ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayatta bir kez olsun yapmak istenilen meslek
-
(bkz: kuruyemişçi)
açık kuruyemiş olacak sıcak sıcak, alıp tartacaksın böleceksin karıştıracaksın. kürekte artanı sen yiyeceksin.
sözlüğün bir kırmızı çizgisinin olması gerekliliği
-
bu istekte bulunanlar için eski moderatör guru yıllar evvel bir söz söylemişti. tekrarlayalım:
"neyi yazıp neyi yazmamanız gerektiğine, gerçekten bir başkasının karar vermesini istiyor musunuz?"
hıncal uluç
-
(bkz: herbokolog)
kerem tunçeri'nin soyadı dersim olsun kampanyası
-
delsim olabilir gibi duruyo
steve nash
-
beyaz tenini, terden alnına yapışmış saçını, anthony kiedis'e benzeyen suratını, etrafındakilere oranla hayli küçük bedenini görüp de kim bu adamın bir zamanlar nba'i domine ettiğini düşünür.
aklın hükmü her daim öndedir. rucker park'a bile sokulmayacak o tipiyle kariyeri boyunca çam yarması kas yığını adamları maymun etti yaptığı asistlerle. john stockton'ın bıraktığı yerden bugüne taşıdı o bayrağı. onun bıraktığı yerden kim devam edecek? muamma.
özellikle sakatlıklarla geçirdiği son birkaç yılda kendisiyle ilgili var olan güzel anılar tazeliği yitirmiş olabilir ama 2000'lerin ortasında belki de tarihin izlemesi en keyifli takımı olan phoenix'e oynattığı o muazzam basketbol ne olursa olsun asla unutulmayacak.
ekşi sözlük başlık altı entry gidişat paradigması
-
durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.
örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)
x kişi: sen gavatsın
y kişi: bence böyle şeyler normal
z kişi: buna normal diyen gavattır
tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.
örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.
x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.
iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
(yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)
o ses türkiye
-
dayanamadım, ben de 105 bayhan yazıp 3181'e mesaj attım.
galatasaray
-
çoluk çocuk, iş güç sahibi bir galatasaraylı olmama rağmen ve galatasaray'ı buradaki çoğu ergen galatasaray taraftarı gibi uefa kupasından sonra değil monaco maçından beri tutmama rağmen hiç bir zaman matematiksel olarak kesinleşmedikçe şampiyon ilan etmeyeceğim takımım. belki ergenler hatırlamaz 2007-2008 sezonundaki şampiyonlukta son maçta kaybetseydik yine fener şampiyon olacaktı ama ben o maçta dahi rahat edememiş biri olarak özellikle tribünde olduğunu iddia eden "abi"lere sesleniyorum buradan. takımı adam gibi destekleyin. maç boyunca arabesk şarkı söylemeyin, gaza getirin ve şampiyonluk garanti havası ile maça gitmeyin. oyuncuları da bu psikolojiye sürüklemeyin. sakın şampiyon olmuş bir takımın maçı gibi maç öncesi şovlara girişmeyin. şu an lig tv'deki çakallar başlarını ellerinin arasına almış, nasıl bu yarışı son haftaya taşıyabiliriz diye düşünüyorlar. siz de şampiyonluk zaten bizim havalarına girerseniz ve takımı da bu havaya sokarsanız nah şampiyon oluruz.
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
-
doğru kişi diye bir şeyin olmadığını ve günümüzde herkesin her şeye katlandığını, evlilerin hepsinin mutsuz olduğunu fark eden insan dolayısıyla hiç evlenmeyecekmiş gibi hissediyor. kötü bir duygu değildir, evli olup mutsuz olmak mı yoksa hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek mi deseler kuşkusuz hiç evlenmeyecek gibi hissetmeyi seçerim
magnum'un pahalı olduğu yıllar
-
aynı zamanda camel'in camel olduğu zamanlardı galiba,
ya ben küçüktüm ve bütçem/iz dar olduğu için bir adet magnum'un nispi fiyatı fazla geliyordu, ya da harbiden magnum eskiden çok pahalıydı ve neredeyse lükstü. zira hiçbir zaman alamazdık.
tıpkı kinder sürpriz yumurta gibi.
şimdi bok gibi param var ama o zamanlarki isteğim yok.
sıçarım böyle düzene...