hesabın var mı? giriş yap

  • -istanbul ankara arası bir yolculukta ya$anan bir olaydır

    adam otobusle giderken, bolu dagi'nda verilen molada korkunc siki$tığı için tuvalete ko$turmuş. bo$ kabin bulup kendini oraya atmı$. tam oturmu$ ki yan kabinden bir ses gelmi$.

    -merhaba
    -adam $askin bir şekilde cevap vermi$ "merhaba"
    -ses devam etmi$ : nasilsin?
    -ilk defa ba$ina boyle bir $ey geldiğinden, yine $a$kin $a$kin yanitlamı$ : sagol iyiyim. sen nasilsin?
    - ne yapiyorsun?
    -bir an tereddut gecirmi$ zira adam onun tuvalette oldugunu bildigi icin mutlaka ne yaptigini da biliyormu$ baska bir$ey anlatmak isteyip konuyu deği$tirerek, ben istanbul'dan ankara'ya gidiyorum. sen nereye gidiyorsun?

    adamin sonraki cumlesi bu muhabbeti sona erdirmi$:

    -hayatim, telefonu kapatiyorum. yandaki tuvalette bir gerizekali var. sana sordugum sorulara yanit verip duruyor. ben seni sonra ararim. *

  • her 10 erkeğe 1 erkeğin düştüğü bölümle ilgili fake haberdir.

    kıbrıs odtü olmasın o?

    edit : yok yok bildiğin ankara yerleşkesinden. haber doğru. eşli danslar topluluğuna da üye.

    bence odtü makina bölümü artık zirvede iken kapatılmalı. adamların intikamı çok sert oldu. yıllardır bölüm dışından kimseyi içeri almadıkları gizli bir atelyeleri vardı. yılların birikiminin ürünü. kendileri yapmışlardır yıllar yılı ilmik ilmik işleyerek kesin japon işi filminde olduğu gibi.

  • - merhaba.
    - merhaba. (gülümseyerek)
    - bir adet malbuş alabilir miyim?
    - tabi buyrun. (gülümseyerek)
    - paket değil dal ya.. dal sigara yok mu?
    - maalesef.. (gülümseyerek)
    - yapacağınız işi s.keyim.
    - :( (gülümseyerek)

  • ön edit: bu entry'nin bu kadar tutmasini beklemiyordum ama destek için çok teşekkür ederim.

    (bkz: ben hep 50 liralık euro alıyorum)
    aylar sonra gelen edit: vay amk 50 tl ye 22 € aliyormusum o zamanlar. simdi 15€ alabiliyorum. yuruye dur turkiyem euro 4 tl olmadan rahat olmasin yataklarda bizlere.

    edit2: 14,6 € alabiliyoruz sözlük patron çıldırdı.

    edit3: 12.75 € 'ya düştü sözlük. // 19.04.2017

    edit4: 12.09 € 'ya düştü sözlük. // 10.08.2017

    edit5: 10.72 €'ya düştü sözlük. // 01.02.2018

    edit6: 9.84 €'ya düştü sözlük. //
    09.05.2018

    edit7: 8.74 €'ya düştü sözlük. //
    23.05.2018 normalde bu kadar sık yazmiyorum ama üstün kur artışı yazdırdı sözlük.

    edit8: 8.44 €'ya düştü sözlük. //02.08.2018

    edit9: 7.3 €'ya düştü sözlük. //12.10.2018

    edit10: 7.95 €'ya yükseldik sözlük. // 09.01.2019

    edit11: 7.95 €'da sabitledik sözlük. // 19.09.2019

    edit12: 7.49 € ile şükürler olsun rahibi bırakmadığımız krizde olan euro kuruna geldik. // 05.01.2020

    edit13: 7.05 € ile gördüğüm en yüksek kura dayandı. ne diyeyim - hakkımızda hayırlısı.
    23.03.2020

    edit14: 6.39 € ile rekorumu yeniledi. konu hakkında bir sürü mesaj alıyorum. sık editlemek istemiyorum çünkü anlık/günlük/haftalık yükselmeleri pek istemiyorum ama şunu bilin döviz konusunda en çok üzülenlerden biriyim.
    7.05.202

    edit15: 5.67€ ile rekor tazelendi. istikrarlı şekilde düşüyoruz. acaba ne zaman yere çarpacağız.

    edit16: 4.81€ ile rekor yinelendi. daha çarpamadik tabana. // 01.06.2021

    edit17: 4.51 € ile rekor yine yeniden tazelendi. ne yazık ki hala çarpamadık tabana. çok üzgünüm ama hala güncelliyorum. // 22.10.2021

    edit18: 3.42€ ile rekor yine yeniden cıncık gibi tazelendi. // 24.11.2021

    edit19: 3.08€ kelimeler kifayetsiz. bir para birimin edit1'den buralara gelmesi inanılmaz üzücü. çok üzgünüm. // 13.12.2021

    edit20: 2.75€ iyi para kanka. işin kötüsü herkes şunu biliyor umarım olmaz ama yakında dahada düşecek bu sayı// 19.06.2022

    edit21: bu sefer iki farklı kur yazacağım. bence bu bile yorum yapmamamı açıklar.
    merkez bankasına göre : 2.33€
    akbank'a göre : 2.19€
    not: daha önce hep akbank'a göre yazıyordum. // 27.04.2023

    edit22: malum kur bu aralar hareketli. hareketin başında not olsun diye notumuzu alalım hemen. ne yazık ki artık türkiyede üç farklı kur oldu.
    merkez bankasına göre : 2.18€
    akbank'a göre : 1.97€
    altınkaynak'a göre : 2.01€
    kısa not: altınkaynak'a göre yazmamın nedeni artık nakit olarak alıyorum. altınkaynak kurundan veriyor döviz burosu. // 07.06.2023

    edit23: bence iyi haber bankalar ile altınkaynak birbirilerine yaklaşıyor ancak merkez bankası hala uzak.
    //23.06.2023
    merkez bankasına göre : 1.92€
    akbank'a göre : 1.78€
    altınkaynak'a göre : 1.81€

    edit24: kur yükseliyor bu oldukça kötü bir durum ancak merkez bankası kuru ile altınkaynak kuru aynı yere oturdu. en azından reel bir duruma döndük. bence kötü olan her yazdığımda 10% düşüşler oluşu. bazıları ne zaman bırakacağımı soruyor. bence 1 olunca bırakırım.
    //17.10.2023
    merkez bankasına göre : 1.70€
    akbank'a göre : 1.65€
    altınkaynak'a göre: 1.69€

    edit25: kur tahminimden hızlı yükseliyor. 31 mart'dan önce ki son iş günü yine güncelleyeceğim. ancak yine banka fiyatları - piyasa ve merkez bankası üçü de farklı kura döndüler. 4 ayda aşağı yukarı 10%'luk bir artış olmuş. gerçekten korkunç.
    //22.03.2024
    merkez bankasına göre : 1.53€
    akbank'a göre : 1.50€
    altınkaynak'a göre: 1.54€

  • - cenk ya kusura bakma yer yok beraber yatıcaz seninle rahatsız olmazsın de mi?
    - nea??!? (gulp) biz.. ikimiz... beraber mi yatıcaz aysun?
    - haeuahea evet.. hihih senden zarar gelmez bana.. canım yaaa
    - gelir aslında.. gelebilir yani.. gelebilir di mi? gelsin yaaa...
    - kikikir.. ilahi cenk... gelmez gelmez..
    - g.tüne korum senin...
    - aheuahe çok komiksin yaa. başkası dese falan kızarım da sana kıyamıyom bile.. uyyy canım canım..
    - ühü ühü .mınıza koyım laaan... ühühüh...
    - eheuehea

  • (bkz: fıstık)
    bizimki pek eve uğramazdı.
    uğradığında da elinde siyah poşet içinde 4-5 tane bira, 2 paket uzun samsun olurdu.
    bazen o siyah poşetin içinde fıstık olurdu.

    kapıdan sallana sallana, elinde poşet ağır alkol ve sigara kokusu ile girdiğinde, elindeki torbaya kitlenirdik.

    aslında elinde torbayla gelmesi bir bakıma iyiye işaretti. torbasız gelse, annemin elinde günlük kazancı vs varsa döverek alacak ve kumara gidecek demekti.

    siyah torbayla geldiyse, en azından tv'nin karşısında yere oturacak, çakmağıyla efes tombulu açacak, önüne kül tablasını koyacak, yanına uzun samsun paketleri ve en sonda da fıstık torbasını koyacak demekti.

    pek az yemek yerdi. zaten çöp gibi bir adamdı. bünye olarak zayıf ama psikopatlıkta ağır bir abiydi kendisi.

    bazen annem siniyle akşam yemeğinde yediklerimizden önüne koyar, sofra bezinin üstüne dizlerini kırıp, eğilerek höpürdete höpürdete yalap şap yerdi.
    asla bitmezdi o tabaktaki yemeklerin hepsi.
    mutlaka biraya da yer kalması gerekirdi.

    yemesi içmesi bitince yine yerde koltuğun kenarına yaslanır, yüzü tv'ye dönük sigarasını yakar, birasını açardı.

    genelde ilk bira bittikten sonra bizle biraz sohbete başlardı. sohbet dediysem dersler nasıl falan filan değil. genelde kendini anlatırdı.
    bazen de annem laf atardı "ee naptın" bugün falan gibi.
    sanki birkaç gündür evde yokmuş gibi değil de, sürekli bizleymiş sanki bozuk bir aile düzenimiz yokmuş sanki varı yoğu kumarda, meyhanede, birahane yememiş gibi.

    benim gözüm ise fıstıklarda olurdu. bazen şeffaf yumurta poşeti gibi poşetlerin içerisinde, bazen de kese kağıdında gelirdi o fıstıklar.

    bense en çok kese kağıdında gelenleri severdim. çünkü kese kağıdında geldiyse, o fıstıklar sıcaktır demekti.

    kül tablasının yanındaki fıstıklara uzanır, içlerinden alabildiğim kadar alır, kenara çekilirdim. görmezden gelirdi. sonra annem alır kardeşime falan uzatırdı.
    kardeşim genelde istemezdi.
    bense hemen çabucak yiyip fıstıklar bitmeden bir kez daha avuçlama derdinde olurdum.
    ikinci kez seğirtip de, biraz fazla alırsam, "höst len meze bu" derdi.
    kendine kadar alırdı çünkü.
    "az al az", "yavaş ye lan boğulacan" derdi. işte o zaman yediğim bütün fıstıklar boğazımda kalır, gözlerim buğulanır, kendimi zor tutardım.
    keyfi yerindeyse de hiç ses etmezdi.

    şimdi düşünüyorum da, deli gibi çerez sevmemin, hatta yemekleri hızlı hızlı yemenin, içki içerken mezeyi bol bol hatta bazen açmış gibi çalakaşık yememin altında da acaba bunlar mı yatıyor?

    hep böyle kasvetli ortam da olmazdı. bazen neşeli olurdu, eğer o gün kumarda falan kazanmışsa, yada çok nadir kumara gitmeyip direkt eve geldiyse, gün içerisinde hoşuna giden bir şey yaşadıysa.

    ama o siyah torba hep elinde gelirdi. ve biz de beklerdik acaba bize ne getirdi diye. torbanın içine kitlenir kalırdı gözlerimiz.
    ama tarife genelde hep aynıydı 4 bira, 2 paket uzun samsun. bazen fıstık, bazen de tavuk..

    çikolata olsun isterdik, dondurma olsun isterdik her çocuk gibi.
    alamayacağından değil çünkü işin kötüsü ne biliyor musunuz?
    bu adamın işi buydu.
    kantini vardı.
    başkalarına çikolata, gofret, sandviç satıyor ama eve gelirken çocuklarına bir parça çikolata getirmek yerine kendine bira ve sigara almayı ihmal etmiyordu.

    hep derim.
    17 yaşımdan 21 yaşıma kadar küs ve kavgalı, 21 yaşımdan 23 yaşıma kadar ise bir baba oğuldan ziyade, onun için bir suç ortağı bir arkadaştım.
    ben 23 yaşımdayken de öldü zaten.

    yine hep derim ki;
    ......ve ben babamı yaşattığı tüm kötü anılara rağmen öldüğünde affetmiştim.
    sonra ben baba oldum ve baba olunca anladım ki, evlat bambaşkaymış.
    şimdi iş yerimde, çocuklarımsız bir doğum günü pastası bile yesem boğazımda kalır.

    o yüzden baba olduktan sonra, babama olan affediciliğim yerini çok daha büyük bir kızgınlığa bıraktı...