: darkwebhaber
--- spoiler ---
bir lokanta sahibine “ramazan ayında dükkan açılmaz” diye tepki gösteren bir şahıs dayak yedi.
her yıl türkiye'nin birçok yerinde ramazan ayında oruç tutmayanlara uygulanan şiddet ve baskı edirne'de tersine döndü.
bir lokanta sahibini "ramazan ayında dükkan açılmaz" diyerek taciz eden şahıs lokanta sahibi tarafından dövüldü.
--- spoiler ---