hesabın var mı? giriş yap

  • türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    mustafa kemal atatürk'ün, kurtuluş savaşı'nı birinci ağızdan aktardığı ve o döneme kadar yapılan faaliyetleri özetleyen; 15 ekim - 17 ekim 1927 tarihleri arasında yaptığı tarihi konuşma toplam 36,5 saat sürmüş, sonrasında nutuk adı altında kitaplaştırılmıştır.

    yukarıdaki tanım da bu kitaptan alıntıdır.

    mustafa kemal atatürk'ün ölümünden yaklaşık 5 ay önce, 20 haziran 1938 tarihinde çıkan kanun ile 19 mayıs günü, 19 mayıs gençlik ve spor bayramı olarak kutlanmaya başladı. 12 eylül 1980'den sonra adı, 19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı olarak değiştirildi.

    aynı zamanda cumhuriyet halk partisi'nin de kurucusu olan mustafa kemal atatürk; kurtuluş savaşının fiilen başladığı tarih olarak kabul edilen 19 mayıs 1919'un yıl dönümünü gençlere armağan etmesinin yanında, yaptığı tarihi konuşmanın da son bölümünde gençliğe hitap etmek suretiyle, türk gençliğine verdiği önemi göstermiştir.

    bu sebeptendir ki gençliğe hitabe ve 19 mayıs, atatürk'ün gençlere ve gelecek nesillere olan güveninin adeta simgesi olmak gibi ortak bir noktaya sahip denilebilir.

    nutuk'un içerisindeki;

    --- spoiler ---

    sayın baylar; sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım.

    --- spoiler ---

    cümlesinden de anlaşılacağı üzere mustafa kemal atatürk; "yarınki çocuklarımız" dediği insanları, yani tam olarak bizleri dikkat ve farkındalığa çağırmış.

    bunu da, yine nutuk içerisindeki şu cümleyle yapmış:

    --- spoiler ---

    "memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet* ve hatta hıyanet* içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini*, müstevlilerin* siyasi emelleriyle tevhid edebilirler*."

    --- spoiler ---

    bayramımız kutlu olsun.

  • bayramın ilk günü yürüyüş yapmak için gittiğim yer. her yerde sandalye kiralayan kekolar, son ses rap şarkısı açıp dinleyen kekolar, ağzıyla içmeyi bilmeyen ve etrafı çöp yığınına çeviren kekolar doluydu. ne kadar iğrenç bir yer olmuş burası yav diyip eve dönerken iki grup birbirine bıçaklarla girdi. gözümün önünde insanlar bıçaklandı yüzlerinde bira şişeleri kırıldı. istanbul'un en nezih semtleri bile esenyurt'a çevrildi. bu ülkenin sonu çok karanlık.

  • nicelullaby; cinsiyet: kadın; yaş: 22; il: istanbul
    üniversite öğrencisiyim. her sınavın sonunda sınav kağıdıma bildiğim duaları okurum ve üflerim. dua okuyup üflediğim belli olmasın diye kağıdın boş bir yerini silgiyle silerim, sonra silgi tozlarını üflüyormuş gibi okuduğum duayı üflerim. ne kadar faydalı oluyor bilmiyorum ama bu bende bir alışkanlık haline geldi.

    meali: ayrıca sınavda yere düşen silgimi arıyormuş gibi 2 rekat namaz kılıyorum..zekat niyetine arkadaşlara 0.5 uç veriyorum..

  • fiat 131 orijinalinde 1974 ile 1984 arası italya'da üretilmişti. tofaş fabrikası da 1976 senesinde aynı arabayı murat 131 adını kullanarak üretimine başladı. arabanın ikinci jenerasyonuyla beraber de fiat 131, tofaş şahin ve tofaş doğan olarak isimlendirildi.

    fiat regata ise, italya'da fiat 131 yerine 1983'te üretimine başlandı. ama türkiye'ye bu araç gelmedi ve tofaş şahin ile tofaş doğan'ın üretimlerine devam edildi. yani 1984'te avrupa'da eski kasa statüsüne germiş bir otomobil modeli, bizim ülkemizde 0 araç olarak üretilmeye devam ediliyordu. ancak 80'li yılların sonuna doğru da yeni bir kasa gereksinime pazarda ihtiyaç duyulmaya başlandı. tofaş'ın bu noktada 1987 senesi gibi fiat regata'nın üretimine başlaması, gecikmiş de olsa kabul edilebilir bir hareket olabilirdi. ama koç grubu onun yerine, bu arabanın kalıbını fiat 131 şasisine uyarlayarak, millete yeni kasa tofaş şahin ve tofaş doğan diye kakalamaya başladı.

    sonuçta ortaya çıkan araç, fiat regata'nın fiat 131 boyutlarına uyarlanmış ve eski teknolojiliye sahip bir otomobildi. üstelik bu aracın kalıpları fiat 131 şasisine uyarlanabilmesi için daha da çirkinleştirilmişti. yani fiat regata türkiye'de sadece kalıbının kullanıldığı, fakat yürüyen aksamının hiçbir zaman ülkemize getirilmediği bir fiat modelidir.