hesabın var mı? giriş yap

  • ölümü ölümle kıyaslamadan samimi duygularla: masum hayatını şerefsiz ellerce kaybeden dünyanın mazlum çocuklarından bir diğeri.. güzel uyusun masum çocuk..

    berkin elvan da güzel uyusun..
    mısırlı esma da güzel uyusun..
    israil'in plajda vurduğu 3 masum güzel filistin çocuğu da güzel uyusun..
    hamas'ın katlettiği 3 isralli genç de güzel uyusun..
    yasin börü de güzel uyusun..

    çocuk ölümlerinden siyasi saldırı, siyasi malzeme yapan bu zihniyet de yere batar umarım! sizin zihniyetiniz dünyaya hakim oldukça ölümler devam eder insanlığını bırakmış tuhaf yaratıklar sizi.

    "bana her berkin diyene senin adını söyleyeceğim" diyor. samimiyetine sıçayım senin.

    edit: ulan ölen her çocukta sizin zihniyetinizin benzeri zihniyetlerin payı var. insanlığınıza, vicdanınıza ayrı ayrı sokayım. paramparça olmuş çocuk bedenlerinden nemalanmaya çalışmayın. alevi ölünce susup sünni ölünce konuşmayın. noldu, zoruna mı gitti israilli, alevi, senin dininden olmayan gençleri korumam? çocuğun dini mi olur, ırkı mı olur yüreğine tükürdüklerim?

  • başlığına kaltakların doluştuğu türkiyenin en iyi spikeri. maç anlatışına hayran olduğum, sırf o anlattığı için daha keyifli maçlar izlediğim süper adam. seni sevmeyen adamın çükü düşsün, kadının amı kurusun. işte piremiyer lig buuaaaaa.

  • küçükken yalan söylediğimiz zaman "atma recep din kardeşiyiz" derdik ya hani; neden ahmet, mehmet değil de recep denildiğini şerefsizim yeni anladım.

  • yıl 2001 krizi patlamış, o zaman çalıştığım iş yerinden 5 ay maaş alamamışım... başladığımdan beri babamdan para almıyorum gururuma yediremyorum, maaş alamadığım işi bıraktım yeni bi iş bulana kadar okula gidip geliyorum (okul avcılarda ev kadıköyde), macburiyetten babadan para bittikçe 10 milyon alıyorum ve bu para ile 4-5 gün idare ediyorum (çok ciddiyim), yeni işe başladık ordan da ilk iki ay paramızı alamadık, gündüz okul akşam iş sonra ev gün içinde tek para harcadığım şey yol ve onu binbir türlü ucuza, beleşe getirerek idare ediyorum (akbil, otostop, arkadaşların arabaları...) okuldayım... üşüdüm... 150 bin lira çay (çok iyi hatırlıyorum 150.000 idi...) hesapladım, çay içersem yol paramda boşluk olacak... içemedim o gün çay... paranın ne olduğunu düşününce hep bu aklıma gelir...

    (bkz: para/@huzursuz)

  • okudum bayağı bir yazılanları, yani güldüm ve sinirlendim. şimdi ben de evlilik hazırlığında -külliyen yalan! hazırlanıyorum diyip diyip, orada burda içip günümü gün ediyorum :)- bir türk kadını olarak, hem de türk olmayan bir erkekle evlenecek birisi olarak bu mitlere cevap vermek istiyorum.

    kızın ailesi her şeyi istiyormuş: iki tarafın da ailesi bir sürü şey istiyor. bak bakalım, annene biz düğün istemiyoruz deyince ne diyecek! önemli olan "biz bunu, şunu istiyoruz/istemiyoruz" diyip dediklerinin arkasında durmak. daha düğünde asgari müşterekte buluşup, çift olarak davranamıyorsanız, bakın bu evlenmemek için her dilde, her kültürde çok iyi bir neden olabilir!

    ya bu arada düğünü damat tarafı öder geleneği çoğu yerde var. yok kız tarafı kitliyor falan diye bağrınmışsınız. bakın öropanın merkezinden bir almanla evleniyorum, adamın babası olmayan düğünün masraflarını ödemeye çalışıyor. yani durum vahim, ortada düğün yok, istemiyorum, yapmıyoruz, adam hala bir şey ödemesi gerektiğini düşünüyor. en son, "nikahtan sonra meyhaneye gidicez, çok istiyorsa hesabın büyük bölümünü ödesin" falan dedim de kurtuldum. evlilik geleneklerimizle ilgili bana sorduklarında hani takı merasimi oluyor ama takmak zorunda değilsiniz dedim ezile büzüle. sandım ki hani para istiyormuşum gibi oluyor, çok ayıp falan. sonra bakmışlar, bir bilezik fazla ucuz olur iki tane alalım demişler. çok güldüm yeminen. meğersem almanya'da da para veriliyormuş, altın değil de nakit yani.

    kızın ailesinin her işe karışması: bakın bu konuda ben de çok kırgınım. annem hiç geleneksel bir insan değildir ama yine de bir iki kere fena kavga ettik. "ne demek düğün istemiyorum" ile başladı "ne demek gelinlik giymeyeceğim" ile devam etti ve daha bugün "siz berlin'e taşındığınızda tabi gelirim evi yerleştirmeye, eksiğinize gediğinize bakmaya" diye süregeliyor. telefonda konuştuk partnerimle, "benimki de yerleştirmeye gelmek isteyecek, senin anneden bile çok karışır. ikimiz de kafayı yemek istemiyorsak, bir şekilde kandıralım da ikisi de gelmesin" dedi. sonra da ikisi de gelirse hangi farklı şekillerde çıldırırız diye düşünüp güldük eğlendik.

    yani tutturamadınız arkadaşlar, aileler en öropalısında bile karışıyor. karışması da problem olmamalı aslında. evet, çok stres yüklüyor insana ama çift olarak tek stres kaynağı aileniz olmayacak, bunun karşısında beraber duramıyorsanız, bir problem var demektir.

    yazılacak çok şey var da, hoşuma gitti bu yazma işi, diğer başlıklara da kalsın biraz.

    kısaca siz eril egonuzu türk kızı üzerinde gösteriyorsanız, elaleme gösterişim olsun diyecek biriyle evlenmenin norm olduğunu kabul ediyorsanız, kalıplar dışında evlenebilecek kadar gücünüz yoksa, evlenmeyin.

    sen bütün kadınların senden bir şey koparmaya çalışan, ailesiyle sülalesiyle seni söğüşleyen fesatlar olduğunu düşünüyorsan, evlenme, bulaşma hiçbir şeye. nasıl bir sevgisizlik, nasıl bir kadın düşmanlığı aklım almıyor. yani adam evlenecek ama karşısındakinin sülük, fesat bir canavar olduğunu düşünüyor. sizin aşiret sizi beşik kertmesi mi yapmış ne yapmış? sevgisizlikten içiniz mi çürümüş ne olmuş? ya da daha olası olanı, hayatınız boyunca ataerkinin bütün nimetlerinden yararlanmışsınız da, şimdi sizden bir şey istenince çileden çıkıp, kadınlara mı çatıyorsunuz?